Torrent’in doğruları fazlaydı

Galatasaray hem ligdeki durumu hem de sezon başından beri Çaykur Rizespor ile yaşanan gerginlikten dolayı özel bir maça çıktı. Bu maçı özel kılan adamlardan biri olan Gedson Fenrandes’in sıradışı performansına rağmen Galatasaray 9. haftadan beri ilk kez üst üste 2 maç kazandı.

35 bin 9 Galatasaray taraftarı tribüne geldi ki bu Avrupa Ligi ve derbiler haricindeki en yüksek rakam oldu. Maça hızlı başlayan erken skor bulmak isteyen bir Galatasaray vardı ancak tersi oldu. Gedson Fernandes serbest vuruştan olağanüstü bir gol attı.

Sadece gol değil Fernandes bütün bir 90 dakikayı adeta Galatasaray yönetimini pişman etmek istercesine oynadı. Bu sezon Süper Lig’de gördüğüm en etkileyici performanslarından birini ortaya koydu. Üstelik tribünlerden kendisine sert tepki vardı ve bu performansı büyük baskı altında verdi. Galatasaraylı oyuncular onu durdurmak için sık sık faule başvurdu. Sarı Kırmızılı oyuncular Gedson’a maç boyunca 12 kez faul yaptı ki bu bir Süper Lig rekoruydu.

Gedson’un performansı, Galatasaray orta sahasının yetersizliğini bir kez daha bize kanıtladı ancak Galatasaray’ın maç boyunca iyi yaptığı işlerin sayısı da fazlaydı. Her ne kadar şu aşamada Galatasaray taraftarını ikna etmek imkansız olsa da sahada Domenec Torrent’in etkileri görüldü.

Bunlardan ilki fiziksel gelişim. Galatasaray hem Göztepe hem de Çaykur Rizespor maçında fiziksel olarak çok diri görüntü verdi. Takımın kondisyon seviyesi oyuncu değişiklikleriyle birlikte 90 dakikaları buldu. Bu da Sarı Kırmızılıların özellikle ön alan presinde çok daha aktif olmasını sağlıyor. Ancak Galatasaray’ın orta sahasının özellikle merkez oyuncularının top kapma konusundaki yetersizliği bu çabayı çoğu zaman boşa çıkarıyor. Ancak yine de Galatasaray bu ön alan presiyle rakibini baskı altına alabiliyor.

Bir diğer değişim kanat ve bek oyuncularının kullanım şekli. Domenec Torrent bu oyuncuların aynı koridorda olmasını ve üst üste olmasını istemiyor. Bir iç-dış dengesi yaratmaya çalışıyor. Dün bunu özellikle sol kanatta Kerem ve Aanholt arasında çok net şekilde gördük. Kerem merkeze yaklaştığında Aanholt çizgide, Aanholt merkeze geldiğindeyse Kerem çizgide oluyor.

Bu da Galatasaray’ın rakip yarı alanda çok boşluk bulmasını sağlıyor. Bu sayede dün Aanholt Galatasaray’daki en iyi performansını sergiledi ve 2 gol attı. 2 Golün gelişiminde de topu çizgide alan Kerem, merkezde hücumu bitiren Aanholt oldu. Kerem Aktürkoğlu, skora etki edemese de 2 golde atağı başlatan isim oldu ve takımına 1 penaltı kazandırdı.

Torrent’in bir diğer dokunuşu da Berkan Kutlu özelinde oldu. Kayserispor maçının ilk yarısında oynanan etkisiz futbolun ardından Domenec Torrent “İkinci yarı hücuma daha fazla adamla çıktık. İlk yarıda bunu yapamadık” demişti.

O fazlalığı Kayserispor maçının ikinci yarısından itibaren sağlayan oyuncu Berkan. Torrent kısa pas ve sırtı dönük oynama becerisi kısıtlı olan Berkan’ın stünden oyun kurma rolünü aldı. O rolü Aanholt ve Kerem arasında paylaştırdı ve Berkan’ı hücumda zaman zaman kanatlara zaman zaman da ceza sahasına koşular atan bir görevde kullandı.

Bu da Galatasaray’ın hücumda daha rahat çoğalmasını ve ceza sahasında daha kalabalık olmasını sağladı. Son zamanlarda izlediğim en iyi takım gollerinden biri Galatasaray’ın 3, Aanholt’un 2. golüydü. O golün oluşmasında Berkan’ın orada boş adam olarak pası almasının rolü büyük.

Torrent’in doğruları fazlaydı. Aanholt maçın adamıydı. Feghouli oyuna girdikten sonra Galatasaray’da sadece kendisinin gösterebileceği kaliteyle çok iyi 2 asist yaptı. Ama parantez açmamız gereken bir konu daha var. O da Bafetimbi Gomis.

Fransız forvet oyuna girdikten sonra sahaya inanılmaz bir enerji yayılıyor. Tribünlere, rakibe ve en önemlisi takım arkadaşlarına. Gomis 2 maçtır oyuna girdikten sonra bu enerjisiyle takım arkadaşlarını maçı çevirebileceklerine ikna ediyor. Her ne kadar maçta 1 penaltı kaçırmış olsa da o enerji ve tutku Galatasaray’ı maça bağlıyor.