Dağların arasında yeşil bir yamaç üzerine kurulan, zeytin ağaçlarının içindeki taş sokakları, cumbalı beyaz evleriyle dikkati çeken ve yeni statüsüyle mahalle olan Şirince köyü, Türkiye'de köy turizmine öncülük eden yerleşim birimleri arasında gösteriliyor.Özellikle ilkbaharda günlük 4 bin civarında kişinin ziyaret ettiği tarihi köy, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün 25. Genel Kurulunda açıklanan "2023 Dünyanın En İyi Turizm Köyleri" listesindeki 54 köy arasında yer aldı. Efes Antik Kenti, Meryem Ana ve Kuşadası Limanı'na yakınlığı nedeniyle turizmin önemli duraklarından biri haline gelen ve "Dünyanın En İyi Turizm Köyleri" ödülüne layık görülen Şirince'de mahalle sakinleri, verilen ödülün köyün şöhretini dünyaya taşıyacağına inanıyor.Mahalle Muhtarı İsmail Yıldırdı, Şirince'nin dünyanın en iyileri arasında seçilmesinin kendilerini çok sevindirdiğini ancak bunu "geç kalmış bir hediye" olarak gördüklerini ifade etti.Bu ödülün köyün tanıtımına katkı sunacağını belirten Yıldırdı, "Bundan sonra daha güzel çalışmalar yapacağız. Turizm zaten yoğundu. Şimdi artık daha bir yoğun olacak. 2024 sezonunda güzel bir sezon geçirmeyi planlıyoruz. Türkiye'de çoğu vatandaşımız biliyor ama dünyayı bekliyoruz artık." dedi.Pansiyon işletmecisi Servet Ermin de köye yıllar önce öğretmen olarak atandığını, burayı çok sevdiği için yerleşme kararı aldığını dile getirdi.Son yıllarda köyün tanınırlığının gittikçe arttığını anlatan Ermin, şunları kaydetti:"Köyümüzün inanılmaz bir enerjisi vardır. Köye her gelen kişi bu enerjiyi hisseder, yaşar. Biz herkesin bu enerjiyi yaşamasını istiyoruz. Bu geç kalınmış bir şey, aslında seneler önce yapılması gereken bir şeydi. Tabii Şirince'nin tanınması açısından çok önemli. Hala tespit edilmemiş birtakım değerlerimiz var. Bunlar bu sayede daha çok tanınacak, daha çok sevilecek. Ve bu olay ülkemizin turizmine de katkıda bulunacak diye tahmin ediyorum."Hüseyin Özcan ise 16 yıldır köyde esnaflık yaptığı belirterek, "Şirince'mizi Türkiye'de bilmeyen yoktu. Artık dünyada da duymayan kalmayacak. Bu yüzden bizim için bir artı." dedi.ŞİRİNCE KÖYÜ'NÜN TARİHÇESİ Özgün adı olan Kırkınca'nın efsanevi bir çağda dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet edilir. Rum telaffuzunda Kirkice, Kirkince ve nihayet Çirkince gibi biçimler alan bu ad, Cumhuriyet'in ilk yıllarında dönemin İzmir valisi Kazım Dirik'in talimatıyla Şirince şeklinde resmîleştirilmiştir. 19’uncu yüzyılda, özellikle ihracata yönelik incir üretimiyle ünlü, bin 800 haneli bir Rum kasabasıydı. 1923'te Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi sonucu Rumların ayrılmasıyla Kavala'nın Müştiyan ve Somokol köylerinden gelen mübadillerle iskân edilmiştir. Mahalle içinde iki Rum kilisesi bulunmaktadır. Şirince'de hiçbir ev diğerinin manzarasını kapatmaz. Şirince (Çirkince) köyünün olduğu konumda 14 veya 15’inci yüzyıllarda bir Rum köyünün bulunduğu ve sonrasında boşaltıldıkları tahmin ediliyor. 18’inci yüzyılda ise Güney Arnavutluk’tan bir kısım Rum Şirince yerleştirildi ve köy kısa süre içinde tekrar canlandı. Köy mimarisine bakılınca Güney Arnavutluk (Berat- Arnavutluk'un bir kenti) mimarisinin korunmuş olduğu göze çarpmaktadır. Rumların Yunanistan'a gidişi ile Mübadele sonrası Şirince'ye Yunanistan göçmenleri yerleştirildi.