Issız adamlar, ıssız kadınlar: Denize!

Aşk, üzerine nesillerdir konuşulsa dahi çözülememiş bir duygu. Onunla da olmuyor, onsuz da… Gün geliyor aşk hissi karabasan gibi bir korkuya yol açıyor. Peki ne yapmalıyız? Dönüştürücü Nefes Koçu Nilay Kalkavan anlattı.

Son Güncelleme:

Tedavülden kalkmış kırık, dökük aşk hikayelerine takılı kalıp tekrar aşık olmaktan, duygusal bir bağ kurmaktan çekinenlerin sayısı yadsınamayacak kadar çok. Peki çok sıcak bir günde denize girmemek ile yalnızlıktan kavrulurken aşka girmemek arasında fark var mı gerçekten?

Nilay Kalkavan

İnsan yaşamının derinliklerinde aşk ve deniz arasında sonsuz bir metaforik bağ vardır. Deniz, genişliği ve derinliğiyle sonsuzluğu temsil ederken, aşk da bu duyguyu deneyimleyen kişide benzer bir derinlik ve sonsuzluk duygusu yaratır.

Deniz, dalgaların kıyıya vurmasıyla hareketlenir. Aşk da benzer şekilde, insanın hayatına dalgalar gibi girer ve çıkar. Her dalganın, deniz kıyısına getirdiği yeni taşlar, yeni deniz kabukları gibi aşk da insan hayatına yeni deneyimler, öğretiler ve duygular getirir. Deniz, derinliklerinde sırlar barındırır ve keşfedilmemiş potansiyele sahiptir, aynı aşk gibi! Aşk da insana iç dünyasındaki sırlara doğru bir keşif yolculuğu sunar. İnsan, aşk sayesinde kendini daha iyi tanıma fırsatı bulur ve içsel derinliklerine inebilir. Deniz, bazen sakin ve dingin olabilirken bazen de fırtınalarla çalkalanır. Aşk da benzer şekilde, zaman zaman huzur verici bir liman olabilirken bazen de tutkulu bir fırtına gibi yaşanır. Ancak denizde de, aşkta da her fırtınanın ardından önünde sonunda bir dinginlik ve huzura ulaşılır.

Bazıları uzaktan izler denizi. Bazıları sadece ayaklarını sokar suya. Büyük bir istekle uzaklara kulaç atanlar da var aramızda, derinlerin ihtişamını yaşamak için cesaretle suyun altına dalanlar da.

TIPATIP AŞK GİBİ!

Huzuru, derinliği, hafifliği ve ferahlığı deneyimlemek yerine ısrarla uzaktan izlemeye devam ediyorsak korkularımızın ihtiyaçlarımız ve isteklerimizin önüne kurduğu görünmez duvara takılıyor olabiliriz. Bu görünmez duvarı aşabilmek ancak bir seçim yapıp, seçimimiz doğrultusunda harekete geçmekle mümkün olacaktır.

Soğuk denize girmenin en kolay yolu suyun içine tek hamlede atlamaktır. Korkularımız nedeniyle buz kestiğini düşündüğümüz kalplerimizi de iki ileri bir geri aşka alıştırmaya çalışmak yerine direkt aşkın içine dalmak bizi korkularımızdan özgürleştirebilir.

Sonraki Haber