Robot olmadığımızı neden ispat etmek zorundayız?!

Google, bizi yıllardır robot olmakla itham ediyor ve bizler de insan olduğumuzu kanıtlamak için, onun bize sunduğu tüm testleri geçmeye çalışıyoruz! Sitelere girişte karşılaştığımız 'Ben robot değilim' doğrulamaları aynı zamanda bir teyit sistemi. Burada, Google farenizi kutucuğa hareket ettirdiğiniz o ilk birkaç milisaniye içinde toplanan verilerden, testle karşılaşanın bir robot mu yoksa fareyi bir insanın mı tuttuğunu anlayabiliyor. reCAPTCHA, 2009 yılından bu yana Google tarafından internet sitelerinin spam içeriklerden korunması için kullanılan bir yöntem.

Peki, robot olduğumuzu neden ispat etmek zorundayız, bu yöntem ne kadar güvenilir ve karşı tarafa hangi bilgileri veriyoruz? Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı ve Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, Siber Güvenlik Uzmanı Burak Özkoçak ve Adli Bilişim Uzmanı Dr. Berker Kılıç yanıtladı.

KARŞI TARAFA LOKASYON BİLGİSİ GİDEBİLİYOR

"Robot değilim" testleri sayesinde web sitelerin spam ve kötüye kullanıma karşı korunabildiğini ve böylece siber hırsızların şifre kırma girişimlerinin önüne geçilebildiğine dikkat çeken Kırık, “Özellikle otomasyon aracılığıyla sürekli şifre denemeleri yapıldığı için Google bu testi yaparak eylemi gerçek bir insanın yapıp yapmadığını tespit ediyor. Sonuçta gerçek bir insan olduğu tespit edilince siteye giriş yapılabiliyor” diyor.

Kırık, Özellikle “bisikletleri seçiniz", "trafik işaretlerini seçiniz" ifadeleriyle kullanıcının görselleri eşleştirmesi ile birlikte büyük fotoğraftan istenen nesneler ayrılıyor. Böylece hem yapay zekâ gelişiyor, hem de kullanıcıların gerçek insan olduğunun ayrımına varılıyor. İstatistiklere göre günde 100 milyonun üzerinde çözümlenme işlemi gerçekleşiyor. Böylece kullanıcılar yapay zekânın gelişimine katkı sunmuş oluyor” diye konuştu.

Kırık, bu şekilde kullanıcının lokasyon ve zaman bilgisinin de karşı tarafa aktarılabileceğini söyledi.

Kırık, “Şayet bu test geçilemez ve bütün görseller işaretlenemezse sürekli farklı görseller sunularak testin geçilmesi talep ediliyor. Üst üste hatalar yapılırsa sistem sizden doğru işaretleme yapsanız da üst üste doğrular talep ediyor” diyerek, sözlerini tamamladı.

SANAL DÜNYADA YÜZDE 100 GÜVENLİK SÖZ KONUSU DEĞİL

İnternet ortamının masum bir yer olmadığını anlatarak sözlerine başlayan Özkoçak, “Botlar yani sanal askerler teknolojinin açıklarını kapatma üzere üretilmiştir. Botlar, son zamanların en hızlı ve en çok kullanılan sosyal medya mecralarında ve elektronik posta sisteminde kendini eşleyerek veya taklit ederek hesapların niceliğini artırırken sanal dünyada büyük sorunlara da sebebiyet verebilir. İstenmeyen içerikli formları doldurabilir ve spam yayabilirler” diyor.

Robot testlerinin kriminal olayları ve kötü neticeleri ortadan kaldırmak amacıyla yapıldığını söyleyen Özkoçak, bu yöntemin oldukça kullanışlı olduğunu da söylüyor. Özkoçak, “Ancak yapay zekayı bazen kandırmak da olası” diyor ve ekliyor:

“Sanal dünyada yüzde 100 güvenlik söz konusu olamaz.”

YAPAY ZEKA BU SAYEDE NESNELERİ TANIYOR

Kılıç, ise robot değilim testlerinin kimlik tespit sistemi olmadığını söylüyor. Kılıç, “İnternet formlarını ve indirilebilir dosyaları veya belirli sayfaları otomatik olarak dolduran ve erişen yazılımlara karşı bir korumadır. Yani kullanıcı olarak robot olmadığımızı ispatlama çalışması söz konusu değildir” diyor.

9 resim arasından istenen türde olanların seçilmesi durumunun yapay zeka tarafından nesne tanıma sistemlerinin eğitilmesinde kullanıldığını anlatan Kılıç, “Kullanıcılar olarak bizler herhangi bir kişisel verimizi bu sistemlere vermiyoruz. Bu sistem bizim robot olmadığımızı ispat için değil, robot yazılımların robot olup olmadığını belirlemek için kullanılıyor” dedi.

Kaynak: Web Özel