Balık tüketimimiz nasıl?
Av sezonu açıldı, tezgahlar balık dolmaya başladı. Hamsinin kilogramı 100 TL'den satışa sunulurken bu yıl bol olması beklenen palamudun orta boyu 70-80 TL arasında değişiyor. Peki balık tüketimimiz nasıl?
Av yasağının 1 Eylül'den itibaren sona ermesi ile birlikte tezgahlar balıklarla dolarken vatandaş da kesesine göre balık satın almaya çalışıyor. Palamudun tanesi 70 TL olurken hamsinin kilogramı da 70-80 TL arasında alıcı buluyor. Ancak üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye'de balıkçılık faaliyetleri dünya ortalamasının oldukça gerisinde.
Dünya Bankası'nın 2018 verilerine göre Türkiye denizlerde yılda 314 bin ton balık avlayarak balıkçılıkta 49'uncu sırada yer aldı. Birinci sıradaki Çin'in avladığı balık miktarı ise yıllık 14 milyon 800 bin ton. TÜİK verilerine göre, 2018 yılında Türkiye'de yıllık kişi başına 6,1 kg balık tüketilirken, bu miktar Avrupa Birliği'nde ortalama 25 kg. Dünya genelinde balık tüketimi ortalaması ise 20 kg.
ETBİR Başkanı Ahmet Yücesan geçen aylarda yaptığı bir açıklamada, 2022'de yıllık kişi başı kırmızı et tüketiminin 7 kiloya kadar düştüğünü ifade etmişti. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çıkartılan Türk Tarım Orman Dergisi'nde yer alan bir makaleye göre 2020 yılında kişi başı ortalama 21 kilogram kanatlı eti (tavuk, hindi) tüketildi. Hanelerin sofrasına girebilecek cinste balıkların fiyatı kırmızı ete göre biraz daha makul fiyatlarda.
'YASAK OLAN ÖLÇÜLERDE BALIKLAR AVLANIYOR'
Peki Türkiye denizlerle bu kadar iç içe olduğu halde neden bu kadar az balık avlayıp tüketiyor? 'Yeraltı Gölünün Gizemi', 'Gayri Resmi Kent Rehberi' gibi çok sayıda kitap ve çizgi roman çıkaran yazar Turgut Yüksel'e göre bunun birkaç nedeni var. Yüksel, Osmanlı zamanında balıkçılığın daha çok gayrimüslimler arasında yaygın bir meslek olduğunu anlatıyor.
Yüksel'e göre Türkiye'de balıkçılığın yeterince gelişememesinin bir diğer nedeni de uyulmayan kurallar. Kurallara göre denizlerde 18 santimetreden ufak lüferin avlanması yasak. Ancak Yüksel bu yasağa uyulmadığını belirterek "Balık tezgahlarına bakın, kum gibi çinekop (15-18 santimetre arasındaki lüfer yavrusu) göreceksiniz. Yasak olan ölçülerde balıklar avlanıyor. Bu duruma dair hiçbir şey yapılmıyor" diyor.
'AZALIYOR, PAHALI HALE GELİYOR'
Yasak ölçülerdeki balıkların avlanılarak balık üremesine izin verilmediğini söyleyen yazar, "Balıklar nadir hale geliyor ve pahalılaşıyor. Ekonomik öneme sahip balık türlerinin hiçbiri denizlerimizde kalmadı" diyor. Yüksel, ekonomik öneme sahip bazı balık türlerini, kılıç balığı, ton balığı, uskumru, lüfer, kofana, gelincik, sinorit, mercan olarak sıralıyor.
Yüksel sözlerine şöyle devam ediyor:
"Dar gelirli ailelerin yiyeceği olan balık artık lüks oldu. Kökünü kurutan avlanma politikası var. Elimizdeki balık sayısı azaldı giderek de azalıyor. İstanbul'da inanılmaz bir balık geçiş trafiği var fakat Marmara denizi öldü. Çok az yerleşik balık kaldı."
Yazar, balık kültürüne ülke olarak sırt çevirdiğimizi de söylüyor. Turgut Yüksel Türkiye'de balıkçılık ile ilgili bir yayının kalmadığını da dile getiriyor. Yazar, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Üç aşağı beş yukarı balık kültürü hakkında, balık ve balıkçılık hakkında yayınlar vardı. Balıkçılık hakkında dergi vardı. Balık hakkında köşe yazıları yazılırdı, hatta balıkçılık yazıları ile ünlü köşe yazarı Sıtkı Üner vardı. Sait Faik Abasıyanık gibi balıkçılık hakkında edebiyat eserleri sunan yazarlar vardı. Bunların hiçbiri kalmadı. Kültürel olarak denize uzaklaşıyoruz, denize sırtımızı dönüyoruz."
BİRÇOK HASTALIĞA DEVA
Kırmızı ve beyaz et ile benzer bileşenlere sahip olan balık eti, aynı protein miktarını içermesine karşın daha az enerji içeriyor. Yüksek miktarda iyot minerali ve D vitamini içeren balık etinde omega 3 yağı da bulunuyor.
Uzman diyetisyen Nil Yurtbay balık için "Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de yaşarken balık soframızdan eksik etmememiz gereken bir gıda, kaliteli bir protein ve omega 3 kaynağı" diyor. Uzman diyetisyen balığın hiç kolestrol içermediğini de ifade ediyor.
Omega 3 hakkında da bilgi veren Yurtbay "Omega 3 özellikle beyin gelişiminde, görme işlevlerini geliştiren, kanın sıvılaşmasını sağlayarak akışkanlığını artıran, tüm vücudun hücre zarının yapısında bulunan ve bu yapının seçimi geçirgen özelliğini sağlayan ve koruyan elzem bir yağ asidi" diyor.
Çocukların büyümeye yardımcı olması için, orta yaşlı kişilerin de yaşlanmaya karşı mutlaka düzenli olarak balık tüketmesi gerektiğini söyleyen Yurtbay " Miktarı az da olsa haftada en az 1 defa özellikle kış aylarında tüketmeye çalışın. Tüketemiyorsanız besin takviyesi ile destekleyin" diyor. Uzman diyetisyen, balık tüketiminin diyabet, kalp damar hastalıkları, inme, kanserler gibi kronik kompleks hastalıklara karşı yararlı olduğunu da sözlerine ekliyor.
Ek kaynaklar: Dünya Bankası, TÜİK
Kaynak: Web Özel