Kocadağ'ın zirvesinde bulunan, halkın "Cula Deliği" adını verdiği 12-13 metrelik çukura, her yıl Şubat ayının sonları ya da Mart ayının ilk haftasında dağlarda biriken karlar depolanıyor. Derebucak Belediyesi tarafından dağ yolunun karlardan arındırılmasının ardından düzenlenen ve ilçe halkının "kar basma" olarak isimlendirdiği etkinlik, geleneksel olarak yıllardır süregeliyor. Vatandaşlar, imece usulü bir araya gelerek, yanlarında getirdikleri testere ve küreklerle karları küp şeklinde özenle kesip, deliğin içerisine dolduruyor.Deliğin çevresindeki kar yığınlarını çukura doldurabilmek için 3-4 kişi sırasıyla boşluğa iniyor ve küreklerle çukura doldurulan karları sıkıştırarak istifliyor.Bu yıl gerçekleştirilen etkinlikte İdlib şehitleri de unutulmadı. Etkinliğe katılanlar, şehit ve gaziler için hep birlikte dua etti, ardından "şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganlarıyla Suriye'de görev yapan Mehmetçiğe destek oldu.Etkinliğe katılan Hüseyin Taşdere, gazetecilere yaptığı açıklamada, ilçedeki geleneksel etkinliğin, birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden birisini teşkil ettiğini belirterek, "Yazın düğün yemeklerinde kullanmak için karları kesip deliğin içerisine stokluyoruz." dedi.Etkinlik için ikamet ettiği Almanya'dan geldiğini vurgulayan gurbetçi Adem Almaz da Derebucaklı olduğunu söyledi.Memleketinin doğasını çok sevdiğini anlatan Almaz, "Bu yıl, özellikle bu mevsimde bu etkinliğe katılabilmek için ilçeme geldim. Yazın kar almak için kışın buraya kar basmamız gerekiyor. Yazın da inşallah yemeğe geleceğiz. Babam rahmetli olunca, bu yaz onun da Kur'an yemeğini yapıp, inşallah buradan kar getireceğiz." diye konuştu.Kar basma mesaisine katılan Hasan Çatalkaya da istifledikleri karları yaz aylarında, düğün ve mevlit yemeklerinde çuvallara doldurarak indirdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:"Kazanların içine tülbentle sararız. Vatandaşlarımız buz gibi kardan içer. Bu etkinliği düzenleyen belediyemize ve katılan herkese teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Bu geleneği biz bu yaşa gelinceye kadar büyüklerimizden, abilerimizden, amcalarımızdan, dedelerimizden öğrendik. Bizden sonraki nesle de bir örnek olarak sürmesini diliyoruz." AA