‘Su Stresi’nde kritik tarih 2030

Türkiye, ‘Falkenmark Su Kıtlığı İndeksi’ne göre 2021 yılından bu yana ‘Su Stresi Yaşayan Ülkeler’ kategorisine girdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Lütfi Şen, artan sıcaklıkların su stresi ile ilgili alarm zillerini çaldırdığını belirterek 2030 yılına işaret etti.

Son Güncelleme:

Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarı 2021 yılı itibarıyla 1.500 metreküpün altına indi. Ülkelerin su kaynaklarının ölçülmesinde ve karşılaştırılmasında kullanılan Falkenmark Su Kıtlığı İndeksi’ne göre Türkiye bu sonuçlarla “su stresi” yaşayan ülkeler kategorisine girdi. Uluslararası literatüre göre su stresi, her ülkede içme su kaynakları azaldığında ya da kullanılabilir su oranında kayıplar yaşandığında ortaya çıkıyor. Falkenmark Su Kıtlığı İndeksi’ne göre ise kişi başına düşen yıllık su miktarı 1.700 metreküpün altına indiğinde söz konusu ülke ‘Su Stresi Yaşayan Ülkeler Kategorisi’ne alınıyor.

Türkiye'de kişi başına düşen yıllık su miktarı 1.500 metreküpün altına indi. 

 LİSTEDE 17 ÜLKE DAHA VAR

Dünyada su stresi kategorilerinde ülkeler ‘çok yüksek’, ‘yüksek’, ‘orta yüksek’, ‘orta düşük’ ve ‘düşük’ olmak üzere beş grupta toplanıyor. Falkenmark Su Kıtlığı İndeksi’ne göre çok yüksek su stresi yaşayan 17 ülke bulunuyor. Bu ülkeler arasında Katar, İsrail, Lübnan, İran, Ürdün, Libya, Kuveyt, Suudi Arabistan, Eritre, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), San Marino, Bahreyn, Hindistan, Pakistan, Türkmenistan, Umman ve Botswana yer alıyor.

EN SICAK TEMMUZ HIZLANDIRDI

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi ile Stiftung Mercator'da iklim değişikliğinin Türkiye'deki etkileri üzerine araştırmaları bulunan iklimbilimci Prof. Dr. Ömer Lütfi Şen özellikle temmuz ayında rekor kıran yüksek sıcaklıkları su stresi açısından değerlendirdi. Geçtiğimiz ayın ölçümlere göre “en sıcak temmuz” olarak kayıtlara geçtiğini belirten Prof. Dr. Ömer Lütfi Şen, ortalama sıcaklıkların 1,5 derece civarında arttığını kaydetti. Prof. Dr. Şen haberglobal.com.tr için şu değerlendirmeleri yaptı:

TÜRKİYE SICAK HAT ÜZERİNDE

“Biz uzun zamandır su stresi ile ilgili bu sonuçlara işaret ediyoruz. Küresel ısınma farklı bölgeleri farklı şekillerde etkileyecek. Biz de Akdeniz havzasında yer alan bir ülke olarak bu durumdan etkileneceğiz. Küresel iklim değişikliğinde sıcak bölgede yer alıyoruz. Burayı sıcak bölge yapan en önemli parametre yağışlardaki azalma. Akdeniz havzasında gelecekte yağışlarda azalma bekliyoruz. Sıcaklıkta artış meydana gelecek ama en önemli değişikliklerden bir tanesi de yağışlardaki azalma olacak.”

2030 yılından itibaren su kıtlığı Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri haline gelecek. 

GÜNEY HAVZALARI ETKİLENECEK

Prof. Dr. Şen şöyle devam etti: “Yağışlardaki azalmanın Türkiye’nin özellikle güney yarısında etkili olacağını model tabanlı simülasyonlar bize gösteriyor. Türkiye’nin güneyindeki havzalar; Fırat ve Dicle’den başlayalım, Seyhan-Ceyhan, Orta Akdeniz, Doğu ve Batı Akdeniz olmak üzere Konya Havzası yani bütün havzalarda su kaynaklarında azalma bekliyoruz.”

2030’DA BELİRGİNLEŞECEK

Peki su stresi ile ilgili başlayan sürecin neresindeyiz? Prof. Dr. Şen şu bilgileri verdi: “Biz 15-20 yıldır bu konularda uyarılarda bulunuyoruz. Bu süreç başladı. Akdeniz ve çevresindeki ülkelerde yağışlarda azalma belirtileri ortaya çıktı. Bunu geçmiş verilerden, şu ana kadar yapılan gözlemlerden çıkarıyoruz. Şu an daha başındayız ama asıl belirginleşmesi 2030’lardan itibaren olacak. Bu tarihten itibaren yağışlardaki azalmayı daha da belirgin olarak göreceğiz.”

KARADENİZ BÖLGESİ AVANTAJLI

Türkiye’nin güneyindeki havzaların belirgin şekilde etkileneceğini belirten Prof. Dr. Şen kuzey bölgeleri içinse olumlu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi yağış açısından daha avantajlı. Burada önemli bir değişiklik beklemiyoruz. Hatta bir miktar artış bile olabilir. Özellikle Doğu Karadeniz’de yağış ve su kaynakları açasından bir artış söz konusu olabilir. Şu bir gerçek; sıcaklık arttığı zaman buharlaşma artıyor, yüzeyden su kaybı artıyor. Bu da toplam su bütçesine negatif olarak yansıyor.

KURAKLIK YÖNETİM PLANI

Prof. Dr. Şen Türkiye’nin su stresine karşı yaptığı çalışmalarla ilgili de şu bilgileri verdi:  “Kamuda bu konuda çalışmalar yapılıyor. Özellikle Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün Kural Yönetimi Hazırlık Çalışması var. Pek çok havzada bunu tamamladılar. Kuraklık Yönetim Planları da genellikle iklim değişikliği projeksiyonları üzerinden yapılıyor. Onlar da üç aşağı beş yukarı belirttiğim gibi gözlemleniyor. Yani güney havzalarımızda gelecekte sıkıntılar yaşanacağı görülüyor.”

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber