Biz uyurken onlar başlıyor... 'Benim trafik diye bir derdim yok'

Geceleri çalışıp gündüzleri uyuyanlar, 8-5 çalışanlara göre ters bir yaşam sürdürüyor. Peki, gece çalışmanın artı ve eksi yönleri neler? Gece çalışanların yakın çevreleri ve arkadaşlık ilişkileri bu ters düzenden nasıl etkileniyor?

Son Güncelleme:

İş hayatının gündüz olduğu kadar gece yönü de var. Çoğu kişi akşam olsa da eve gitsem diye mesai saatinin bitmesini beklerken, gece çalışanlar genelde bu saatlerde uyuyor. Kimisi böyle daha rahat ettiği için, kimisi de mecburen gece çalışıyor. Peki, böylesi ters bir hayatın iyi ve kötü yönleri neler?

'GECE ÇALIŞIRKEN EN ÖNEMLİ DESTEKÇİNİZ EŞİNİZ'

Bir kamu kuruluşunda sağlık alanında görev alan ve geceleri çalışan Armağan Eren, her zaman her koşulda görev yaptıklarını belirterek, "Gece çalışanların gündüz rahat ettikleri yanlış, aslında uyudukları için gündüzü de kaçırıyorlar" diye konuşuyor.

Armağan Eren. Fotoğraf: Haberglobal.com.tr

Eren, "Sosyal bir hayatı paylaşamamak iletişimsizliğe yol açıyor. Gece çalışırken en önemli destekçiniz ise eşiniz. Kişi, aile içi dayanışma ile tüm zorlukları yener" ifadelerini kullanıyor.

Bir yayın kuruluşunda gece editörlüğü yapan İ.K. ise, hayatı ıskaladığı anlar olduğunu düşünüyor. Sosyal etkinliklerden uzak kaldığını söyleyen İ.K., "İşe gittiğiniz saatlerde sokakların boş olması açıkçası biraz tuhaf hissettiriyor ancak zamanla alışıyorsunuz" diyor.

Gece çalışmanın olumsuz yönlerinden bahseden İ.K., "Arkadaş çevreniz ve ailenizle akşamüstü gezisi gibi bir etkinlikte bulunamamak bu işin negatif yönü. Gündüzden yapacak bir işiniz varsa ve onu yaptıktan sonra işe gidiyorsanız maalesef işe gitmeden yorulmak deyimi gerçek oluyor" demekte. İ.K., özellikle İstanbul trafiğinden kurtulduğu için mutlu olduğunu söylüyor ve ekliyor:

"Gündüzün karmaşasından ziyade gecenin sakinliğini seven bir insansanız gece çalışmak size kendinizi daha iyi hissettirebilir"

'GÜNDÜZ İNSANLARI İLE SOSYAL AĞLARIMIZ DAHA ZAYIF'

Beşiktaş'taki bir eğlence mekanında servis elemanı olarak çalışan Özkan Cinci, mesaiye öğleden sonra 15.00-18.00 saatleri arasında başladığını, mesai bitişinin ise bazen sabah 06.00'yı bulabildiğini söylüyor. Gündüzleri de yorgun hissettiği için uyuduğunu anlatan Cinci, "Hayatımız geceye dönüyor ve kendi çevremizle takılıyoruz. Gündüz insanları ile sosyal ağlarımız daha zayıf" diyerek, sözlerine şöyle devam ediyor:

"Günde 100 farklı insanla tanıştığım bile oluyor. Enerjiniz yüksekse ve parti seviyorsanız bu işi seversiniz. Özel hayatımda da görüştüğüm insanlar ben uyuduğumda güne başlamış oluyorlar ve bağlar biraz sarsılıyor.”

Özkan Cinci. Fotoğraf: Haberglobal.com.tr

İstanbul'da bir cam fabrikasında akşam 16.00-00.00 saatleri arasında çalışan Dursun Albayrak da sosyal aktivitelerden geri kaldığını düşünüyor. Albayrak, bu şekilde bir çalışma sisteminde önüne geçmeye çalıştığı kişi sayısının daha az olduğunu belirterek, "Ne kadar az insan, o kadar iyi. İşi daha iyi takip edebiliyorsunuz" diyor.

Dursun Albayrak. Fotoğraf: Haberglobal.com.tr

'EVLİ VE ÇOCUKLUYSANIZ TERS YAŞAMAK DAHA ZOR'

Kamu görevi yapan bir çağrı merkezi personeli Semra Kurum, kendisinin 8 yıl boyunca dönem dönem geceleri çalıştığını söylüyor. O süreçte servis ile gidip geldiğini ve bunun gece çalışanlar için kolaylaştırıcı olduğunu anlatan Kurum, "Çalışma saatlerimiz 17.00-00.00 saatleri idi. Gündüz aldığımız çağrı sayısı 150-200 iken, geceleri bu sayının epey azaldığını söyleyebilirim" demekte.

Semra Kurum. Fotoğraf: Haberglobal.com.tr

Evli ve çocuklu olmanın gece çalışmasında kendisini zorladığını kaydeden Kurum, ayda bir gece nöbeti olduğunda çocuklarından ayrı yemek yemenin zor olduğunun altını çiziyor.

'İŞİME KARIŞAN OLMAMASI GÜZEL'

İç mimar olarak gece çalıştığını aktaran Ufuk Albayrak ise, sessiz ve sakin çalışmanın kendisine daha iyi geldiği kanaatinde. İşinin olumsuz yönlerini anlatan Albayrak, "Müşteriye sormanız gereken anlık şeyler oluyor ama o uyuduğu için iş sarkabiliyor ya da şantiyede çalıştığım zaman işime karışan hiç kimsenin olmaması güzel. Dikkat dağıtıcı şeyler yok, ustalar sizi sürekli arayamıyor" şeklinde konuşuyor.

Ufuk Albayrak. Fotoğraf: Haberglobal.com.tr

Çevresinden en çok duyduğu şeyin, "Yüzünü özledim" olduğunu belirten Albayrak, "Bu tarz yaşadığınızda gerekirse iki saat daha az uyuyup, kaçırmak istemediğiniz her ne varsa onu bir şekilde yakalıyorsunuz" diyor.

'ÇOCUKLARIMIN BÜYÜDÜĞÜNÜ GÖREMİYORUM'

Yine bir kamu kuruluşunda ambulans birimi sorumluluğu yapan Taşkın Temur ise, "Hayatı kaçırıyoruz. Gece çalışıp gündüzleri dinleniyoruz. Sağlık sektörü için gece-gündüz çok da fark etmiyor aslında" demekte.

Taşkın Temur. Fotoğraf: Haberglobal.com.tr

Çocuklarını göremediğini ve işten geldiği saatlerde onların okulda olduklarını anlatan Temur, "Uykunun en tatlı saatinde çalışıyor ve çocuklarınıza hasret kalıyorsunuz" değerlendirmesini yapıyor.

 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber