Potansiyel düşman: Değer

Değer duygusu hepimiz için önem taşır. Değersiz hissetmek başlıca mutsuzluk, değerli hissetmek ise mutluluk sebebidir. Peki, bu duyguyu daha yakından gözlemlemeye ne dersiniz? Dönüştürü Nefes ve Kişisel Gelişim Koçu Nilay Kalkavan kaleme aldı.

Son Güncelleme:

Değer kelimesinin sözlük anlamı şöyle: Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet.

Birini ya da bir şeyi değersizleştirmek onun gerçek değerini yok saymak, yok etmeye çalışmak demek.

Neleri değersizleştiriyoruz yaşamımızda? Çocuklarımızı, ebeveynlerimizi, partnerlerimizi ve en başta kendimizi! Değersizleştirme duygusunun temelinde genelde kendi değerimizle ilgili şüphelerimiz yatar.

Bize kendi yetersizliklerimizi hatırlatan ve özgüvenimizi sarsma olasılığı olan durumlarla karşılaştığımızda kendimizi tehdit altında hisseder ve durumla başa çıkabilmek adına sözde düşmanımız olan ‘değer’i alaşağı etmek için çaba gösterebiliriz. Bunu bazen gereksiz yargılama ve eleştirilerle bazen ‘potansiyel düşman’ algıladığımız kişinin başarı ve kazanımlarını yok sayarak bazen de her şeye kusur bularak yapabiliriz. Olumlu tutum ve duyguları geçersiz kılmak da bir diğer yöntem olabilir. Hepimizin dönem dönem bu mekanizmayı kullandığı bir gerçek. Süreklilik arz etmeyen durumları belki göz ardı edebiliriz, ancak bir konu ya da bir kişi hakkında sürekli bu tip bir tutuma sahip olduğumuzu fark edersek ya da fark ettirilirsek hızlıca kendi içimize bakmak, yıkıcı tarafımızla yüzleşmek hem kendimizle hem diğerleriyle olan ilişkimiz için güçlü bir dönüştürücü etkiye sahip olabilir.

Eğer çocukluk deneyimlerimiz, toplum algısı ve yetiştirilme tarzımız birinin değerli olabilmesi için diğerinin değersiz olması gerektiği inancıyla bizi mayaladıysa ‘değer’ kelimesi bizim için korkutucu olabilir. Büyük-küçük, sert-yumuşak gibi karşıt tanımları objektif olarak somut varlıklar için kullanabileceğimizi ve bu tanımların kendi içinde de derecelendirilebileceğini bilip, ‘değer’ gibi soyut kavramlarda böyle bir kıyaslamanın mevcut olamayacağını hatırlamak ‘değersizleştirme’nin anlamsızlığını idrak etmemize yardımcı olabilir. Her bireyin ve her oluşumun eşsiz olduğunun farkına vardığımızda kıyaslamaktan vazgeçeriz.

Şimdi her birimiz kendimize soralım:

Yaşamımda neleri, kimleri, hangi duyguları değersizleştiriyorum?

Değersizleştirdiğim kişi ya da durumu kullanarak içimdeki hangi duygudan kaçıyorum?

Eşsiz olduğumu ve kimsenin değerinin bir başkasıyla kıyaslanamayacağını kabul etsem hayatımda neler değişir?

Her şeyin ve herkesin tam da olması gerektiği gibi olduğunu hatırlayıp önce kendimize ve sonra bütüne saygı duyduğumuz bir hafta olsun.

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber