İçişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliğince desteklenen, AFAD ve Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan "Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Projesi" TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) koordinatörlüğünde yürütülüyor.İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümün Dr. Öğr. Üyesi Aynur Dikbaş yürütücülüğünde, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Musa Balkaya'nın da yer aldığı 9 kişilik araştırma ekibi incelemelerde bulunmak üzere Kuzey Anadolu Fay Zonu ile Doğu Anadolu Fay Zonu'nun kesiştiği Bingöl'e geldi.Yedisu ve Adaklı ilçelerinde kazılan 2,5 ila 5 metre derinliğinde 30-35 metre uzunluğundaki hendeklerde çalışma yürüten araştırma ekibi fay hatlarının kestiği katmanları inceliyor."3 ESKİ DEPREMİ BELİRLEDİK" Dr. Öğretim Üyesi Aynur Dikbaş, Bingöl ve çevresinde üç önemli fay zonu üzerinde çalışmalar yürüttüklerini söyledi. İlk olarak Kuzey Anadolu Fay Zonu Yedisu segmenti üzerine detaylı fay haritalamasıyla uygun gördükleri bir lokasyonda kazı çalışması yaptıklarını ifade eden Dikbaş, Bingöl ve çevresindeki fay zonlarında toplamda 10 paleosismolojik hendek kazmayı planladıklarını belirtti.Dikbaş, tüm hendeklerden elde ettikleri bilgileri bir arada değerlendireceklerini ve eski çalışmalardan da faydalanarak daha sağlıklı bir bilgi ve veri tabanı oluşturacaklarını anlatarak, şunları kaydetti: "Amacımız bu fayların deprem üretme davranışını anlayabilmek. 'Bir sonraki deprem ne zaman olur, bir fay zonu kaç yılda bir deprem üretir, deprem üretme davranışı düzenli mi yoksa düzensiz midir?' bunu belirlemeye çalışıyoruz. Bingöl çevresinde çok önemli fay zonları var. Kentte Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun sismik boşluğu olan Yedisu segmenti ile Bingöl'ün içinden de geçen Doğu Anadolu Fay Zonu'nun segmentleri yer alıyor. Ve bu iki fay zonu arasında takip ettiğimiz daha kısa olan ancak önemli ve aktif olduğunu bildiğimiz diğer fay zonları var. Yedisu segmenti üzerinde bir fay kazısı gerçekleştirdik. Bu fay kazısında 3 eski depremi belirledik. Bu üç depremin biri yüksek ihtimal en son deprem. Böylelikle biz bu üç eski depremi tarihlendirdiğimizde Yedisu segmenti üzerinde daha önce yapılan çalışmaları da kullanarak daha fazla bilgi sahibi olmuş olacağız."SANCAK-UZUN PAZAR FAY ZONU İNCELENİYOR En son 50 kilometre uzunluğundaki Sancak-Uzunpazar Fay Zonunu incelediklerini belirten Dikbaş, Sancak-Uzunpazar Fay Zonu segmenti üzerinde tarihsel depremlerle ilgili herhangi bir bilginin olmadığını söyledi.Paleosismolojik olarak ilk defa burada çalışma yapılacağını dile getiren Dikbaş, "Burada da eski bir depremi belirledik. Bu eski depremi tarihlendirdiğimizde muhtemelen bu fay zonu üzerindeki en son depremi söyleyebilmiş olacağız." dedi."ESKİ DEPREMLERİN TARİHİNİ BELİRLEMİŞ OLUYORUZ" Kazı çalışmalarında belirledikleri depremlerin yüzey kırığı ve deformasyon oluşturan depremler olduğunu dolayısıyla büyük ve hasar verici olduklarını anlatan Dikbaş, şunları söyledi: "En yakın örneğimiz 2023 yılında meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler olabilir. Burada yüzeyde oluşan deformasyonları herkes gördü, izledi. Bir fay zonunda bu deformasyonlar oluştuysa daha sonraki bir zamanda hendek kazarak bu deformasyonları tespit edebiliyoruz. Eski tarihlerdeki depremin büyüklüğünü, lokasyonunu ölçebileceğimiz cihazlarımız yok. Bu depremlerin izlerini bulabilmek için hendek çalışmaları yapıyor, buradaki katmanları inceliyoruz. Faylanma ile ilgili bir deformasyon var mı bunu araştırıyoruz. Eğer bu faylanmayla ilgili deformasyonları tespit edebilirsek kritik seviyelerden yaş tayinleri yapıp bu eski depremlerin tarihini belirlemiş oluyoruz. Böylelikle bu fayların deprem üretme davranışını anlamaya çalışıyoruz. Düzenli bir aralıkta mı deprem üretiyor, düzensiz bir aralıkta mı deprem üretiyor? Ulaşmaya çalıştığımız bilgilerden biri bu."Dikbaş, Elazığ'ın Karakoçan ilçesindeki fay zonunun Bingöl'e uzandığı kesimlerde de kazı çalışması yapacaklarını belirterek, Bingöl civarındaki bu önemli üç fay zonunda toplam 10 kazı çalışmasını tamamlamayı düşündüklerini, projenin süresinin iki sene olduğunu ifade etti.Kazı derinliğini ve geometrisini yer altı koşullarını da düşünerek belirlediklerini anlatan Dikbaş, bu projenin bir diğer amacının da bu yöntemi genç araştırmacılara öğretmek ve öğrenci yetiştirmek olduğunu kaydetti. Dikbaş, proje kapsamında çalışmaları gerçekleştiren ekipte İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesinden iki lisans, bir yüksek lisans ve bir doktora öğrencisi ile TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığınca (BİDEB) yürütülen Stajyer Araştırmacı Burs Programı'ndan (STAR) 3 lisans öğrencisinin de yer aldığını sözlerine ekledi.