1453'ün bilinmeyenleri, Çoban kavgası savaş sebebi

İstanbul'un fethine uzanan süreçte birçok ilginç hadise yaşandı. Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı askerleri ile Bizanslı çobanlar arasında 1452 yılı Haziran ayında Epivatos (Selimpaşa) köyünde çıkan kavgayı bahane ederek Bizans Devleti'ne savaş ilan ederken, bir yıl sonra Ortaçağ'ı sonlandırdı.

Son Güncelleme:

Bugün, İstanbul'un fethinin 571.yıldönümü. Fatih Sultan Mehmet'in siyasi ve askeri dehası sayesinde başarıyla sonuçlanan fethin birçok bilinmeyeni de bulunuyor. İstanbul’un fethine ilişkin en ilginç detayların başında ise savaşın başlangıç aşaması geliyor. Fatih Sultan Mehmet, Türk askerleriyle Bizanslı çobanların arasında 1452 yılı Haziran ayında Epivatos (Selimpaşa) köyünde çıkan kavgayı bahane ederek Bizans Devleti'ne savaş ilan ediyor; Bizans İmparatoru ise savaş ilanıyla şehrin kapılarının örülmesini emrederek, savaşa karşı ilk icraatını başlatıyordu.

Fatih'in emriyle Haziran 1452'de başlatılan hazırlık safhası, 1453 yılının Şubat ayında tamamlandı.

İNSANÜSTÜ ÇABA 

Osmanlı askerlerinin hazırlıkları ise büyük bir titizlikle yürütülüyordu. Büyük toplar, 62,8 santimetre çapındaydı ve her biri 600 kilo taş gülle atıyordu. Her bir topun taşınması için 50 öküz bağlandı. Topların kontrolden çıkmaması için her topun sağına ve soluna 50'şer asker konulmuştu. Önden giderek kazma ve kürekle yol düzeltecek 200 kişi ve 50 marangoz malzemeleriyle hazır bekliyordu. 400 kişilik topçu birliği, başlarında topçu başı, dökümcübaşı, ocak kethüdası, ocak çavuşu, çorbacı, döküm ustaları ile yola çıktı. 64 günlük zorlu bir yürüyüşten sonra Konstantinopolis önlerine gelindi.

SADECE 8 ATIŞ 

12 Nisan gece saat 03.00 civarında Osmanlı donanması Konstantinopolis limanının önlerine geldi. Donanma kürek çekerek, Anadolu yakasına doğru ilerledi ve Çifte Sütunlar denilen yere demir attı. Osmanlı donanması 12 kadırga, 70-80 fusta, 25 nakliye gemisi ve küçük teknelerden oluşan toplam 145 gemiden oluşuyordu. En büyük topun bir defa doldurulup ateşlenmesi için 2 saate ihtiyaç vardı. Bu nedenle günde ancak 8 defa atış yapılabiliyordu. 

115 ŞEHİT 

Ancak Yeşilköy açıklarında ise Osmanlı askerleri hüsran yaşayacaktı. İstanbul'un fethini gün gün mercek altına '1453 Konstantinopoİstanbul” isimli esere imza atan Araştırmacı-Yazar Ali Erkmen, Osmanlı askerlerinin Bizans'a yardım için gelen üç Cenova ve bir Sicilya gemisi ile Ayastefanos (Yeşilköy) yakınlarında savaştığını aktarırken, 115 şehit verdiğimizi aktarıyor: "Deniz savaşında Osmanlı donanması üstünlük elde edemedi ve geri çekildi. Savaşta, 115 asker şehit düştü. 22 Nisan'da orta ve küçük boylarda 67 gemi eski Tophane Limanı'na dökülen Kabataş Deresi yatağından yukarı çekilmeye başlanıp, Galata arkasından Kasımpaşa deresini takip ederek, Haliç'e indirildi."

PEMPTON KAPISI

“Fatih, 29 Mayıs Salı saat 03.00'te Saint Romanos ve çevresindeki surların karşısına genel hücum emrini verdi. En şiddetli mücadelenin olduğu beşinci kapı (Pempton) önündeki siperler dağılmıştı, hendeğin en dolu olduğu yer de burasıydı. Fatih, üçüncü hücumun yoğunluğunu buraya vermeye karar verdi. Şehre buradan girdi.”

Surları döven Şahi adı verilen toplar Macar usta Urban tarafından yapılmıştı.

YÜZÜ BATIYA DÖNÜKTÜ

Öte yandan Osmanlı tarihi üzerine 40 yılı aşkın süredir araştırmalarda bulunan tarihçi Prof.Dr.Heath Lowry ise "Fatih Döneminde Bizans-Balkan Aristokrasisi Üyelerinin Osmanlı Yönetici Seçkinlerine Dâhil Edilmesi" isimli çalışmasında Fatih'in yüzünü batıya dönen en önemli padişah olduğunu dile getirirken, şunları söylüyor: "Atatürk'le aralarında benzerlik bulunuyor. Yunanca ve Sırpça'yı ana dili gibi konuşan Fatih'in başarısı felsefe, sanat ve bilime karşı olan merakından geliyor. Özellikle Sırpça'yı babası 2.Murad'ın siyasi güç elde etmek için evlendiği üvey annesi Mara Brakoviç'ten öğreniyor."

İSKENDER'DEN ETKİLENDİ

"Fatih'in Büyük İskender'den etkilendiği ise muhakkak. Kütüphanesinde İskender'i anlatan birçok 'İskendername' bulunuyor. Fatih, Osmanlı padişahı olsa da kendisini Roma İmpatorluğu'nun yeni lideri gibi görüyor. Kayzer, Basilius, Konstantiniye Padişahı gibi ünvanları kullanıyor. O dönem Konstantiniye Padişahı'nın karşılığı Roma İmparatoru anlamına geliyor. Fatih, kendine güveni ve egosu ise çok yüksek bir padişah."

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber