12 milyon hasta, diyabet salgını yaşıyoruz
Türkiye, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam nedeniyle 'diyabet salgınıyla' karşı karşıya. Ülke genelinde 12 milyon kişi diyabet ile boğuşurken, Tip 2 diyabetli yaşı, 40’lı yaşlardan 20'li yaşlara kadar düştü. Gaziantep, Kahramanmaraş, Urfa, Adana ve Mersin en kötü karneye sahip kentler...
Türkiye'deki diyabetli hasta sayısı 12 milyona çıkarken, diyabet artış hızı ise dünya ortalamasının 2 katı, Avrupa ortalamasının 3 katı seviyesine ulaştı. Adeta diyabet pandemisi yaşanan Türkiye'deki korkutan tabloyu 'Haberglobal.com.tr'ye değerlendiren Türk Diyabet Vakfı Başkan Yardımcısı, Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Temel Yılmaz ise "Son 30 yılda Tip 2 diyabetin ortaya çıkma yaşı 40’lı yaşlardan 20'li yaşlara kadar indi" dedi. Diyabeti ortaya çıkartan etkenleri de sıralayan Prof. Dr. Yılmaz, "Ekran başında geçirilen uzun saatler, kötü beslenme, stres ve uykusuzluk diyabeti ortaya çıkartan en önemli nedenler arasında. Hem Türkiye’de hem de dünya genelinde diyabet toleransı son yıllarda çok hızlı artıyor. Hareketsiz yaşam, ofis tipi karaciğer yağlanmasının da nedeni" uyarısını sıraladı.
*Diyabeti ortaya çıkartan etkenler neler?
"Ekran başında geçirilen uzun saatler, kötü beslenme, stres ve uykusuzluk diyabeti ortaya çıkartan en önemli nedenler arasında. Özellikle son 30 yıl içerisinde Tip 2 diyabetin ortaya çıkma yaşı 40’lı yaşlardan 20'li yaşlara kadar inmiş durumda. Hem Türkiye’de hem de dünya genelinde diyabet toleransı son yıllarda çok hızlı artıyor."
*Türkiye’de diyabet neden bu kadar hızlı artıyor?
"Türkiye’deki diyabetli hasta artışı maalesef dünya ortalamasından 2 kat hızlı ilerliyor. Daha da vahimi Avrupa ortalamasına kıyasla 3 kat hızlı ilerleme söz konusu. Son 30 yılda özellikle toplumsal olarak beslenme kültüründe önemli bir değişiklik oldu. Fast food kültürü çok hızlı bir şekilde yayıldı. 2000-2010 yılları arasındaki 10 yıllık süreçte diyabet artış hızı yüzde 100 olarak saptandı. Dünya Sağlık Örgütü; diyabet hastalığını, 'mikrobu ve bir etkeni olmayan sessiz pandemi' olarak tanımlıyor."
*Türkiye’deki diyabet haritasına göre en kötü durumdaki kentler nereleri?
"Diyabetin en yüksek olduğu kentler; Gaziantep, Kahramanmaraş, Urfa, Adana, Mersin. Hareketsiz, saatlerce ekran başında oturan, hamurlu, yağlı, kırmızı etli yiyecekleri tüketen bir kuşak oluştu. Türkiye’de 18 yaş altı çocukların içinde fazla kilolu oranı yüzde 30. Yani her 3 çocuktan biri fazla kilolu. Çocukların birçoğu ilkokul birinci sınıftan itibaren fast food kültürüyle tanışıyor. Bu beslenme alışkanlığı insülin direncini artırarak kısa bir süre içerisinde diyabet hastalığına dönüşüyor."
*Genetik yatkınlıktan söz edilebilir mi?
"Genetikten ziyade epigenetik daha önemli. Obezite arttıkça epigenetik üzerinden sonraki kuşaklar etkileniyor. Türkiye’de 12 milyon diyabetli var ancak bir o kadar da 'gizli şeker' dediğimiz sorunu olan insan var. Diyabet, bir numaralı ölüm nedeni olan, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon ve beyin hasarlarının başlıca sebebi."
*Diyabetin etkilerinin en aza indirilmesi ya da kalıcı tedavi mümkün mü?
"Diyabetin önlenmesinde 2 önemli kriter var. Birincisi fiziksel aktivitelerin arttırılması, ikincisi ise doğru beslenme. Son 20 yıldan beri diyabetle mücadele için yürütülen stratejiler fiziksel aktivitelerin artırılması üzerine kuruldu. Ancak bu doğru değildi. Diyabetin oluşmasında esas önemli olan sağlıklı beslenme. Okul kantinlerinin kaldırılarak yerine sıcak yemek veren sistemlerin kurulması, sağlıklı fast food programlarının oluşturulması gerekir. Diyabeti kalıcı olarak iyileştirdiğini söyleyen ortada bir takım şarlatanlar var. Diyabetin ilk beşinci yılından itibaren bu hastalığın radikal olarak iyileştirilmesi oldukça zor."
Kaynak: Web Özel