Kimyasal hadım tartışması, caydırıcı olur mu?

AB üyesi İtalya'da tecavüz suçu işleyenlerin 'zorla kimyasal hadım' edilmesine yönelik çağrı ve tartışmalar devam ederken, söz konusu cezanın caydırıcı olup olmayacağı merak konusu. Türkiye'deki uzmanlar ise İtalya'da gündeme gelen 'zorla kimyasal hadım' cezasına temkinli yaklaşıyor.

Son Güncelleme:

İtalya'da 19 yaşındaki bir kadına toplu tecavüz olayı ülkede infial yaratmış durumda. Skandal olayın ardından İtalya'da tecavüz suçu işleyenlerin 'zorla kimyasal hadım' edilmesine yönelik çağrılar devam ediyor. İtalya'da başlayan tartışmaların ardından gözler Türkiye'deki tecavüz ve istismar suçlularına yönelik cezai yaptırımlara çevrildi. Son yıllarda artan tecavüz ve istismar suçlarına karşı kimyasal hadım uygulamasını sorduğumuz uzmanlar ise bu yönteme temkinli yaklaşırken, yaratacağı olumsuzluklara dikkat çektiler.

Türk Ceza Kanunu'nda tecavüz suçuna bulaşanlara 10 yıla varan hapis cezası verilebiliyor. 

AB ÜYESİ BAZI ÜLKELERDE UYGULANIYOR 

Kimyasal hadımın uygulandığı ülkeler arasında; Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı eyaletleri, Arjantin, Avustralya, Yeni Zelanda ile Avrupa Birliği'nde Polonya’nın yanı sıra Rusya, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Kanada gibi pek çok ülke yer alıyor. Türkiye'deki ceza kanununda ise kimyasal hadım yöntemi yer almıyor.

GERİ DÖNÜŞÜMSÜZ BİR CEZA 

Beykent Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şevki Sözen, kimyasal hadım uygulamasına ilişkin, “Halk arasında 'hadım etmek' olarak bilinen 'kastrasyon' kişinin cinsel faaliyette bulunma ve üreme yeteneğini geri dönüşümlü veya dönüşümsüz olarak sonlandırmak amacıyla yapılan tıbbi bir müdahaledir. Böyle bir uygulama kişide cinsel arzu ve cinsel ilişkide bulunma yeteneğini azaltma hatta sona erdirmeyi hedefler" dedi.

TOPLUMSAL ETKİLERİ VAR

Kastrasyon uygulanmasının cinsel suçları önlemede en son akla gelecek yöntem olması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Sözen, "Öncelikle tüm toplum olarak bu tarz cinsel saldırılarda saldırganların cezalarını en üst düzeyden aldığını görmek ve uygulamada hiçbir şekilde ceza indiriminin kullanılmadığına şahit olmak çok önemlidir. Ayrıca bu kişilere sadece kimyasal kastrasyon ile yaklaşılırsa ruhsal, sosyal ve toplumsal etkenleri dışlamış oluruz ki bu da biraz gerçekleri halının altına süpürmek olur” diye konuştu.

Av.Avşar: “Bu yüzden öngörülebilir bir ceza sistemi olduğunu düşünüyorum” diyor.

TÜMDEN ORTADAN KALDIRMIYOR

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamit Hancı, kimyasal kısırlaştırmanın tıbbi bir müdahale olduğunu ve diğer tıbbi müdahaleler gibi aydınlatılmış rıza gerektirdiğini söyledi. Prof. Dr. Hancı, kimyasal kısırlaştırmanın pedofilik cinsel arzuları azalttığını ancak çocuklara duyulan sapkın arzuları tümden bertaraf etmediğini de dile getirdi.

Prof. Dr. Hancı, “Yapılan araştırmalar pedofilinin tam olarak tedavi edilemeyen bir sapkınlık olduğunu göstermektedir. Söz konusu yöntemle bu kişilerin sadece topluma zarar veren eylemlerini önleyebiliriz. Yöntemin uygulandığı suça meyilli kişiler, kısırlaştırma yüzünden eskisinden daha öfkeli ve saldırgan olabileceği gibi cinsel davranışlarını da sürdürebilirler.” dedi.

Pedofili suçuna karışan sapkınlara 15 yıla kadar hapis cezası verilirken, birçok kişi daha ağır yaptırımların uygulanmasını talep ettiğini dile getiriyor. 

ÖNGÖRÜLEBİLİR BİR CEZA YÖNTEMİ 

İtalya’da başlayan kimyasal hadım tartışmasının Türkiye’de masaya yatırılıp yatırılmaması konusunda bir çerçeve çizen Avukat Emre Avşar ise kimyasal hadımın yeni bir cezai yöntem olmadığını ve suç kitlelerini kontrol altına almak için çeşitli ülkelerde kullanıldığını söyledi. Avşar, kimyasal hadım için “Bu yüzden öngörülebilir bir ceza sistemi olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

ŞÜPHE BIRAKMAYACAK DELİL OLMALI 

İtalya’da tartışmalara sebep olan kanuna ilişkin de konuşan Av. Avşar, şu uyarıları da sıraladı: "Şimdi bunun uygulanıp uygulanmaması temel hak ve özgürlükleri etkileyip etkilememe noktası biraz tartışmalı. Çünkü verdiğiniz her bir ceza zaten temel hak ve özgürlükleri etkiliyor. Bu tür cezalarda suça bulaşan kişinin bu suçu işlediğine dair şüphe bırakmayacak delil ve mahkeme kararı olması gerekir. Aksi halde tartışmalı kararlar çıkabilir."

Yöntemin gerekli kanuni düzenlemeler yapılırsa Türkiye’de de uygulanabileceğini söyleyen Avşar, “Bunların toplumsal olarak nasıl bir etki bırakacağını iyi ölçmek gerekiyor. Bana kalırsa cinsel saldırı suçlarını ayırmak gerekiyor. Her bir suç için tabii ki bu tarz ağır bir yaptırımın uygulanması doğru olmayabilir" diye konuştu.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber