DSÖ'den korkutan veri: 2040'a kadar 28 milyon yeni kanser vakası görüleceği tahmin ediliyor

Günümüzde tüm insanlığın en korktuğu hastalıkların başında gelen kanser vakalarında artış sürüyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, DSÖ verilerine göre 2040 yılına kadar 28 milyon yeni vaka görüleceğinin tahmin edildiğini açıkladı.

Son Güncelleme:

Kansere karşı öz farkındalık oluşturmanın hastalığı yenmede en önemli ilk adım olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, çok sayıda kanser türünün ileriki evre belirtilerinden olan karaciğer metastazı hakkında bilgi verdi.

"Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre habis tümör veya ur olarak da bilinen kanser vakalarının günümüzdeki oranları sabit kalsa dahi nüfus artışıyla birlikte 2040 yılına kadar dünya çapında yılda 28 milyon yeni vaka görüleceği tahmin ediliyor” diyen Prof. Dr. Gökakın, “Bu rakam en sık ölüm nedenlerinden olan kanser vakalarında yüzde 54,9’luk bir artışın yaşanılmasının beklendiğini gözler önüne seriyor. Bu oran aslında sürekli vurguladığımız kanserle mücadelede oluşturmamız gereken öz farkındalığın ne kadar elzem olduğunu da bizlere gösteriyor” açıklamasında bulundu.

“Erken teşhis ve etkili tedaviyle ölüm oranı yüzde 50’ye kadar önlenebiliyor”

Erken teşhis ile kanser kaynaklı ölümlerin yüzde 50’ye varan bir oranda önlenebildiğinin altını çizen Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, “Kanserin en çok görülen türleri erkeklerde akciğer, prostat, kolorektal, mide ve karaciğer; kadınlarda ise meme, kolorektal, akciğer, rahim ağzı ve tiroit olarak bilinmektedir. Hastalığa yönelik farkındalığı ise ne yazık ki tam anlamıyla oluşturabildiğimizi söyleyemeyiz. Her yıl dünya genelinde önemli oranda hasta doktora geç başvurduğu için erken teşhiste geç kalıyor ve zorlu bir tedavi süreciyle karşı karşıya kalıyor. Kanser kaynaklı ölümlerin yüzde 30 ila yüzde 50’sinin erken teşhis ve etkili tedaviyle önlenebileceğini ise unutmamak gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Erken teşhiste geç kalınan hastalarda karaciğer metastazı görülebilir”

Erken teşhiste geç kalınan hastalarda karaciğer metastazı gibi ciddi komplikasyonlar görülebildiğini söyleyen Prof. Dr. Gökakın, “Karaciğer metastazı, kanser hücrelerinin örneğin meme, akciğer, kolon, pankreas başka bir organdan karaciğere yayılması durumudur. Karaciğer, vücuttaki en yaygın metastatik organlardan biridir çünkü kan yoluyla diğer organlara kolayca seyahat eden kanser hücrelerini filtreleyerek temizler. Bu nedenle, kanser hücrelerinin kan yoluyla karaciğere yayılma olasılığı daha yüksektir. Kan akımı hızlı olan hastalarda karaciğer metastazı riski artabilir” uyarısında bulundu.

“Karaciğer metastazı başka bir kanser türünün ileriki evresini gösterir”

Karaciğer metastazının başka bir kanser hastalığının ileriki evresinin belirtisi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Gökakın, “Karaciğer metastazı genellikle başka bir kanser türünün ileri evresini gösterir. Kanser hücreleri karaciğere ulaştığında, burada yeni tümörler oluşturarak çoğalabilirler. Karaciğer metastazı belirtileri, karaciğerdeki tümörlerin büyüklüğüne, sayısına ve yayılımına bağlı olarak değişebilir. Karın ağrısı ve şişkinlik, iştah kaybı ve kilo kaybı, bulantı ve kusma, yorgunluk ve halsizlik, sarılık, cilt ve gözlerde sararma, karaciğer fonksiyonlarında bozukluklar ve kaşıntı karaciğer metastazı belirtileri arasında sayılabilir” dedi.

Karaciğer metastazında risk grupları nelerdir?

Karaciğer metastazı risk gruplarının, metastazın kaynağı olan kanserin özelliklerine ve karaciğer metastazının yaygınlığına dayanarak belirlenebileceğini belirten Prof. Dr. Gökakın, “Bazı kanser türleri diğerlerine göre daha agresif olabilir ve daha hızlı metastaz yapabilir. Örneğin, akciğer, pankreas ve safra kesesi kanseri gibi bazı kanser türleri karaciğer metastazına yatkın olabilir. Kanser hücreleri, ilk olarak lenf yollarını kullanarak yayılabilir. Lenf nodu tutulumu olan kanserler, metastaz riskini artırır. Eğer lenf düğümlerinde kanser hücreleri bulunursa, bu hücreler kan dolaşımı yoluyla karaciğere yayılabilir. İleri evre kanserli hastalarda, kanser hücreleri vücudun farklı bölgelerine yayılmış olabilir ve bu da karaciğer metastazı riskini artırır. Karaciğer metastazı riski, daha büyük tümörlerin varlığında artabilir. Büyük tümörlerin, kan dolaşımı veya lenfatik sistem aracılığıyla karaciğere yayılma olasılığı daha yüksektir. Bu risk grupları, genel bir bakış sağlamakla birlikte, her hasta için farklı olabilir. Karaciğer metastazı riskini değerlendirmek ve uygun tedavi planını belirlemek için bir sağlık uzmanıyla görüşmek önemlidir" dedi. Prof. Dr. Gökakın, sağlık uzmanının, kanser türünü, evresini, hastalık yayılımını ve diğer bireysel faktörleri değerlendirerek hastaya özgü bir risk profili oluşturacağını söyledi.

“İleriki evrede teşhis edilirse tedavi seçenekleri sınırlı olabilir”

Karaciğer metastazının tedavi sürecine de değinen Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, “Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahale, kemoterapi, radyoterapi, ablasyon (tümörleri dondurma veya yakma) ve embolizasyon (tümör beslenmesini kesme) yer alabilir. Bazı durumlarda, karaciğer nakli de bir seçenek olabilir. Tedavinin başarısı, kanserin evresine, metastaz sayısına, tümörlerin büyüklüğüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır. Bazı durumlarda, karaciğer metastazı tedavi edilebilir ve remisyon (hastalığın belirtilerinin ortadan kalkması) sağlanabilir. Ancak, karaciğer metastazının ileri evrede teşhis edilmesi durumunda tedavi seçenekleri sınırlı olabilir” ifadelerini kullandı.

Karaciğer metastazı olan hastalarda yaşam süresi

Karaciğer metastazı olan hastalarda yaşam süresinin ne kadar olduğunun en sık sorulan sorulardan olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökakın, “Kanseri yenmede en önemli silahımız moral ve savaşma azmidir. Hastalarımızın her ne evrede olursa olsun savaşmaktan vazgeçmemeleri gerekir. Karaciğer metastazı olan hastaların yaşam süresi, yukarıdaki faktörlerin kombinasyonu ve diğer bireysel faktörlere bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Bazı hastalar yıllarca yaşayabilirken, diğerleri daha kısa sürede hayatını kaybedebilir. Önemli olan, bireysel durumunuza dayalı olarak sağlık uzmanınızla konuşmak ve size özgü bir prognoz ve tedavi planı oluşturmak için iş birliği yapmaktır. Karaciğer metastazı olan hastaların yaşam süresi, birçok faktöre bağlı olarak değişir ve genel bir tahmin yapmak zordur. Kanserin türü, metastaz yayılımı, hastanın genel sağlık durumu, uygulanan tedaviye yanıt yaşam süresini etkileyen başlıca faktörlerdir. Bazı durumlarda, karaciğer metastazı olan hastalar için cerrahi müdahale, radyoterapi veya kemoterapinin yanı sıra ek tedavi seçenekleri de mevcuttur. Bu seçeneklerin kullanılabilirliği ve etkinliği, yaşam süresini etkileyebilir” şeklinde konuştu.

Karaciğer metastazında cerrahi tedavi süreci

Karaciğer metastazının cerrahi tedavisine de değinen Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Karaciğer metastazının cerrahi tedavisi, metastazların mümkün olan en iyi şekilde çıkarılmasını içerir. Cerrahi müdahale sırasında, metastazlarla birlikte sağlam karaciğer dokusunun korunması önemlidir. Bazen, karaciğerin bir bölümünün çıkarılması gerekebilir (bölgesel rezeksiyon) veya daha geniş bir cerrahi müdahale (lobektomi veya hepatik rezeksiyon) gerekebilir. Cerrahi öncesi değerlendirme aşamasında, hastanın genel sağlık durumu, karaciğer fonksiyonları ve metastazların yayılımı değerlendirilir. Kan testleri, görüntüleme yöntemleri (ultrason, manyetik rezonans görüntüleme, bilgisayarlı tomografi) ve bazen karaciğer biyopsisi kullanılabilir. Cerrahi müdahaleden sonra, hastalar genellikle hastanede izlenir ve cerrahi bölgedeki iyileşmeyi takip etmek için düzenli kontroller yapılır. Bazı durumlarda, cerrahi sonrası kemoterapi veya radyoterapi gibi ek tedaviler önerilebilir. Cerrahi müdahalenin riskleri ve yan etkileri arasında enfeksiyon, kanama, anestezi komplikasyonları, karaciğer fonksiyonlarında geçici veya kalıcı bozukluklar ve cerrahi yara iyileşmesi sorunları bulunabilir. Bu riskler, hastanın genel sağlık durumu ve cerrahiye bağlı olarak değişebilir. Cerrahi müdahale her hastaya uygulanamayabilir. Metastazların yayılımı, karaciğerin genel fonksiyonları, hastanın genel sağlık durumu ve diğer faktörler dikkate alınarak cerrahiye uygunluk değerlendirilir. Cerrahi müdahaleye uygun olmayan hastalar için radyoterapi, kemoterapi, ablasyon veya embolizasyon gibi alternatif tedavi seçenekleri düşünülebilir.”

Kaynak: İHA

Sonraki Haber