Yaşamın kaynağı orası olabilir mi? Kanıt bulundu...

"Evrende dünya dışı yaşam var mı?" sorusu, insanlığın cevap aradığı en önemli gizemlerden biri. Samanyolu galaksisinde yapılan yeni bir keşif, bu sorunun yanıtı olabilir. Üstelik bu keşif ile Dünya'daki yaşamın başlangıcına da ışık tutulabilir.

Son Güncelleme:

İnsanlığın uzaya olan ilgisi çok eskilere dayanıyor. Gökyüzü ve uzay, Sümerlerden bu yana çeşitli dönemlerde insanlar için hep bir merak konusu oldu. Ancak uzayı keşif amacıyla araçlar göndermeye 20. yüzyılın ortalarında başlayabildik. Bu tarihten itibaren akıllardaki bir soru hala insanlığın en çok merak ettiği konuların başında geliyor: Uzayda bizden başka hayat var mı?

Henüz bu sorunun net bir cevabı bulunabilmiş değil. Ancak gün geçtikçe daha fazla kanıtlar ortaya çıkıyor. Uzayda yaşamın olabileceği ile ilgili sonuncu kanıt ise, yaşadığımız Samanyolu galaksisinde bulundu. Galakside kümelenmiş dev nitril blokları keşfedildi. Nitriller doğada bulunan ve yaşamın temel taşlarından birini oluşturan organik bileşenler. Japon yapıştırıcılarından sentetik kauçuğa kadar birçok maddenin yapımında da kullanılan nitrile elektronik, otomotiv ve sağlık sektörü gibi geniş bir skalada ihtiyaç duyuluyor.

Samanyolu'nun merkezine yakın bir yerde yüzer halde nitril bloklarının bulunması, galaksideki diğer gezegenlerde yaşamın evrimleşmiş olabileceği ihtimalini arttırıyor.

YAŞAMIN OLUŞUMUNA KANIT OLABİLİR

Dünya'daki yaşam yaklaşık 3,8 milyar yıl önce, yani gezegenin ilk oluşumundan yaklaşık 700 milyon yıl sonra ortaya çıktı. Ama tam olarak yaşamın nasıl başladığı hala bir gizem. Bununla ilgili çeşitli teoriler ortaya atılıyor.

Bir teori, atmosferin yeteri kadar oksijene sahip olduktan sonra (oksijenin dünyaya nereden ve nasıl geldiği de ayrı bir muamma) bu oksijenin kayalar veya açığa çıkan metaller ile etkileşime girip yaşamı başlatan molekülleri oluşturduğunu varsayıyor. 

Samanyolu galaksisinin merkezinde Nitril blokları keşfedildi. Kaynak: NASA

Başka bir ihtimal ise, bu moleküllerin uzaydan geldiği iddiasına dayanıyor. Nitriller olarak bilinen organik moleküllerin yıldızlararası bulutlarda bol miktarda bulunduğunu keşfeden bilim insanları, son keşifle beraber bu veya benzer yaşamı oluşturan parçacıkların Dünya'ya böyle bir yolculuk yapmış olabileceği teorisine kanıt bulduklarını öne sürüyor. 

Teori, yaşam bileşenlerinin yaklaşık dört milyar yıl önce uzayda meydana gelen kozmik bir bombardıman sırasında RNA (ribonükleik asit) moleküllerinin meteorlara ve kuyruklu yıldızlar vasıtasıyla dünyaya ulaştığını savunuyor. 

Senaryoya göre, Dünya'daki yaşam, RNA'lara dayanıyor ve daha sonra evrimleşerek DNA'lara dönüşüyor. Burada da nitrilin rolü devreye giriyor. Nitriller, RNA oluşumuna katkı sunmuş olabilir. 

Uzayla ilgili bilimsel yayın yapan "Frontiers in Astronomy and Space Sciences" dergisinde yazan araştırmacılar, keşfin yalnızca "RNA dünyası" teorisini desteklemek için daha fazla kanıt sunmakla kalmayıp, aynı zamanda Dünya benzeri elverişli koşullar altında "galaksinin diğer yerlerinde yaşam evrimi olasılığını artırdığını" söyledi. Çünkü nitril ve benzeri organik bileşenlerle dolu bu meteorlar, evrenin herhangi bir yerinde, benzer bir gezegene de ulaşmış olabilir. 

Sadece Samanyolu galaksisinde trilyonlarca gezegen olduğunu ve bunların bazılarının yer benzeri kayaç gezegenler olduklarını var sayarsak, bu gezegenlerin bir kısmında yaşamın başlaması hatta bu yaşam formlarının evrimleşmesi büyük bir olasılık. 

SAMANYOLU'NDAKİ DEV REZERVUAR

Bilim insanları, galakside karmaşık moleküllerin var olabileceği bölgeleri araştırıyorlar ve Samanyolu'nun merkezindeki süper soğuk moleküler buluta odaklandılar.

İspanya merkezli ekip, parçacıklarının kimyasal bileşimini belirlemek için bölgeden geri seken ışığı ölçtü. Kesin olarak üç nitril bileşeni ve iki olası bileşik tespit ettiler.

Şimdi ekip, nitrilleri RNA'ya dönüştürmek için gerekli olan temel yağlar gibi diğer parçacıkları arıyor.

İspanyol Ulusal Araştırma Komitesi'nden (CSIC) araştırmacı Dr. Izaskun Jiménez-Serra araştırmanın sonuçlarını kaleme alan bilim insanları arasında yer alıyor. Izaskun Jiménez-Serra konuyla ilgili şöyle konuştu:

“Şimdiye kadar RNA'nın yapı taşlarının birkaç basit öncüsünü tespit ettik. Ancak hala tespit edilmesi zor olan önemli eksik moleküller var. Örneğin, Dünya'daki yaşamın kökeninin muhtemelen ilk hücrelerin oluşumundan sorumlu lipidler (organizmaların yapı taşlarından biri olan yağ molekülleri) gibi diğer molekülleri de gerektirdiğini biliyoruz. Bu nedenle, yıldızlararası ortamda bulunan daha basit öncülerden lipidlerin nasıl oluşabileceğini anlamaya da odaklanmalıyız."

 Kaynaklar: The Telegraph, New York Times, Science.org

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber