457 gölün yarısı... Türkiye'nin suyu 'elma'ya gitti
Science dergisinin araştırması dünyada önemli 457 doğal gölün su seviyesinin yüzde 43 azaldığını ortaya koydu. Türkiye'de de durum farklı değil. Bilim insanları göllerin kurumasının en başta gelen sebebinin tarımda yer altı suyu kullanımı olduğunu söyledi.
Bilim dergisi 'Science'ta yayımlanan bir araştırma yaklaşık son 30 yılda dünyadaki göllerin su seviyesinin yüzde 43 oranında azaldığını ortaya koydu. Dünyadaki tatlı suyun yüzde 87'sini içeren göl sularının iklimin sürekliliği için son derece önemli olduğunun hatırlatıldığı araştırmada, azalmaya sebep olarak iklim değişikliği ile birlikte baraj, nehir akış yönüne müdahale gibi insan faktörü olan faaliyetler gösterildi. Araştırmada 1992-2020 yılları arasında göllerinden içerisinde yer aldığı tatlı su kaynaklarının yüzde 53’ünün azaldığı kaydedildi. Azalan suyun 602.28 kilometreküp olduğu vurgulanırken, 457 doğal göldei yüzde 43 su kaybı olduğunun altı çizildi. Kuruyan alanın üçte birinin 'İç Tibet Platosu'nun seyrek nüfuslu alanları olduğu belirtilirken, su kaybının yine insan kullanımı kaynaklı olduğu ifade edildi.
"ÇÖLLER" BÖLGESİ OLDU
Göllerdeki su kaybı ile ilgili Haber Global Web Özel'e değerlendirmelerde bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Bölümü'nden Prof. Dr. Doğan Yaşar da insan faktörüne dikkat çekerken, “Türkiye'deki göller bölgesi çöller bölgesi oldu. Konya Ovası obruk ovası oldu. Bu durum iklimle hiçbir ilgisi yok. Öncelikle bunun altını çizeyim. Asıl kuraklığın 2020'den sonra geleceği bizim beklediğimiz bir şeydi. Beyşehir Gölü'nde 1982 yılında çalıştım. O zaman 21 metre derinliğindeydi, şimdi 5 metreye düştü" dedi.
İSPANYA ÖRNEĞİ
Yanlış sulama ve tarım politikalarına dikkat çeken Pof. Dr. Yaşar, şöyle devam etti: "Son dönem çok geçti İspanya örneğin elma gibi armut gibi çok su isteyen meyvelerin üretimine onay vermedi. Yer altından su çekmek gelişmiş ülkelerde yasaktır. Yer altı suları hep rezerv olarak tutulur.”
“Peki biz ne yaptık? 4.3 milyon ton elma ürettik. Bu her gün 4.3 milyon metreküp su vermek demek. Bu rakam İstanbul, İzmir ve Ankara'nın günlük su tüketimi. Elmalara bu suyu yeraltından veriyorlar. Bunun beslemesi ise göller. Siz yeraltı suyu çektiğinizde göllerden eksilir. Siz elmaya 4.3 milyon metreküp su verirseniz bu suyu göllerden vermiş olursunuz."
AVRUPA ÖRNEK OLDU
Prof. Dr. Yaşar, göl suyunun azalmasının sadece iklimle açıklanamayacağını belirterek, “İklimle hiçbir ilgisi yok. Fransa bu sene kendi kuraklığında armutları sulamayı bıraktı. İspanya'nın tümünde 256 kaçak kuyu tespit edildi, sorumluları da derhal cezaevine gönderildi. Bizde kuyuların denetimi yeterince yapılmıyor. Suyu doğru kullanmayı bilmiyoruz” diye konuştu.
SU DEVLET DEMEKTİR
"Su demek devlet demektir. Dünyadaki bütün savaşların tarihte altında su ve kuraklık yatar" uyarısında da bulunan Prof. Dr. Doğan Yaşar, şöyle devam etti: “Bunu yaptığınız sürece sularımızı kaybedeceğiz. Türkiye'nin nüfusu sürekli artıyor. Artan nüfusa su lazım. Yağmurlarda bir artış yok. 1960 yıllarda su potansiyeli kişi başı 4 bin 500 metreküp iken şimdi bu 1500 metreküpe düştü. Daha az su harcayarak daha çok verim almak zorundayız."
VAN GÖLÜ ALARM VERİYOR
Öte yandan göllerdeki su kaybına en dikkat çekici örnek son günlerde Van Gölü'nde yaşanıyor. Bütün yazı su kaybederek geçiren Van Gölü'nde sonbahar yağışları da bekleneni vermedi. Gölün su seviyesinde artış yaşanmadı. Gelecek yıllarda da buharlaşmasın yüksek olmasından endişe ediliyor.
Kaynak: Web Özel