Yemek fotoğrafı paylaşmak ayıp mı? 'Beğenilme, takipçi sayısı kazanabilme...'

Nesiller arasındaki farklılıklar Sümerlerden beri insanlığın gündeminde yer alan bir konu. Günümüzde ise büyüklerinin mahrem saydığı pek çok şeyi yeni nesil "sergilenebilir" olarak görüyor. Kameralarla büyüyen nesiller ile büyüklerinin mahremiyet algısı nasıl birbirinden bu kadar uzak olabiliyor?

Son Güncelleme:

Nesiller arasındaki davranış ve anlayış farklılıklarını inceleyen araştırmalar her geçen gün artıyor. Günlük hayatta da mesela ailemizdeki gençlerin sosyal medyayı bizlerden farklı kullandığının farkındayız. Pek çoğumuz aile büyüklerimizden “Yavrum öyle her şeyini internette paylaşma” uyarıları aldık ya da yeğenlerimizi “Yediğin, içtiğin internette paylaşılmaz; biz zamanında yolda gofret bile yemezdik” diye tenkit ettik. Meselenin özünde ise, gelişen teknolojilerin ve sosyal medyanın etkisiyle genç kuşağın görüntülenmeyi kanıksamaya başladığı ve bu nedenle farklı bir mahremiyet algısına sahip olduğu gerçeği yatıyor.

O zaman, Y ya da Z kuşakları diye sınıflandırmadan “gençlerin” mahremiyet anlayışının neden farklılaştığını masaya yatıralım...

İNTERNET PAYLAŞIMLARININ FORMU DEĞİŞTİ

İnternet günlük hayatımıza ilk girdiği yıllarda pek çoğumuzun önceliği ilginç bir "rumuz" bulmaktı. Çünkü internet etkileşimlerimiz sadece chat odalarındaki sohbetlerden ibaretti. Bugünün genç kuşağı ise photoshop ve video kurgu programları konusunda uzmanlaştı demek yanlış olmaz.

Indiana Üniversitesi'nden Susan Herring ile Ludwig Maximilian Üniversitesi'nden Sanja Kapidzic'in 2015'te ABD'li gençlerle yaptığı bir araştırmaya göre; günümüzde ergenler kendilerini sosyal medya hesapları üzerinden ifade ediyor.

GENÇLER DAHA ÖNCE BU KADAR GÖRÜNÜR OLMADI

Araştırmada, tarihin hiçbir döneminde gençlerin kendilerini bu denli görünür ve duyulur kılma imkanına sahip olmadığına vurgu yapılıyor ve gençlerin yüzde 80'inin sosyal ağ sitelerini daha popüler olmak için kullandığı belirtiliyor.

Herring ve Kapidzic'in araştırmasında, gençlerin kullanıcı isimleri, fotoğraflar ve videolar gibi içeriklerle "gerçek kimliklerini" yayımlama eğiminde olduklarının altı çiziliyor.

Fotoğraf, video, konum gibi paylaşımlarla internette görünür olabilme meselesi aynı zamanda mahremiyet konusunda da endişelerin yükselmesine neden oluyor.

Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü'nden Doç. Dr. Mert Gürer, tüketim toplumunun sunduğu yaşam tarzlarının beraberinde daha fazla görünür olmayı getirdiğini ifade ediyor. Gürer bu durumu, “Gençlerin kendi özellerini görüntüleme ve paylaşma isteği, içinde bulundukları sosyal gruplarda var olabilmeleri için bir araç konumunda. Günümüz toplumlarında popüler kültürün getirdiği kendi yaş gruplarının içinde değer görme ve öne çıkma isteği mahremiyet algısını önemsizleştirdi” şeklinde açıklıyor.

Sosyal medyada görünür olma isteği mahremiyete bakış açımızı da değiştiriyor. Kaynak: Shutterstock


'GÖRÜNÜR OLMANIN HAZZI MAHREMİYETİ İKİCİ PLANA ATTI'

Gürer, genç kuşağın görünür olmanın verdiği haz sayesinde mahremiyet olgusunu ikinci plana attığına vurgu yapıyor. İletişim uzmanı, "Günümüzde görünür olmak, topluluk içinde fark edilir olmak ile eşdeğer tutuluyor. Böylece yemekten kıyafete, iş hayatından aile yaşamına gündelik hayatın her aşaması görünme üzerine kurgulanıyor. Beğenilme, takipçi sayısı kazanabilme gibi etkenler özellikle gençlerin kişisel alanlarını sosyal medya aracılığı ile sunma eğilimini güçlendiriyor.” diye konuştu.

MAHREMİYET ALGISI FARKI KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?

Peki genç kuşakların büyüklerinden farklı bir mahremiyet algısı olması kötü bir şey mi? Gürer, bu nesillerin mahremiyet algısının farklı olmasının nasıl yorumlanması gerektiğine ilişkin olarak ise şunları söylüyor:

Sosyal ağların bireye doğrudan hitap ediyor olması ve paylaşım isteğini harekete geçirmesi mahremiyet anlayışını fazlasıyla değiştiren en temel özellikler. Günümüzde teknolojik dönüşümlerin içinde yer alan genç nesil, bilgiye en hızlı şekilde ulaşmak isteyen, görselliğe çok değer veren, internet olmazsa olmazı olan, tüketimi yüksek ve beğenilme beklentisi olan bir kuşak.

Herring ve Kapidzic'in araştırmasında da benzer noktalara değiniliyor. "Online intiba" yaratmanın görüntülü içerikte yattığına dikkat çekilen araştırmada, gençlerin profil fotoğrafı belirleme konusundaki temel kriterlerinin fotoğraflarda güzel ve çekici görünmek olduğunun altı çiziliyor.

'MAHREMİYET BEĞENİLME ARACI HALİNE GELDİ'

Araştırmada, otokontrol ve akran baskısıyla mücadele gibi konulardaki tecrübesizliklerinin gençlerin internet kullanımında bazı riskler doğurduğu aktarılıyor. Ayrıca, gençlerin internette harcadıkları sürenin ve ebeveynlerin ihmalkarlığının gençlerin mahremiyetinde tehlikeli durumlar doğmasına neden olabileceği vurgulanıyor.

Gürer ise, yapılan çalışmalarda gençlerin mahremiyet anlayışında telefon numarası ve ekonomik durum gibi unsurların ön sıralarda yer aldığına işaret ederek, birçok kişinin daha mahrem olarak gördüğü beden sunumu, ilişki durumu ve yaşam alanları ile ilgili bilgileri ise genç kuşakların daha az mahrem olarak nitelendirdiklerini aktarıyor.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber