25 yıl önceki gibi sıfır çektik! Sorumlu kim? Şimdi ne olacak?

Tıpkı 25 yıl önce katıldığımız Euro 96 gibi sıfır çekerek Avrupa Şampiyonası'na veda ettik. 'Bizim çocuklar'ın kalitesinden kimsenin şüphesi yok, üzerlerinde konuşulan bonservis bedeli de bunun kanıtı. Peki sorun ne? Tarihi hezimeti neden yaşadık?

Son Güncelleme:

Türkiye’nin organize bir şekilde yatırım yaparak uluslararası arenada organize bir şekilde başarısız olduğu ilk akla gelen spor dalı futbol. Ülke olarak voleybol ve basketbolda takım sporları düzeyindeki başarılar göz önüne alınırsa son ekonomik şartlarla da birlikte futbolda ne kadar zayıf olduğumuz ortada. Futbolda bonservis ile yıldız kapma dönemi neredeyse biterken Anadolu Efes’in Avrupa’nın en büyük basketbol kupasına bu yıl uzanması bazı şeylerin işareti gibi.

Yine de böyle bir atmosferde A Milli Futbol Takımımız belki de uzun yıllardır yakalanmayan bir hava ile Euro 2020’ye gidiyordu. Grup maçlarından önce sporcularımız billboardlarda ve ekranlarda harika bir performans ortaya koyarken herkes takımın gruptan çıkmasını bekliyordu ama kimse 0 çekmesini hele böyle oynamasını beklemiyordu. Peki bu başarısızlığın temelinde yatan sebep ne?

TURNUVANIN EN GENÇ TAKIMI

İstatistiklere göre Türkiye A Milli Futbol Takımı 24.58’lik yaş ortalaması ile turnuvanın en genç takımıydı. Peki bu genç yaş ortalaması baskının kaldırılamamasına sebep olmuş olabilir mi? İsviçre hezimetinden sonra konuşan kaptan Burak Yılmaz, “Belki gereksiz yere kendimizi sıktık” diyor. Juventus gibi bir dünya devinin baskısını her gün üzerinde hisseden stoper Merih Demiral ise, “Bu bizim için büyük bir tecrübe oldu” değerlendirmesinde bulunuyordu.

ŞENOL GÜNEŞ

Turnuva boyunca oyun çoğu zaman istediğimiz gibi gitmeyince Şenol Hoca’dan bir hamle yapması ve oyunun gidişatını değiştirmesi beklendi. Şenol Hoca üç maçta da merkez orta saha ikilisini oyundan çıkararak sahada fark yaratmaya çalıştı ama aynı şeyi deneyerek farklı sonuç elde etme noktasında başarısız oldu.

Kimi yorumlara göre ise Şenol Güneş’in Lille’i bu yıl Paris Saint Germain’in önünde şampiyonluğa taşıyan Burak Yılmaz ve Yusuf Yazıcı ikilisini birbirinden ayırması yapılan en büyük hatalardan biriydi. Sözcü Gazetesi spor yazarı Lemi Çelik, “Takım ruhunu kaybedersen, bu kadar yanlış oyuncu tercihi yaparsan ve orta sahada varlık gösteremezsen şampiyonaya da erken veda edersin” değerlendirmesinde bulunuyor.

Hürriyet Gazetesi yazarı Uğur Meleke’nin bugünkü köşe yazısının başlığı ise, “Keşke bir antrenörümüz olsaydı!”.

Meleke yazısının devamında şu ifadeleri kullandı: "Turnuvanın ilk 10 gününü izledikten sonra hissiyatım özetle şu: Keşke bizim de bir antrenörümüz olsaydı... Hiç olmazsa Angelovski kadar, Hjulmand kadar, Clarke kadar dokunabilseydi takımına. Keşke... İtalya maçında mağlup duruma düştüğümüzde çıkan iki oyuncumuz Okay-Ozan oldu. Galler maçında golü yedik, yine oyundan çıkan merkez ikilimizdi (Okay-Ozan)... İsviçre maçında 2-0 geriye düştük, yine tabela kalktı ve yine merkez ikilimiz Kaan-Ozan’ın isimleri yandı orada."

İTALYA MAÇININ DEPRESYONU

Şunu kabul edelim ki İtalya’ya yenilebilirdik ama böylesini hiçbirimiz beklemiyorduk. Bazı yorumculara göre çok büyük beklentilerle turnuvaya başlayan Milli Takım oyuncuları daha ilk maçtan bu hezimetin altından kalkamadı.

Türkiye ilk grup maçında İtalya'ya 3-0 mağlup olmuştu. Fotoğraf: Reuters

EURO 1996’DAN DA KÖTÜ 

Türkiye, Avrupa şampiyonalarına ilk kez Euro 1996 ile katılmış ve bu turnuvada gol atamadan ülkesine geri dönmüştü. Fatih Terim teknik direktörlüğündeki Türkiye, Portekiz, Hırvatisyan, Danimarka ile aynı grupta yer almış üç maçta sıfır puan alıp eksi 5 averaj ile turnuvayı tamamlamıştı.

Euro 2020’de ise İtalya, Galler ve İsviçre ile aynı grupta yer aldık. 1996 yılından farklı olarak en azından bir gol atmayı başardık ve eksi 7 averaj ile turnuvaya veda ettik.

Turnuvadaki tek golümüzü İsviçre'ye karşı atan İrfan Can Kahveci, Fotoğraf: Reuters

PEKİ BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Bundan daha iyi bir oyuncu kadrosuna ne zaman sahip oluruz bilinmez. Önümüzde Dünya Kupası elemeleri var. Moral olarak dip noktadayız bundan kötüsü bu takım için yok. Teknik Direktör Şenol Güneş maçtan sonra istifa sorularına net bir yanıt vermedi. 

Güneş, “Takımın başarı - başarısızlığının sorumluluğunu alırım. Ama bunun karşılığı istifa mıdır? İş yapmak mıdır? İşi bırakıp kaçmak mıdır? Yoksa çalışmak mıdır? Onu siz daha iyi takdir edersiniz” ifadelerini kullandı.

Bol reklamlı ve bir gollü Euro 2020 maceramızı tamamladık. Bir daha böyle bir turnuva görmemek dileği ile gözümüzü Katar 2022’ye çevirmekten başka şansımız şu an için yok.

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber