Türk futbolunda tarihi buluşma! 4 büyük kulübün başkanı canlı yayına çıktı

Süper Lig'in dört büyük kulübü Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'un başkanları canlı yayında soruları yanıtladı. İşte Ahmet Nur Çebi, Ali Koç, Burak Elmas ve Ahmet Ağaoğlu'nun açıklamaları.

Son Güncelleme:

Süper Lig'in 4 büyük kulübünün başkanları Habertürk Tv'de bir araya geldi.

Saat 22.00'de başlayan ve 3 saat süren programda Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Galatasaray Başkanı Burak Elmas ve Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu kendilerine yöneltilen soruları yanıtladı. Başkanların açıklamalarından satır başları şu şekilde:

SORU: Sizi bugün burada buluşturan nedir?

AHMET NUR ÇEBİ: Biz aslında sahadaki rekabetin dışında dostuz. Kurumların bunu bilmesini ve görmesini istedik. Taraftarlarımıza da mesaj vermiş olacağız.

ALİ KOÇ: Sorunlarımız aynı, çıkarlarımız aynı. Saha dışında ortak hareket etmemiz gerekli. İnşallah bu ilk toplantı pek çok toplantının ilki olur. Önerileri hayata geçirebiliriz.

BURAK ELMAS: Kronikleşmiş problem var, eğer bunları çözmezsek yine kaos dolu bir sezona başlayacağız. Birlikte bu sorunları çözelim istedik, çünkü Türk futbolunun değeri artmıyor mevcut düzende.

AHMET AĞAOĞLU: Ülke futbolunun yüzde 78'ini bizler temsil ediyorsak, futboldaki problemlerin yüzde 78'inden de biz sorumluyuz demektir. 

AHMET NUR ÇEBİ: "İSTEK VE TALEPLERİMİZ YERİNE GETİRİLMİYOR"

Harcama limitleri düşürüldü, gerekçe olarak da pandemi gösterildi. Bu tablo bizi yoruyor. Özellikle bizim bu dönemde daha fazla desteğe ihtiyacımız varken. Bitmeyen yayın ihalesi de sorunlarımızdan biri. Kulüplerin gelirlerinin erozyona uğradığını görüyoruz. Bu konuda federasyonun bize katkı vermeye çalıştığını biliyorum. Onları suçlamak da doğru değil. Ama istek ve taleplerimiz yerine getirilmiyor.

ALİ KOÇ: "TFF, BÖL VE YÖNET TAKTİĞİNİ UYGULADI"

Biz kulüpler olarak düşünüyoruz, TFF sorunların özüne inmiyor. Aldıkları kararlarda görüş ayrılıkları olduğu zaman, kararlarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Yaptığımız açıklamadan sonra bize kulak vermesi gereken, 'gelin konuşalım' demesi gereken TFF, böl ve yönet taktiğini uyguladı. Bazı kulüp başkanlarını arayıp onlara baskı, bir nebze tehdit, 19 kulübün imzası olmasına rağmen bu kararın sanki benim tarafımdan aldırılmış olduğunu ve bu konuyu futbolun tamamen dışına çıkartarak devlete baş kaldırmaya kadar varan haberlere aracı olmaları, bununla beraber her zaman bildiğimiz 2-3 tane gazetecilerle algı yaratmaya çalışmaları, belli kapıları çalmaları... Gelin bir bizimle konuşun!

Dört tane problemimiz var, en önemlisi yayıncı kuruluş sorunu. Arkasından da yabancı kuralı geliyor, çünkü ligler başlamadan çözülmesi gerekiyor. Bununla beraber adil rekabetin sağlanabilmesi için kurulların işleyiş şeklini, bağımsız olmamaları konusu... Son olarak da harcama limiti formulünün hesaplanma şekli.

Son 4 senede Avrupa’daki 5 ligin yayıncı gelirleri 7.5 artmış, Türkiye’deki yüzde 27 inmiş. Biz neden her sezon bir indirime gitmek zorundayız? 2016 yılında ihale yapılıyor, her sene 500 milyon Dolar almamız gerekiyor. Bu rakam 2017'de, daha ilk sezonda 465 milyon dolara iniyor. 2018'de 416 milyon dolara iniyor, 2019'da 388 milyon dolara iniyor, geçen sezon ise 337 milyon dolara iniyor. Hiç 500 milyon hiç olmuyor. Bu sezon da 337 milyon dolar olduğunu varsayalım, 5 senede toplam indirim 564 milyon dolar. Bize bu sene yapılan teklifi baz alırsak, indirim toplamı 679 milyon dolar oluyor. Hangi gerekçeyle, bu nasıl oluyor? İhale şartları var, şartlara uymazsanız teminat paraya çevrilir, ama teminatı kaldırdılar! Aynı gemide olduğumuzu düşündüğümüz federasyonumuz maalesef yayıncı kuruluştan bile daha iyi yayıncı kuruluşu savunuyor.

BURAK ELMAS: "ARTIK SEYİRCİ OLMAYACAĞIZ!"

Biz, kulüpler olarak Türk futbolunun sahibiyiz. Federasyonu oyunu yönetmesi için seçiyoruz ama gelinen noktada federasyon kulüplere rağmen futbolu yönetiyor. Biz artık seyirci olmayacağız, kaptan olacağız. Bu yayıncı kuruluşu biz bu ihaleye zorla sokmadık. Biz yayıncı kuruluşun sahibinden zengin değiliz. Neden biz onları idare edelim? Biz oyuncu kontratlarını 3-4 senelik yapıyoruz. Yayın hakları ihalesini her sene yapılıyormuş gibi indirim yapılıyor. O zaman her sene yapalım ihaleleri. Kurullardan memnun olan bir kulüp yok. Dönem dönem hepimiz şikayet ediyoruz. Bu ne demek? Sistem bozuk demek. Disiplin Kurulu'nun verdiği cezayı Tahkim'e gönderin, orada cezayı indirecekler deniyor. Böyle bir adalet sistemi olur mu? Bu yapı adaletli bir yapıya dönecek. Kulüpler, aynı olaylara farklı cezalar verildiğini gördüğü için itiraz etmeyecek. TFF'nin kendi atadıkları, kendi aldıkları kararı denetliyor. Böyle bir sistem olmaz. Biz bir ultimatom vermedik. Bizim kişilerle bir problemimiz yok. Biz bu sorunların çözülmesini istiyoruz. Bugün bir cevap geldi, birçok yeri yanlış. Avrupa'daki yabancı hakkından bahsediliyor ama orada Avrupa Birliği vatandaşlarını oynatmanın serbest olduğundan bahsedilmiyor. Her sene bir ülkede yabancı sınırı konuşulur mu? Çocuk oyuncağı oldu resmen. Federasyon, bize Avrupa Kupası'nda oynatmamız için izin verilen oyuncuyu ligde oynatmamıza izin vermedi. Gerekçesi yok. Gerekçe için bu geceki konuşmayı bekliyorlar. Bizim problemimiz konularla, insanlarla değil. Yüzde 40 vergi ödüyoruz. Oyuncuların vergilerini de biz ödüyoruz. Ben hiç federasyonun bakanlığa gidip kulüpler zor durumda dediğini duymadım. Bu problemler çözülmezse en uç önlem bu oyunun devam etmemesi. Türk futbolunun devamlılığı tehdit altında. Bizim niyetimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Ama şu an üzüm yok, bağcı ortada dolaşıyor. Oyuna ilgi azalıyor. Sürekli kulüpler birbirleriyle kavga ediyor. Ses çıkar, kulübünü savun, ceza versinler. Sorun ne oldu? 3 hafta sonra yeniden karşına çıkıyor. Orada oturup sorunları çözmemeleri, Türkiye'de strese neden oluyor. Ülkeyi bu kadar germeye hakları yok. Biz gizli bir şey konuşmuyoruz. Rakamlarımız açık. Haydi gelin çözümleri de şeffaf bir şekilde konuşalım. Artık cesur olmazsak, bu işin sonu Türk futbolu için iyi değil. Biz dirayetli bir duruş sergiliyoruz çünkü o duruş federasyondan gelmiyor.

AHMET AĞAOĞLU: "YAYINCI KURULUŞ ETKİLENİYOR DA BİZ ETKİLENMİYOR MUYUZ?"

Harcamalarımızın büyük bölümü döviz üzerinden. Eskiden 3 puan kazandığımızda 750-800 bin Euro gelir elde ediyorduk, şu anda o prim 190 bin Euro civarına geriledi. Yayıncı kuruluş enflasyondan etkilendim diyor, indirim istiyor. Kurdan etkilendim diyor, indirim istiyor. Pandemiden etkilendim diyor, indirim istiyor. Biz etkilenmiyor muyuz? Biz hem kurdan, hem de enflasyondan etkileniyoruz! Yayıncı kuruluş konusu Anadolu kulüplerini ve bizi çok büyük bir çıkmazın içine sürüklüyor. Enflasyondan etkilenecek birisi varsa o biziz. Bizim artış istememiz gerekiyor.

3 senede 4 kez MHK başkanı değişti. Tartışmalar sona ermedi. Çünkü arıza motorda, siz lastik değiştiriyorsunuz. Premier Lig ve La Liga örnekleri veriliyor, oralarda hakem eleştiriliyor, sistem değil!

Yerli oyuncuyu yabancı oyuncularla rekabete sokmadan, yerli oyuncuyu yabancı oyuncu kalitesine getirebilmeniz mümkün değil. Rezerv Lig kurulsun istedik, kabul etmediler. Varolan Gelişim Ligi'nin sadece isminde gelişim var, futbolcu sadece akranlarıyla oynadığı yerde gelişemez. Bunları 3. Lig'den başlatalım dedik, yabancı sınırlamasına hazırlık olarak... 2 senede bunu çıkartamadılar veya çıkartmak istemediler. Siz hiçbir altyapıyı hazırlamadan, yerli oyuncunun yetişmesi için imkanları, tesisleşmeyi ve finansal desteği sağlamadan birden bire yabancı oyuncuyu kestiğiniz zaman olmaz. Bunları yaparsanız yerli oyuncunun kalitesini yukarı çekeriz ve yabancı oyuncuya zaten ihtiyaç kalmaz. 

BURAK ELMAS: "İŞİ BİLEN BİZ KULÜPLERİZ, BİZ NE İSTİYORSAK YAPILMALI!"

Yabancı sınırı konusunda bütün kulüpler mutabık ve siz bu karar kulüplere rağmen samimiyetsizce alındı. Son dönemin en iyi milli takımı sizin ya da teknik direktör yüzünden başarısız oluyorsa bunun sonucu yabancı kararıyla bize dönemez. Bugün Fransa şampiyonunda 3 Türk var, Premier League'de oyuncular var. Geçmişte yoktu bu. Milli marş okunmuyormuş. Etiyopyalı atlet milli formayla başarılı olunca herkes mutlu, bizde milli marş okunmuyormuş. İşi bilen biz kulüpleriz, biz ne istiyorsak dikkate alınmalı ve yapılmalı. 

ALİ KOÇ: "FEDERASYONLA YAPTIĞIMIZ TOPLANTIDAN UZLAŞIYLA AYRILMIŞTIK"

Birkaç kulüp başkanıyla federasyona çağrıldık ve yabancı kuralı toplantısı yaptık. Sayın başkan bana sordu. Ben de 'Bazı kulüplerimizin sıkıntısı var, elden oyuncu çıkarmak çok zor. En geç devre arasında önümüzdeki 3 yılın transfer kurallarını kararlaştıralım.' dedim. Ligdeki takım sayısını da konuştuk. Biz öneri sunduk, diğer başkanlar önerilerini sundu. Toplantıdan ayrıldığımızda 1 sene içinde beraber çalışarak 3 senelik planlama yapacağız diye sözleştik. Federasyon toplantısı sonunda kapıda ayak üstü kurallar ve öneriler üzerine konuştuk. Ama bunları konuşmamışız gibi 3 gün sonra bir açıklama yayınladılar. Bu kararları zorladığımız zaman bir şekilde devlet büyüklerinin adresleri veriliyor.

Yayın parasıyla ilgili TFF Başkanı kafasında 2.6 sayısıyla gelmiş. 'Biz kabul etmiyoruz' dedik. Federasyon başkanı, 'Devlet büyüklerimizin talimatı var, biz böyle yapacağız.' dedi. Biz çok garipsiyoruz bu durumu. Süreç yönetiminden son derece rahatsızız. Sezon ortasında bazı kulüplerimizin de tamam dediği şekilde yabancı sayısı 14'ten 16'ya çıktı. Peki siz bize dediniz mi sezon sonu yine değişecek, ona göre mukavele yapın diye? 8+6 ne demek? 6 yabancı tribünde oturuyor demek. Türk futbolunun böyle bir lüksü yok. Artık yeter, bıçak kemiğe dayandı.

Geçen sezon ilk maçların ilk 1 dakikasında hiçbirimiz oynamadık. İrade koyduk. Kulüpler Birliği bir irade koyar ve kimse karışamaz. En kötü puanlarımızı silerler, o da bir şey fark ettirmez. Türk futbolunda çok büyük bir güven sorunu var.

BURAK ELMAS: "FEDERASYON YAYIN HAKKINI SATMAYI BECEREMEDİ, HATTA DEĞERİNİ DÜŞÜRDÜ"

Yayın ihalesinde satılan şey bizlerin hakkı. Federasyon bunu satmayı beceremedi, hatta değerini düşürdü. Ben bunu böyle bir aracıya vermek istemem. Bunu bizim satmamız lazım.

Biz bu çözümleri istediğimizi, gerekirse en uç önlemleri alabileceğimizi yani maçlara çıkmayacağımızı söyledik. TFF olarak bizi çağır, sorunları belirleyelim, eylemleri belirleyelim ve planlayalım. Bizim arkadaşlarımızı da TFF'ye yardımcı olması için gönderip çözelim ama öyle bir irade yok. Karşımıza gelen bir garip metin var.

AHMET AĞAOĞLU: "TÜRKİYE'DE FUTBOL, FUTBOL OLMAKTAN ÇIKTI"

Soruyorsunuz 'maçlara çıkacak mısınız?' diye, oynanan oyun futbol olmaktan çıktıktan sonra maçlara çıksan ne olur çıkmasan ne olur? Perde önünde oynanan bir oyun var, bir de perde arkasında oynanan bir oyun var. Türkiye'de futbol, futbol olmaktan çıktı.

AHMET NUR ÇEBİ: "KULÜPLERE ZARAR VEREN MENAJERLERİN OYUNLARINA ALET OLMAMALIYIZ"

Kulüpler olarak birçok menajerin oyununa geliyoruz. Benden aldığı 1 lirayı Ahmet başkana gidip 2 lira diye aktarıyor, ordan çıkıyor Burak Bey'e gidip 4 lira diye aktarıyor, ben de kalkıp al 5 diyip veriyorum. Artık kulüplere zarar veren menajerlerin oyunlarına alet olmamayı, iletişimde olmayı başkanlarımızdan talep ediyorum. Birbirimizin ilgilendiği futbolcularla ilgilenmeyelim, bunların fiyatını artırmanın bir anlamı yok. Dünyada on binlerce futbolcu var, her birimize sağ bek de düşer, sol bek de düşer. Birlik olmalıyız. Kulüplerin gördüğü zararların artık bizim tarafımızdan da birlik ve beraberlik içinde çözülmesi gerekiyor.

BURAK ELMAS: "BU DEVRİM TFF İSTESE DE İSTEMESE DE OLACAK!"

Bu federasyona karşı kulüpler canlı yayını değil. Türk futbolunda bir devrim yapma mecburiyetimiz var. Bu bir seçenek değil, mecburiyet. Türkiye Futbol Federasyonu'nun mevcut yönetimi gerçekten isterlerse bu devrimin lideri ve büyük parçası olabilir. Bu devrim onlar istese de istemese de olacak. Gönül ister ki onlarla birlikte yapalım. 

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber