Naci Görür Haberglobal'e konuştu, Yedisu'nun süresi doldu!

Haberglobal.com.tr'ye konuşan deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Tunceli, Erzincan ve Bingöl'ü etkileyecek büyük deprem riskine dikkat çekti. Yedisu fayının kırılma periyodu olan 250 yıllık süreyi doldurduğunu dile getiren Prof. Dr. Görür, "bölgede acilen depreme dayanıklı kentler yapılmalı" dedi.

Son Güncelleme:

Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, son günlerde özellikle Erzincan-Karlıova arasındaki Yedisu fayına dikkat çekiyor. Bu fayın en son 1784'de büyük deprem ürettiğini dile getiren Prof. Dr. Görür, fayın 250 senede bir deprem üretme potansiyeli olduğuna değinirken, "depreme dayanıklı kentler" çağrısında bulundu. Yedisu fayındaki riskler ile önlemleri konuştuğumuz Prof. Dr. Görür, önemli mesajlar verdi...

*Tunceli, Erzincan ve Bingöl Karlıova hattına özellikle dikkat çekiyorsunuz? Buradaki deprem riski nedir?

"Erzincan ve Karlıova arasında Kuzey Anadolu fayının Yedisu segmenti yer alıyor. Bu bölgedeki tarihsel depremleri incelendiğimizde son büyük depremin 1784 yılında olduğunu görüyoruz. Kuzey Anadolu fayında, ortalama 250 yıllık periyotlarda büyük deprem olduğunu düşünürsek, söz konusu bölgede 7.2, 7.4'lük deprem riski var. Tunceli ve ilçeleri için daha büyük risk söz konusu. Tunceli ve çevresindeki yerleşim alanlarının depreme dayanıklı, dört dörtlük yapılar olmadığı biliniyor. Tarihsel açıdan Yedisu fayının kırılma periyodu doldu."

Kritik faylarda yaşanan depremlere ilişkin analizlerini paylaşan Prof. Dr. Naci Görür, Tunceli ve Marmara Bölgesi'nin dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu söyledi.

*Olası kırılma nasıl bir tabloya yol açar?

"Deprem; Bingöl, Erzincan, Tunceli, Karlıova arasını etkiler. Israrla uyarılarda bulunuyorum. Özellikle yerel yönetimleri uyarmamın nedeni, deprem gelmeden hazırlık yapmaları... Her yerde 'deprem dirençli kentlerden' söz ediyorum. Deprem dirençli kentlerin nasıl ve kimler tarafından yapılacağını Türkiye’yi dolaşıp anlatıyorum. Artık dilimizde tüy bitti. Bingöl, Erzincan, Tunceli ve çevresi de deprem dirençli kentler haline getirilmeli."

*Yedisu fayında oluşacak büyük deprem riskine karşı somut adımlar neler olabilir?

"Başta Tunceli olmak üzere, sözünü ettiğim yerleşim yerlerinde depreme hazırlık çalışmaları vakit kaybetmeksizin başlatılmalı. Yedisu fayı ebediyen orada duracak. Deprem bugün olmazsa, yarın olacak... O yüzden kentleri depreme dirençli hale getirerek deprem derdinden kurtulmamız gerekiyor. Türkiye’de 500'den fazla canlı fay var. Karlıova, Erzincan arasındaki segmente tarihsel depremsellik periyodundan ötürü dikkat etmek gerektiğini söylüyorum. Şimdiye kadar Türkiye’de hiçbir kent depreme dirençli hale getirilmedi."

*Öncelikli bilimsel çalışmalar neler olmalı?

"Başta Yedisu fayının geçtiği yerler olmak üzere ülke genelinde mikro bölgeleme çalışması yapılmalı. Bu çalışma büyük ölçüde; fay analizi, deprem dalgalarının o bölgedeki zeminle etkileşimi, zeminin niteliği, deprem dalgalarının hızı, ivmesi, şiddetin dağılımı, nerelerde sıvılaşmanın olacağı, nerelerde kaya düşmelerinin olup olmayacağı gibi tüm verileri içermeli. Ne yazık ki, İstanbul dışında mikro bölgeleme çalışmaları doğru düzgün yapılmıyor."

Prof. Dr. Görür, olası büyük depremde İstanbul'daki 100 bin konutun ağır hasar alacağını söyledi.

*Olası Büyük Marmara depremine yönelik son bilgi veya olası riskler neler?

"İstanbul'da 1 milyon 100 bin yapı stoğu var. Dolayısıyla bir milyon yapı stoğundan İBB’nin verilerine göre, yaklaşık 100 bin tanesi çok büyük hasar alacak. 100 bin bina, her binada yaklaşık 5 katlı olsa 500 bin kat demektir. Her katta 2 daire olsa 1 milyon daire yapar. Her dairde de 4 kişi olsa demek ki 4 milyon insanın can güvenliği doğrudan tehdit altında. Bu rakamlar bizi korkutuyor."

*Sizce İstanbul özelinde deprem önlemleri açısından geç kaldık mı?

"Marmara’da çeşitli ilçelere gidiyorum. Ancak depremi konuşmuyoruz, deprem zaten olacak. Bunu kabul ediyoruz. Eyüp’ü nasıl dirençli yaparız, Kadıköy’ü nasıl depreme dirençli hale getirebiliriz? Artık amaç bu olmalı. İnsanların da konuşması gereken bu olmalı. Bu konuda da yerel yönetimler, hükümet hatta vatandaşlar da omuz omuza verecek, çalışmalara başlayarak ülkeyi bu dertten kurtarmak gerekir."

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber