Karanlık inziva "ruhları" karartır mı!

'Karanlık inziva meditasyonu' kervanına manken Çağla Şıkel'de katıldı. Moda akımına dönüşen 'tekniğin' işe yarayıp yaramadığı tartışılırken, klinik psikolog ve psikiyatriuzmanları sadece plasebo etki olduğunu belirterek, doğru adresin bilim olduğunu söylediler.

Son Güncelleme:

Ünlü manken ve sunucu Çağla Şıkel’in geçtiğimiz günlerde kendisini 11 saat boyunca bir kulübeye kapatması sosyal medyada gündem oldu. Şıkel, kulübede geçirdiği süre boyunca gözleri bağlı bir şekilde ne yemek yediğini ne de su içtiğini duyurdu. Ünlü mankenin bu deneyimi birçok kişi tarafından merak konusu olurken, tartışma yaratan karanlık inziva meditasyonu uygulamasına yönelik uzmanlardan önemli uyarılar geldi. Söz konusu uygulamanın psikolojik bozukluklara yatkın olan kişilerde kaygı bozukluğu, anksiyete, depresyon, zihinsel açlık, bilişsel anomalilere bile yol açabileceğinin altı çizildi.

Prof. Dr. Hakan Türkçapar, "Uyaran yoksunluğu, hapsedilme, rehin alınma, kaçırılma gibi zorlayıcı deneyimler, kişiyi hem o anda olumsuz etkileyip hem de ilerde ciddi ve kalıcı psikolojik hasara yol açabilir" dedi.

UYARAN YOKSUNLUĞU

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar, 11 saat kapalı kalmanın bir uyaran yoksunluğu olması nedeniyle ciddi derecede stres ve zorlanmaya yol açabileceğini söylerken, "Söz konusu uygulama rastgele heves edilip yapılabilecek bir şey değil. Meditasyon uygulamaları sırasında veya sonrasında yan etkilerin ortaya çıkmasının nadir olmadığı bilinmeli. Psikolojik bozukluklara yatkın olan bazı bireylerde kaygı bozukluğu, anksiyete, depresyon gibi sorunlar tetiklenebilir. Meditasyon benzeri uygulamalar öncesi kişinin muhakkak bir yardım alması gerekir" ifadelerini kullandı.

DOĞRU ADRES BİLİM

Psikolojik destek ve iyilik hali için klinik psikolog veya psikiyatri uzmanlarının kapısının çalınması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Türkçapar, "Yaşam içerisinde en sağlam uygulamalar bilimsel yöntemlerdir. Ayrıca herhangi bir kişinin sağlık alanında bir faaliyet yapabilmesi için kanunla tanımlanmış mesleki diploma veya yetkinliklere sahip olması gerekir. Bu yetkinliğe sahip olmadan uygulama yapan kişiler kanuni açıdan yasak olan bir eylemde bulundukları için halihazırda var olan ilgili yasalara göre cezalandırılabilirler" dedi.

DÜNYALARI DEĞİŞMEZ

Psikiyatrist Doç. Dr. Armağan Samancı ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Geçmişte dini pratik yapanların bu şekilde kendilerini yemeden, içmeden keserek, kapalı bir alanda vakit geçirdikleri oluyordu. Ancak bunlar felsefenin, dini inanç ve anlayışın çizgisinde olan şeylerdi. Ancak bu yöntemlerin nasıl bir faydasının olduğunun sorgulanması gerekir."

"İnsanların sadece bir gün ya da belli bir saat boyunca yemeden, içmeden kendisini bir yere kapatmasıyla dünyaları değişmez. Bu tarz teknikler, bizim 'plasebo etkisi' dediğimiz etkiyi gösterir. Hafif durumlar, normalde de geçebilecek sıkıntılar plasebo etkisi ile iyileşebilir. Çünkü insanlar bir şeye inandıklarında, onun inanç etkisi kişiyi olumlu yönde etkileyebilir. Ancak bu sadece kendi kendine de zaten geçebilecek durumlar içindir."

Uzmanlar, psikolojik-psikiyatrik bir yardım alındığında, o yardımı veren kişinin gerçekten o alanda yetkin olup olmadığını öğrenmenin çok önemli olduğunu, aksi halde yapılacak rastgele uygulamaların ileriye doğru telafisi imkansız kayıplara yol açabileceği görüşünde.

Dilara Gonce (Klinik Psikolog)

"İnsan zihni sosyal etkileşimlere ve dış dünyadan gelen uyarıcılara ihtiyaç duyar. Bu tür bir izolasyon süreci, özellikle hazırlıksız ve desteksiz bireylerde, psikolojik stres ve anksiyete gibi durumlar yaratabilir. Kişinin geçmişinde travmatik deneyimler bulunuyorsa eski psikolojik sorunlar tetiklenir. Terapi yolculuğunda psikolog veya psikiyatristler gibi alanlarında uzman kişilerin rehberliği esastır. Uzman desteği olmadan, yaşanabilecek olan huzur ve mutluluk hissi geçici bir plasebo etkisinden öteye gitmez. Bu  oluşumların kontrol altına alınıp  psikologlar için meslek yasası çıkmalıdır."

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber