Skandallar, doping, rüşvet... Halteri bekleyen dev tehlike!
İlk olimpiyat oyunlarından bu yana olimpik bir spor olarak varlığını sürdüren halter, bu ayrıcalığını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Yıllarca adı doping, yolsuzluk, rüşvet gibi skandallara karışan Uluslararası Halter Federasyonu'nu değişmezse acı son yakın! Peki halter bu noktaya nasıl geldi?
Naim Süleymanoğlu efsanesiyle tüm ülkeyi ekran başına kilitleyen halter, 1896'da düzenlenen ilk olimpiyattan bu yana oyunlarda varlığını sürdüren dokuz spordan biri. Ancak bu temel spor, olimpiyat oyunlarındaki son günlerini yaşıyor olabilir.
Bunun çarpıcı ve biraz da can sıkıcı sebepleri var. On yıllardır halter, en üst düzeyinde uluslararası çapta doping, rüşvet, yolsuzluk ve seçim hilesi gibi skandallarla uğraşmakta. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) de geçen yıl harekete geçti ve net bir uyarı yaptı.
HALTER OYUNLARDAN ÇIKABİLİR!
Uluslararası Halter Federasyonu (IWF), yönetimde reformlar yapıp, doping kontrolü konusunda net adımlar atmazsa ve bu adımlar somut adımlar olmazsa halter, olimpiyat oyunlarından çıkarılacak.
Hatırlanacağı üzere Naim Süleymanoğlu sonrasında Türkiye'de halter ekolünün devam etmesi için çalışmalar yapıldı. Ancak doping skandalları, bir dönem medyada kendine genişçe yer bulan ve kadın milli takımında yaşanan taciz davası gibi olaylar çabalara leke düşürdü. Türkiye'de neredeyse bitme noktasına gelen halter yeni jenerasyonuyla ayağa kalkmaya çalışıyor ancak küresel çapta halterin ayağa kalkmaya niyetinin olup olmadığı IOC cephesinde endişe yaratıyor.
Durum pek iç açıcı değil. 30 Haziran'daki kritik oylamada IOC'nin endişelerini gidermeyi amaçlayan “yeni halter anayasası” gereken desteği alamadı. ABD, Almanya ve Çin'in başı çektiği delegeler; sert anti-doping uygulamalarıyla zarar göreceğini düşünen eski SSCB ülkeleri, Latin Amerika ülkeleri gibi daha gelenekçi halter ülkelerinden gelen delegeleri ikna edemediler.
BÜYÜK KAYIP OLACAK
IWF, halteri olimpiyat oyunları programında tutmayı başaramazsa büyük TV ve sponsorluk gelirleri gibi kalemler uçup gidecek. Bu da milyonlarca dolarlık bir kayıp anlamına geliyor. IOC, Tokyo 2020'de halterci sayısını 196 olarak belirleyerek mesaj vermişti. Zira Rio 2016'da sporcu sayısı 260'tı. Bu sayı Paris 2024'te 120'ye düşürülecek.
ABD Halter Federasyonu CEO'su Phil Andrews, “Anayasa reformumuzda yeteri kadar ileri gidemezsek olimpiyat oyunlarının bir parçası olamayacağız” ifadelerini kullanıyor ve IOC'nin tavrını şöyle aktarıyor: “Tehdit aşikar. IOC izliyor.”
IOC'nin gözünden düşen ilk uluslararası federasyon da IWF değil. Uluslararası Boks Birliği (AIBA) de IOC'nin radarına takılmıştı. IOC, boksu oyunlar programından çıkarmazken boks müsabakalarını kendisi düzenliyor.
AIBA'ya yönelik soruşturma ise devam etmekte. Uluslararası Biatlon Sendikası'na (IBU) uygulanan yaptırım da 2018 yılında anti-doping konusunda atılan olumlu adımlar sonucunda kaldırılmıştı.
SKANDALLARI GÖSTEREN BELGESEL!
Bunlara kıyasla halterde yaşanan skandal ve yolsuzluk çok büyük kalıyor. Ocak 2020'de Alman televizyon kanalı ARD'nin yayınladığı “Haltercilerin Efendisi” (Der Herr der Heber) adlı belgesel, neredeyse tüm ülkelerin doping kontrollerinin etrafından nasıl dönüldüğünü gösteriyordu.
Dünya Anti-Doping Ajansı, (WADA) Richard McLaren başkanlığında bağımsız bir komisyon kurarken 9 Haziran'da kanıt niteliğinde bilgiler sundu. WADA raporu 20 yıl boyunca IWF başkanlığını yürüten Tamas Ajan'ı sorumlu tutmuştu.
Raporda Macar yöneticinin yolsuzluk yaptığı, rüşvetle seçim sonuçlarını etkilediği ve sonucu pozitif çıkan doping testi sonuçlarının üstünü örttüğü iddia edilmişti. IWF'de 1976'dan 2000'e kadar genel sekreter olarak çalışan 82 yaşındaki Ajan, suçlamaları reddetse de 2000 yılından beri yürüttüğü başkanlık görevinden 15 Nisan 2020'de istifa etmişti.
ÇANTADA 100 BİN DOLAR
McLaren'in raporunda Ajan'ın 2016'da Arnavutluk Halter Federasyonu'nu arayıp doping testi pozitif çıkan sporcuların raporlarını sümen altı etmek için bir çantada 100 bin dolar nakit para talep ettiği gibi tüyler ürperten örnekler yer alıyor. Geçmişte “temiz” bir şekilde Pekin 2008'e ve Londra 2012'ye gidileceğini söyleyen Ajan'ın verdiği söze rağmen iki organizasyonda yarışan sporculardan neredeyse 60'ının doping testi pozitif çıktı. Bunların 34'ü madalya almıştı.
Son 10 yılda ise 600'ü aşkın haltercinin doping testi pozitif çıktı. Bu durum temiz bir şekilde mücadele eden sporcuları da etkiliyor.
Uluslararası Test Ajansı (ITA) ise artık sistematik olarak ifade edilebilecek noktaya gelen doping ihlalleri nedeniyle Romanya'yı, Tayland'ı, Mısır'ı ve Malezya'yı oyunlarda mücadele etmekten men etti.
metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr
Kaynak: Haberdeki bilgilerin büyük bir kısmı New York Times'da "Weight Lifting, an Original Olympic Sport, May Be Dropped" başlığıyla yayınlanan makaleden derlenmiştir.
Kaynak: Web Özel