Çalışanlar neden istifa ediyor? Şirket mi, yoksa yönetici mi etkili?
Son zamanlarda iş dünyasında yer değiştirmelerin hızına yetişilemez oldu. Çalışanlar daha iyi bir alternatif bulduklarında maddi sebepler veya başka gerekçelerle yeni yerlerine göçüyor. Peki istifadaki asıl sebep şirketin yapısı mı, yoksa yöneticilerin tavrı mı?
İş hayatımızda bizim kontrolümüzde olmayan stres faktörleri ile karşılaşıyoruz. Bu stres faktörleri bazen maaşın yetersizliği olabiliyorken, bazen de yersiz beklentiler olarak karşımıza çıkabiliyor. Sorunlar karşısındaki sabrımız tükendiğinde de genelde çareyi iş değiştirmekte buluyoruz. Bazen o şirket çatısı altında çalışmaktan gayet memnun olduğumuz halde yöneticimizle uyuşamadığımızdan, bazen ise yöneticimizle çok sağlıklı ilişkilere sahip olduğumuz halde şirketin yapısına ayak uyduramadığımızdan iş değiştirme kararı alıyoruz.
Peki şirketlerin veya yöneticilerin, çalışanların 'kaçmalarını' önlemeleri mümkün mü?
Yönetim bilimci Prof. Dr. Ata Özdemirci, çalışanı mutlu eden iki temel faktörün varlığına işaret ediyor. Bunları hijyen faktörler ve motive edici faktörler olarak açıklayan Özdemirci, “Hijyen faktörlerin varlığı mutlu etmez ama yokluğu mutsuz eder. Mesela piyasaya uygun ücret, düzgün bir ofis, temizlik, rahat gidiş-geliş ve belirli bir konfor... Bunların olmadığı yerlerde ne kadar motivasyon uygularsanız uygulayın çalışanı mutlu edemeyeceksiniz” demekte.
31 yaşındaki E.K., şirketin durumundan dolayı iş değiştirme kararı verenlerden... E.K., çalışma saatlerinin uzunluğunu, şirketin katı kurallarını ve çalıştıkları fabrikanın konumunun şehir merkezinden uzak olmasını ayrılma nedenleri olarak sıralıyor. Bahse konu şirkette üç yıl kadar çalıştığını dile getiren E.K., “Bunların dışında satış departmanında olduğum için satış baskısı, mobbing vardı” demekte. E.K. durumunu “Bulduğum yeni iş maddi açıdan mevcut işimin altında olmasına rağmen işten ayrılmıştım” şeklinde açıklıyor.
Özdemirci, diğer yandan insanları asıl mutlu eden şeyin anlam duygusu olduğunu vurguluyor. Özdemirci, “Yani 'Ben bu işi yapıyorum ama niye yapıyorum, kime ne faydam var' hissini tatmin edebilecek bir şeye ihtiyaç var” ifadelerine yer veriyor.
'YÖNETİCİM DEĞİŞENE KADAR AYRILMAYI DÜŞÜNMÜYORDUM'
34 yaşındaki A.E.T., daha önce çok uluslu büyük bir kurumsal şirkette büyük müşteriler bölge yöneticisi olarak çalıştığını ve şirketteki işinden gayet memnun olduğunu belirtiyor. “Yöneticim değişene kadar şirketten ayrılmayı hiç düşünmemiştim" diyen A.E.T., yöneticinin değişimiyle kafasında ayrılık fikirleri doğduğunu dile getiriyor. A.E.T., sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bazı yöneticilerin çalışanları şirkette daha hızlı terfi eder ve bazı çalışanlar daha çok imtiyaz sahibidir çünkü yöneticisinin arkasında duracağını bilir. Bir önceki yöneticim sahada daha fazla inisiyatif alabilmemi sağlarken ve aldığım kararın arkasında durarak hareket etmemi kolaylaştırırken, yeni yöneticim arayıp mesela 'Burada böyle yapmışsın, niye yaptın, onu öyle yapma' diyebiliyordu. Yeni yöneticiyle 6 ay çalışabildim.”
İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşe Topaktaş ise, araştırmalarda işten ayrılmaları etkileyen unsurların kariyer, ücret ve yan haklar, mobbing, ortam koşulları gibi hijyen faktörler ile işin kendine uygun olmaması ve yönetici olarak saptandığını belirtiyor.
Topaktaş, çalışanların genelde iki katı maaş teklifi aldıklarını belirterek işten ayrıldığına ama bağımsız araştırmalara bakıldığında ise hiç kimsenin ücreti birinci sıraya koymadığının görüldüğüne vurgu yapıyor. “Birinci etken ya gelişim imkanıdır ya da yönetici tavrıdır. Zaten gelişim imkanları da yöneticiyle bağlantılı. Yönetici onun yolunu açıyor mu, ona işi öğrenmesinde yardımcı oluyor mu?” diyen Topaktaş, “Yönetici düzenli geri bildirim toplantısı yaparsa, 'Aramızdaki ilişki, senin buradaki hayatın veya işler nasıl gidiyor' gibi sorular sorarak çalışanının durumunu saptayabilir” ifadelerine yer veriyor.
Şirketin kendisine uygun olmaması halinde de kişinin işten çıkabildiğini söyleyen Topaktaş, “Şirket çalışana bir şey katmıyor, maaşına zam yapmıyor veya çalışanı terfi ettiremiyorsa, o da artık kabına sığamıyorsa yönetici çalışana 'Gidebilirsin' der” değerlendirmesini yapıyor.
Prof. Dr. Ata Özdemirci, çalışanın mutluluğuna etki eden bir diğer faktörün de insanın kendini gerçekleştirmesi olduğunun altını çiziyor. Özdemirci, “Örneğin, 'Ben burada işe yarıyor muyum, yoksa koskocaman bir dişlinin önemsiz bir parçası mıyım?' gibi sorular da kişinin kendini ne kadar gerçekleştirdiğini, emeğinin sonucunun nihayete ulaşıp ulaşmadığını sorgulamasını sağlıyor. Emeğinin nihayete ulaştığını görmek dünyalara bedel bir his” şeklinde konuşuyor.
NASIL ANLAŞILIR?
Ayşe Topaktaş, yetkin bir yöneticinin bir çalışanın işten ayrılacağını anlayabileceğini kaydediyor. Çalışanın motivasyonundan, performans düşüklüğünden ya da umursamazlığından mutsuzluğunun anlaşılabileceğini belirten Topaktaş, “Fakat yetkin olmayan yönetici, insan kaynaklarına 'Ücreti beğenmiyormuş, ayrılmak istiyormuş, maaşını iki katına çıkartabilir miyiz ya da terfi ettirebilir miyiz' der” sözlerine yer verdi.
Kaynak: Web Özel