Gürbüz Doğan Ekşioğlu, 8'inci kez The New Yorker'ın kapağına imza attı
Dünyanın önde gelen dergilerinden The New Yorker'ın kapağına akademisyen ve grafik sanatçısı Doğan Ekşioğlu 10 yıl aradan sonra 8'inci kez imza attı. Derginin 24 Mayıs tarihli sayısında ABD'de pandemi sonrası açılma döneminin işlendiği yazı, Ekşioğlu'nun illüstrasyonuyla kapağa taşındı
Gençliğinde de sürekli olarak karikatür yarışmalarına başvurduğunu ifade eden Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarımı Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ekşioğlu, "1984 yılında Hürriyet gazetesinin düzenlediği Sedat Simavi Uluslararası Karikatür Yarışması’nda birinci oldum. Daha sonra Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması adıyla gerçekleştirilen bu yarışmada toplam 6 kez ödül aldım. Yarışmanın önemi, jürisinde dünyanın önde gelen karikatür ve grafik sanatçılarının yer almasıydı. Jüri üyeleri benim işlerimi gördüklerinde, bu işlerle yurt dışında iş yapabileceğimi söyleyerek yurt dışında çalışmamı önerdiler. O dönemde bulunduğum koşullar bunun için elverişli değildi" diye konuştu.
"GLASER: YAPTIĞINIZ İŞLER MÜKEMMEL"
Daha sonra "I Love NY (New York)" logosuyla akıllara kazınan dünyaca ünlü grafik tasarımcı Milton Glaser’e bir mektup yazarak poster istediğini ve poster isterken işlerini zarfa koyarak gönderdiğini anlatan Ekşioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir ay sonra bana, Milton Glaser’den bir poster ve mektup geldi. Mektupta 'İşleriniz kendi alanında mükemmel' diye yazmasının bende yarattığı heyecanla New York’a gittim, Glaser’le görüştüm. Glaser, Amerika’da kalırsam bu piyasada çok tutulacağımı söyledi. Ben de Türkiye’de yaşamak zorunda olduğumu ve Türkiye’den Amerika’ya iş yapabileceğimi söyledim. O da benim, Vogue ve The New Yorker dergilerinin de aralarında bulunduğu 12 yayını okurlarla buluşturan yayın kuruluşu Conde Nast Inc. ile görüşmemi önerdi.
Onun yönlendirmesi ile dosyamı Conde Nast’a götürdüm. Editör işlerimin New Yorker’e göre olduğunu söyledi. Asistanı beni New Yorker’e götürdü. Dosyamı gördükten sonra benimle çalışmak istediklerini belirttiler. Bu görüşmeler sonrasında ilki 1992 yılında olmak üzere 2011 yılına kadar toplamda 7 kez The New Yorker’in kapağında işim yayınlandı. 10 yıl aradan sonra da bu pandemi kapağını yaptım. Benim hissettiklerim, pandemiyi yaşayan tüm insanların hissettiği duygulardı ve bu nedenle kapak yayınlandığı zaman çok fazla ilgi gördü."
"BİR SANATÇI İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY ÇALIŞMASININ TAKDİR EDİLMESİDİR"
Bulunduğu yer ve zamanın önemli olmadığını ve çalışmalarını her ortamda yapabileceğini belirten Ekşioğlu, "Kapağımın yayınlanması bende büyük mutluluk yarattı. Bir sanatçı için en önemli şey de çalışmasının takdir edilmesidir" şeklinde değerlendirdi.
"İLLÜSTRASYON BÖLÜMLERİNİN SAYISI ARTIRILMALI"
İllüstrasyonun Türkiye’de hak ettiği değeri görmediğinin altını çizen Ekşioğlu, "Ne biliyor ve yapıyorsam, her şeyi öğrencilerime gösteriyorum. Çok başarılı öğrencilerim var. Bir akademisyen olarak Güzel Sanatlar Fakülteleri’nde illüstrasyon ders saatinin arttırılması ve illüstrasyon bölümlerinin açılmasının daha çok sayıda uluslararası iş yapan illüstratörün var olmasını sağlayacağını düşünüyorum." dedi.
Öğrencilere sevdikleri ve becerebildikleri işler yapmalarını öneren Ekşioğlu, "Her zaman hayallerinin peşinden koşsunlar. Asla pes etmesinler. Öğrencilerin sevdikleri işi yapmalarını öneririm. İnsanlar sevdiklerin işi yaptıklarında başarılı olurlar ve başarılı yapılan her iş ekonomik özgürlüğü de getirir" dedi.
Kaynak: DHA