Okul öncesi eğitim beyin gelişimini destekliyor

Okul öncesi eğitim çocukların gelişimine birçok fayda sağlıyor. Dr. Öğr. Üyesi Aynur Akıncı Aydoğan, okul öncesi eğitimin çocuk için yararlarını ve bu verimli dönemi en iyi şekilde geçirmenin yollarını anlattı.

Son Güncelleme:

Okula ilk defa adım atacak minik öğrenciler, 2019 - 2020 eğitim öğretim yılının başlaması için gün sayıyor. Okul dönemi başlamadan aileleri uyaran uzmanlar, okul öncesi eğitimin önemine dikkat çekiyor ve erken yaşta eğitim gören miniklerin gelişim açısından daha avantajlı olduğunu belirtiyor.

Dr. Öğr. Üyesi Aynur Akıncı Aydoğan, "0-6 yaş arasını kapsayan erken çocukluk dönemi çocuğun en hızlı geliştiği dönemdir. Beyin yapısı ve fonksiyonlarının gelişiminin 3’te 2’lik bölümü 0-4 yaş arasında tamamlanır. Dolayısıyla erken çocukluk dönemindeki deneyimler beynin çalışma biçimi için belirleyicidir. Erken yaşların önemi, çocuğun gelişiminde ileriye dönük kalıcı bir damga vurmasından çok sonraki yıllar için sağlam ya da zayıf bir temel oluşturmasından kaynaklanmaktadır" diye konuştu. 

"BU DÖNEM BİR BÜTÜN OLARAK ELE ALINMALI" 

Eğitim-öğretim dönemini çocuğun bilişsel, fiziksel, sosyal, duygusal, dil ve öz bakım gibi gelişim alanları bir bütün olarak ele almak gerektiğini anlatan Aydoğan, "Okul öncesi eğitim kurumları çocuğun düzenli ve planlı öğrenme deneyimleri yaşamasını, yaşıtlarıyla sosyalleşirken bir arada olmanın getirdiği sosyal sınırları ve kuralları öğrenmesini, beden farkındalığının yanı sıra motor becerilerini geliştirebilmesini, dil becerilerini artırırken duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesini, öz güven kazanabilmesini, öz bakım becerilerini güçlendirebilmesini, okul olgunluğunu kazanabilmesini, toplumsal yaşam deneyimlerini ve bağımsız bir birey olmasını sağlaması açılarından da çok önemlidir" ifadelerini kullandı.


HANGİ ÇOCUKLAR YUVAYA BAŞLAMADA SORUN YAŞAMAZ?

Okul öncesi eğitim alacak çocuklar hakkında değerlendirmede bulunan Dr. Aydoğan, şunları söyledi:

"Yuva öncesinde birtakım kuralları öğrenmiş, çeşitli sosyal ortamlar deneyimlemiş, sınırlarını bilen, sabretmeyi ve beklemeyi öğrenmeye başlamış, aile ile bağımlılık ilişkisi yerine bağımsızlık özelliğini kazanmış bir çocuk pek bir sorun yaşamaz. Bazı çocuklar için ise yeni bir ortama alışmak, o ortamda öğretmeniyle birlikte kendisini güvende hissetmek zorlu ve uzun bir süreç olabilir. Böyle durumlarda 1 hafta - 10 gün içerisinde yuvaya sorunsuz alışmalarını kolaylaştıran modeli öneriyoruz. Bu modelde; anne, baba ve çocuk, ilk 2-3 gün yuvayı tanımak ve oraya ısınmak amacıyla kurumda birlikte vakit geçirirler. Üç ya da dördüncü günden sonra çocuk kabul ettiği sürece öğretmen onunla daha yakın bir ilişki kurar, onunla oynar, ona yemeğini yedirir. Bu süreçte amaç, çocukla öğretmeni arasında oluşan güven ilişkisinin sağlamlaştırılmasıdır. Dördüncü günde ilk ayrılık denemesi için anne baba yarım saat gibi kısa bir süre için çocuğuna veda eder ve çocuğun kendisini göremeyeceği yakın bir yerde bekler. İlk ayrılık denemesinde çocuk ağlasa bile kısa süreliğine ebeveyn gitmelidir. Sonraki günlerde ayrılık denemelerine devam edilir ve çocuğun tepkisine göre anne babanın ayrılık süresi uzatılır."

“YUVA SEÇİMLERİNDE TİTİZ DAVRANMALARI KAYGIYI AZALTACAK”

Çocuğu okul öncesi eğitime başlayacak ebeveynlerin kaygı duymasındaki sebeplerle ilgili bilgi veren Aydoğan, “Kaygılı, çocuğuna bağımlı, aşırı korumacı olan ebeveynlerde bu süreç oldukça sancılı olabilir. Ancak her ebeveynin çocuğunu yeni bir yere uzun süreli bırakmasının çeşitli kaygılara yol açmasının normal olduğu da kabul edilmektedir. Ailelerin öncelikle yuva seçimlerinde titiz davranmaları kaygılarını azaltacak bir diğer etkendir. Yuva seçiminde ailenin kendileri için önemli noktaları listeledikten sonra çocuklarının özelliklerini göz önüne alarak bir karara varmaları işlerini kolaylaştıracaktır. Bu aşamada, yuvanın eve yakınlığı, ulaşımı, kurumun güvenliği, büyüklüğü, sınıfların kalabalıklığı, hijyeni, daha önemlisi eğitim yaklaşımı ve öğretmenin özellikleri önemlidir. Bazı çocukların daha yumuşak, bazılarınınsa daha kuralcı, otoriter öğretmenlerle olmaya ihtiyaçları vardır. Doğru yuvayı seçmiş olmak ebeveynlerin kaygı düzeyini azaltacaktır. Ancak ne kadar özenli seçim yapılırsa yapılsın bir çocuğun yuvada yaşadıklarıyla ilgili söylediği olumsuz şeyler ciddiye alınmalı ve mutlaka araştırılmalıdır” diye konuştu.

ADIM ADIM OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

Dr. Öğr. Üyesi Aynur Akıncı Aydoğan, hem ailelerin hem de çocukların alışma sürecini kolay atlatabilmeleri için ebeveynlere tavsiyelerde bulundu.

  •  Yuvaya başlamadan önce çocuğa yaşıtlarıyla oyun oynayabileceği ortamlar yaratılmalı,
  • Çocuğa yaşına uygun temel öz bakım becerileri kazandırılmalı,
  • Çocuğa yuva ortamını anlatan resimli kitaplar okunmalı.
  • Yuvaya gitme saatindeki ağlama krizi, itiraz gibi davranışlar sakin karşılanmalı.
  • Geçerli bir neden olmadığı sürece çocuk yuvaya götürülmeli, yuva çıkışlarında geç kalınmamalı, zamanında orada olunmalıdır. DHA
Sonraki Haber