Elinde karton kahve bardağı ile yolda yürüyenler... Kahveyi nasıl içtiğiniz sosyal sınıfınızı mı belirliyor? İşte o analiz...
Son zamanlarda gündelik hayatımıza ne kadar çok şey ne kadar hızlı girip kendisine yer ediniyor. Hatta öyle bir hale geliyor ki biz o şeylerin hep bizimle olduğunu düşünmeye bile başlıyoruz. Ancak bunlar arasında kahvenin özel bir yeri var. Çünkü bir zamanlar Türk kültürünün en önemli parçalarından birisi olan ama zamanla unutulmuş olan kahvenin geri dönüşü hayli hızlı ve ilginç oldu. Bugünlerde arkadaşıyla kahve içmeye gitmek, bir kahve ikram etmek sosyal hayatın en önemli parçalarından birisi artık. Kahveyi insanlığa tanıtan Türk kahvesi Türkiye’de unutulmaya yüz tutmuşken önce hazır kahvelerin kolay ve ucuz erişilebilirliği, akabinde küresel kahve zincirlerinin her yere yayılması, son olarak da üçüncü nesil nitelikli kahve kültürünün yaygınlaşması ile kahve bir anda her yerde karşımıza çıkmaya ve günün her anında hayatımıza eşlik etmeye başladı.
Aslında geleneksel Türk kahvesinden başlayan ve nitelikli kahveye varan dalgalar halindeki gelişim seyri kendi içinde büyük kültür değişimlerini ve bir o kadar da sınıfsal tezahürleri yansıtıyor. Nasıl ki hazır kahve hayatımıza hızlı tüketimin ve “fast food” çağının bir emaresi olarak girdiyse küresel kahve markalarının dükkanları da AVM kültürünün bir parçası olarak yaygınlaştı. Şimdilerde pek çok insanı bir "barista"ya dönüştüren nitelikli kahve yapma ve sunma arayışı da küresel “gastrokültür"ün bir yansıması olarak hayatımıza girdi.