ABD'nin ikili oyunu, İran bu tuzağa nasıl düştü?

Gazze'de katliam yapan İsrail ile İran arasındaki gerilim sürerken, İran Hava Kuvvetlerinin durumu da masaya yatırıldı. Haberglobal.com.tr'ye konuşan iki önemli isim, İran'ın hava gücünü değerlendirirken, ABD'nin yeni dönemdeki tuzağına dikkat çektiler. 1979'a kadar ABD ve İngiltere tarafından milyarlarca dolarlık silah satışı yapılan İran'ın askeri gücü ise 8 yıl süren Irak savaşında yine ABD ve batı eliyle adeta eritildi.

Son Güncelleme:

Gazze'de katliam yapan Netanyahu yönetimi; İran'ın askeri üslerini hedef alacağını duyururken, gözler İran'ın hava gücü ve olası stratejik hamlelere çevrildi. İran'ın savunma sanayisi ve hava kuvvetleri kapasitesini haberglobal.com.tr'ye değerlendiren Strasam Direktörü, Emekli Hava Pilot Tuğgeneral Dr. Hüseyin Fazla, "İran, savunma sanayi ve askeri güç anlamında 'kağıttan kaplan.' Rejim gücünü şiddet üzerine inşa ederken, vekalet savaşları ile Şii hegemonyası kurmaya çalışıyor. Katil İsrail'in de İran'ı çökertecek askeri güç yok. İki ülkenin askeri gücü abartılıyor" dedi. 

Dr. Hüseyin Fazla: "İran, modern bir hava kuvveti görünümünden uzak. Savaş uçağı sayısı ve eldeki uçakların faaliyet oranı anlamında büyük sıkıntı yaşıyorlar. İran, hava kuvvetleri açısından büyük bir savaşı kaldıracak güce sahip değil." 

ANGLO-ABD PLANI 

İran'ın askeri varlığını yakın geçmişteki gelişmeler üzerinden anlatan Dr. Fazla'nın, tespitleri şöyle: "Rıza Şah, 1941 yılında milliyetçiler tarafından devrilse de, oğlu 1953 yılında CIA ve MI6 destekli bir karşı darbeyle milliyetçileri iktidardan uzaklaştırdı. Yönetime Anglo-Amerikan petrol endüstrisinin çıkarlarını gözeten idare geri geldi. Darbe, İngilizler ve Anglo Iranian Oil Company ile özdeşti. Darbe sonrasında, İran’ın 1954-1955 yılların 34 milyon dolar olan petrol geliri, 1975-1976 dönemine gelindiğinde 20 milyar dolara ulaştı. Bu yıllarda devletin gelirlerinin yüzde 70’i petrol satışlarından geliyordu. İran tam bir petrol devletine dönüştü."

ŞAH'IN YATIRIMLARI

"1973 Arap-İsrail Savaşı sonrasında petrol fiyatlarının dört kat artınca; İran artık Basra Körfezi’nin en büyük donanması, Batı Asya’daki en büyük hava kuvveti ve dünyanın en büyük beşinci ordusuna sahipti. En fazla silah satın alımı yapan ülkelerin başında İran geliyordu. 1978 yılında, devrimden bir yıl önce İran Ordusu için 12 milyar dolarlık silah siparişi verilmişti. İran, Hint Okyanusu’nda da en güçlü devlet olacaktı. Şah, aynı zamanda 1994 yılına kadar 20 nükleer reaktör inşa etmek için yaklaşık 33 milyar dolar harcamayı planlıyordu."

KUVVETLİ DEĞİLLER

"Ancak Anglo-Amerikan blok yeni strateji gereği 1979 devriminden sonra, elleriyle büyüttükleri İran'ı, Saddam'ın Irak'ı ile savaştırdı. Bu sayede 'İran Ordusu'nun erimesini sağladılar.  Günümüzde İran’ın Hava Kuvvetleri envanterinde 63 adet F-4, 41 adet F-14, 35 adet F-5E, 13 adet F-5B, 24 adet MiG-29, 23 adet Su-24, 17 adet Chengdu F-7, 17 adet Mirage F-1, 2 adet YAK-130 uçağı bulunuyor. İran yapımı özgün savaş uçağı Azarakhsh üretilmiş olsa da bu uçağı havada gören olmadı."

ABD İSTEMİYOR

"İran dini lidere bağlı, sadakat üzerine kurulu, üretim kapasitesi yetersiz bir ülke. Petrol gelirlerindeki azalma ve vekalet savaşlarına ayrılan bütçe nedeniyle ekonomileri çökmüş durumda. Dünyada büyük bir enerji krizi nedeniyle ABD, İran'daki petrol ve nükleer enerji santrallerinin vurulmamasını istiyor. İran'ın petrol tesisleri vurulursa dünyadaki petrol fiyatları yükseleceği gibi, bu artış ABD'yi olumsuz etkiler."

Prof. Dr. Köni; "İran çok etnik yapılı bir ülke olduğundan İsrail veya başka bir ülke ile direk savaşa giremez. İran'ın askeri gücü ise sadece balistik füze ve drone teknolojisi ile sınırlı."

YUMUŞAMA OLUR MU? 

Prof. Dr. Hasan Köni: "3.Dünya Savaşı çıkabilir"

Öte yandan İran'ın askeri gücü ve ABD'nin yeni stratejilerini değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni ise "ABD seçimlerinden sonra, yumuşama olmazsa 3.Dünya Savaşı kaçınılmaz olacak" dedi. İran'ın ülke içindeki Kürt nüfusun ayaklanmaması için terör örgütü PKK ile müzakere yürütüp, yanına çekmeye çalıştığını dile getiren Prof. Dr. Köni şunları söyledi: "Türkiye bu oyunu gördü. İçeride; 'barış ve birlik' söylemi ile 'tokalaşma' bu yüzden. ABD, yeni dönemde İran'ı sistemin içine alıp, yumuşama politikasından sonra Çin'e yönelecek" diye konuştu. 

GÖÇ AKINI

"İran'ın stratejisi vekalet savaşları yürütmek ancak bu stratejinin ekonomik maliyetleri söz konusu. Faşist Netanyahu, ABD'ye rağmen İran'ın petrol rafinerilerini vurursa, ülke ekonomisi çöker ve ayaklanmalar çıkar. Bu durumda Türkiye'ye yönelik çok ciddi göç akını başlar. İran'ın parçalanması en çok Rusya, Türkiye ve Çin'i olumsuz etkiler. Rusya'nın Kafkaslar, Ortadoğu ve Avrasya denkleminde tutunduğu yer İran. Çin ise İran petrolüne ihtiyaç duyarken; Ortadoğu, Avrasya ve Afrika ticaret güzergahında İran stratejik önemde." 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber