Toplumun belki de en hassas yeri... Devlet bir çocuğu ne zaman ailesinden korumaya alır?
Çocuklar toplumların belki de en hassas yeri. Ancak her anne baba çocuğuna karşı hassas değil. Şiddet, istismar ve daha pek çok gerekçe ile çocuklar devletler tarafından koruma altına alınıyor. Peki bu koruma süreci nasıl işliyor? Çocuğun nerede kaldığını aile biliyor mu?
Şiddet ya da istismara maruz kalan veya suça sürüklenen çocukların hikayelerine zaman zaman rastlayabiliyoruz. Bu olaylar özellikle medyaya yansımışsa çoğunlukla çocuğun koruma altına alınmasıyla bilgisiyle sona eriyor.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 23 milyon çocuk yaşıyor. Koruma altına alınan çocukların sayısı ise 10 binin üzerinde. Koruma altına alınan 0-18 yaş arasındaki çocuklar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Çocuk Destekleme Merkezi (ÇODEM), Çocuk Evleri Sitesi ve Sevgi Evleri'ne yerleştiriliyor.
'DEVLET GÖREVLİLERİ DIŞINDA KİMSE YERLERİNİ BİLEMEZ'
Hukukçu-yazar ve aile hukuku konusunda uzman Cengiz Hortoğlu, bir çocuğun kişisel güvenliği tehlikedeyse, yani terk edildiyse, ihmal edildiyse, kötü alışkanlıklara karşı yalnız bırakıldıysa, suç mağduruysa veya ihmal ve istismar edildiyse korunmaya ihtiyacı olduğunu söylüyor. Hortoğlu, koruma altına alınan çocukların aileleri ile görüşme meselesinde de 'çocuğun üstün yararının' dikkate alınacağını kaydediyor ve şöyle devam ediyor:
"Bu durumda olan bir çocuğun durumunun öğrenilmesi halinde sosyal hizmet uzmanı tarafından, sosyal inceleme raporu hazırlanır. Mahkeme karar verdiğinde çocuk yaşına uygun olarak Sevgi Evleri’ne yerleştirilir.
Sevgi Evleri'ne sadece yetkililerin girebileceğini çünkü can güvenliği olmayan çocukların da korunduğunu kaydeden Hortoğlu, "Mahkeme kararı gerektiren tedbirler de mahkemeden talep edilir. Kaldı ki Sevgi Evleri’nin yerleri gizlidir. Devlet yetkilileri dışında kimse yerlerini bilemez" diyor.
'GEREKİYORSA GİZLİLİK KARARI İSTENEBİLİR'
Sosyal Hizmet Uzmanı Ramazan Yüksel, adli ve idari mercilerin, kolluk görevlilerinin, sağlık ve eğitim kuruluşlarının, korunma ihtiyacı olan çocuğu mutlaka
Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerine bildirmekle yükümlü olduğunu dile getiriyor.
Çocukların kuruma yerleştirilmelerinde ise ebeveyn kaybı koşulu bulunmuyor. Bahse konu çocukların daha çok parçalanmış aile çocukları olduklarını aktaran Yüksel, “İnceleme sırasında aile üyeleri ile görüştürülmesinin çocuğa zarar vereceği tespit edilmişse, çocuk o aile üyesi ile görüştürülmez. Gerekiyorsa, 6284 sayılı yasa gereği gizlilik kararı istenebilir” diyor ve ekliyor:
"Fail, aile üyelerinden biriyse ve yargılama sonucunda beraat kararı verilmedikçe, aileye döndürülmemesine dikkat edilir. Adresi ve kimlik bilgileri gizli kalması gerekirken ifşa olan çocuk, gerek görülmesi halinde başka bir şehre gönderilebilir."
Çocukların aileleri ile prensip olarak görüştürüldüğüne ve ailesinin 'çocuğun isteği durumunda' yatılı olarak kalabileceğine de dikkat çeken Yüksel, 3 ayda bir mahkeme tarafından bu kararın inceletildiğini de belirtiyor.
Koruma kararı genel olarak çocuk reşit olana kadar devam ediyor ancak korunma kararına neden olan şartların ortadan kalkması halinde bu süre öne çekilebiliyor. Gerek görüldüğü takdirde, 18 yaşından sonra da rızası alınarak çocuk bir yıla kadar kurumda kalabiliyor. Ayrıca, çocuğun yüksek öğrenime devam etmesi koşuluyla süre 25 yaşına kadar uzatılabiliyor.
'ÇOCUKLARI ETİKETLENMEDEN KURTARMAYA ÇALIŞIYORUZ'
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 6 Ocak 2023 tarihinde Haber Global yayınına konuk olmuş ve yayında, koruma altına alınan çocuklar konusunda şunları söylemişti:
“Çocuklar arasında, sadece barınma ihtiyacı için kalan çocuklarımız var. Bir de cinsel istismar mağdurudur, madde bağımlılığı vardır, suça sürüklenmiştir, birtakım problemlerden dolayı devlet bakımına muhtaç çocuklar var. Biz bu çocukların madde bağımlılığından, istismar travmalarından kurtarılmaları için çalışıyoruz."
Yanık, bir çocuk evinde en fazla 6 kişi kaldığına dikkat çekerek, sayının küçük yaş grubu için 8'e kadar yükselebildiğini kaydetti.
"Kardeşler beraber kalıyorlar, her evde bir bakıcı anne muhakkak var. Ev anneleri sorumlular, geliş saatlerini takip eder" ifadelerine yer veren Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ergenlik yaş grubuna yakın çocuklarda kaçma eğilimi olabiliyor. Hemen kolluğa bildiriyoruz, ailesi varsa haberdar ediyoruz. Bu çocuklardan çoğu zaten cinsel istismar mağduru, bir kısmı ensest mağduru. Gebelik zaten yasal olarak sonlandırılıyor. Biz bu çocukları etiketlenmeden kurtarmaya çalışıyoruz.”
Kaynak: Web Özel