'Deprem Abi'yi kaybettik, ömrünü faylara adamıştı

Bir süredir kanser tedavisi gören, Türkiye'nin önde gelen deprem bilimcilerinden Doç. Dr. Doğan Kalafat, 65 yaşında hayatını kaybederken; geride bilime adanmış bir yaşam öyküsü bıraktı. Kalafat, her defasında; "Gerçek zamanlı ve sürekli olarak Marmara ve İstanbul civarını izliyoruz" diyordu.

Son Güncelleme:

Türkiye'nin önde gelen deprem bilimcilerinden Doç. Dr. Doğan Kalafat (65) sonsuzluğa uğurlandı. Yaşamının son anına kadar fayları dinleyen Kalafat'ın ardından Boğaziçi Üniversitesi  ve AFAD tarafından başsağlığı mesajları yayımlandı. 'Rasathanenin Abisi' olarak bilinen, Doç. Dr. Kalafat; 26 Mayıs 1959'da Van Erciş’te dünyaya geldi. 1977 yılında İstanbul Üniversitesi Yer Bilimleri Fakültesi Jeoloji bölümünden mezun olan Kalafat, 1988-1990 yılları arasında İstanbul Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve İdaresi Enstitüsü Deniz Jeolojisi ve Jeofiziği Anabilim Dalında Yüksek Lisansını tamamladı. 1984'te Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Sismoloji Laboratuvarı'nda jeofizikçi olarak görevine başlayan Kalafat, bu bölümde 2004'e kadar laboratuvar şefi olarak görev yaptı. Ardından Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü olan Doç. Dr. Doğan Kalafat, 2015'e başladığı Bölgesel Deprem Tsunami İzleme Merkezi müdürlüğü görevini ise geçtiğimiz Haziran'a kadar sürdürdü. 

Doğan Hoca, her defasında depreme dayanıksız bina stokunun vakit kaybetmeden eritilmesi gerektiğini söylüyordu.

"ENERJİ BOŞALIMI VAR"

Doç. Dr. Kalafat ile son 10 yılda onlarca kez görüşürken, her buluşmamızda, "Gerçek zamanlı ve sürekli olarak Marmara ve İstanbul civarını izliyoruz" cevabını alıyorduk. Doğan Hoca, vefatından kısa süre önce yaptığı açıklamalarda ise Marmara'da beklenen büyük deprem ve etkilerine yönelik şunları anlatmıştı: "Marmara bölgesinde düzenli enerji boşalımı ve buna bağlı olarak deprem etkinliği devam etmekte.. Özellikle Silivri Açıkları-Yeniköy-Mürefte-Şarköy açıkları, Çınarcık, Yalova açıkları, Erdek ve Gemlik körfezleri son bir yılda önemli deprem aktivitesi gösteren alanlar.”

"HER YIL 16 BİN DEPREM"

“Türkiye'de yılda ortalama 16 bin deprem kaydediliyor. Bu rakam Japonya'da 160 bin deprem. Türkiye'de ortalama her iki, üç yılda bir 6 büyüklüğünde deprem yaşanıyor. Marmara Denizi içindeki kuzey fay kolunun tek parçadan oluşmadığı gibi, farklı sismojenik özellikler taşıyan parçalardan meydana geliyor."

2040'A KADAR YÜZDE 75 

"Marmara Denizi’nde meydana gelecek büyüklüğü 7.2 olan bir depremin Marmara’da kıyısı bulunan 7 şehir ve yerleşim yerlerini etkileyeceği, bu depremin istatistiksel olarak 2040 yılına kadar yüzde 75 olasılıkla, 2090 yılına kadar yüzde 95 olasılıkla meydana geleceğini öngörüyoruz. Bu ise tüm Marmara Bölgesinin deprem riskinin azaltılmasına yönelik olarak çalışmaların gün ve gün arttırılarak sürdürülmesini, özellikle depreme dayanıksız bina stokunun vakit kaybetmeden eritilmesi gerektiğini zorunlu kılıyor"

Kalafat her defasında, " İstanbul'un depremde en zayıf karnı elektrik şebekeleri ve trafolar. Trafo merkezlerinin çoğu depreme dayanaklı değil" diyordu. 

O YAPILAR SAĞLAM 

"Boğaz Köprülerinde depreme bağlı risk bulunmuyor. Barajlarda da sıkıntılı bir durum şuan için yok. İstanbul'da riskli semtler yerine riskli yapılar olarak değerlendirme yapmak daha doğru olur. Ayasofya, Süleymaniye, Sultanahmet, Topkapı Sarayı gibi tarihi yapıların depremde hasar görme riski bulunsa da yıkılmaları söz konusu değil."

Doğan Hoca, yeni yapıların da güvenli olduğunu anlatırken, "Viyadükler, İzmit Geçiş Köprüsü, 3.Köprü, Marmaray, Metrolar, yapımı düşünülen Akkuyu Nükleer Santrali ile stratejik yapılar depremde hasar görmeyecek şekilde projelendirilmiş yapılar. Türkiye genelinde 247 noktada deprem algılayıcı istasyonlarımız var. Sismik ağımızın deprem algılama eşiği son yıllarda önemli bir şekilde düştü. Yani deprem istasyonlarını kurdukça deprem algılama hassasiyeti önemli bir şekilde olumlu yönde gelişti" diyordu.

  

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber