Nuh'un Gemisi için 'müze' çağrısı

AĞRI DAĞI VE DURUPINAR

Londra Britanya Müzesi'nde çözümü yapılan Babil tabletiyle ilgili değerlendirmede bulunan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, tufan hadisesi ve Nuh'un Gemisi’nin nerede karaya oturduğu konusunun uzun zamandan beri dünyanın gündeminde olduğunu belirtti. Kutsal kitapların yanında tufanın, ilginç bir özellik olarak sadece isimler farklı olmak üzere Sümer, Babil, Grek, Hint, Britanya'nın Galler Bölgesi, İskandinav ve Çin efsanelerinde de yer aldığını ifade eden Kaya, son olarak Londra'da Babil tableti üzerinde çözümleme yapıldığını bildirdi. Prof. Dr. Kaya, şunları söyledi:

“Kitab-ı Mukaddes'te Ağrı Dağı'nın adı 'r-r-t' olarak geçmekte ve 'Hari Ararat' şeklinde ifade edilmektedir. 'Hari Ararat', 'Dağlık Ararat' anlamına gelmektedir. Ararat dağları da popüler kültürde genellikle Ağrı Dağı olarak bilinmektedir. Ağrı Dağı pek çok insanın düşüncesinde Nuh'un Gemisi ve tufan ile özdeşleşmiştir. Kur'an-ı Kerim'de 'Cudi' ifadesi kullanılmıştır. Zira Kur'an 'geminin Cudi'ye istiva ettiğini (demir attığını) belirtmiş, ancak onun bir dağ olduğunu bildirmemiştir. İslami kaynaklar daha çok Kur'an-ı Kerim'deki bu ifadeden yola çıkarak geminin Cudi Dağı'nda olabileceğini, Hristiyan kaynakları da Kitab-ı Mukaddes'ten yola çıkarak geminin Ağrı Dağı'nda olabileceği şeklindeki bir inanışa sahiptirler. Bu inanışlardan yola çıkarak her iki dağda da çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu bağlamda 1829 yılında Ağrı Dağı'na ilk tırmanış gerçekleştirilmiştir. Nuh'un Gemisi’ni arama çalışmaları kapsamında ilk tırmanış Friedrich Parrot ve ekibi tarafından gerçekleştirilmiştir. Dini kimliği de olan Parrot, Nuh'un Gemisi’nin Ağrı Dağı'nın zirvesinde olduğuna dair inanışı nedeniyle bu tırmanışı gerçekleştirmiş ve bulgularını bir kitapta toplamıştır. Gezi esnasında gemiye dair çeşitli işaretlerin olduğunu kayıt altına almış ve kitabında yazmıştır. İlk tırmanışın ardından Batılı bilim insanlarının Ağrı Dağı'na olan ilgileri günümüze değin sürmektedir. Ağrı Dağı'ndan başka, Ağrı ili sınırları içinde yer alan ve son dönemlerde çeşitli araştırmacılar tarafından Nuh'un Gemisi'nin bulunduğu yer olarak da gösterilen bir diğer alan ise Gürbulak oluğunun güney kesiminde Telçeker ile Üzengili köyleri arasında yer alan doğal anıttır. Gemi silüetinde olan bu doğal yapı Türkiye-İran transit yoluna 3,5 kilometre mesafededir. Bu konu üzerinde çalışmalar yapan bazı araştırmacılar Nuh Tufanı sonucunda karaya oturan geminin ve Nuh'un kayıp kenti Naxuan'ın bu çevrede bulunduğunu öne sürmektedir. Buranın keşfedilmesi ile birlikte Ağrı sınırları içerisinde hem Ağrı Dağı zirvesinde hem de hemen güneyinde yer alan bu doğal yapının olduğu alanda çalışmalar devam etmektedir. Dünyaca çok ünlü jeologlar burada farklı zamanlarda araştırmalar yapmışlar. Bu araştırmacıların hemen hepsi biraz önce de ifade ettiğim gibi özellikle Kitab-ı Mukaddes'te ve İncil'deki ifadeden ötürü daha çok işin dini boyutuyla ilgilenmişler."