İngiltere ligi artık İngiltere'ye sığmıyor: Paris, Helsinki, Lagos...
İngiltere Premier Lig rakipleri ile arayı çok açtı. Öyle açtı ki artık Ada'dan çıkıp evrensel bir değer olarak farklı ülkelerde maç yapması tartışılıyor...
Futbolda zengin kulüpler ile kendi halinde kulüpler arasındaki makas zaten yıllardır gittikçe açılıyordu. Katar’ın 222 milyon euroluk Neymar hamlesinden sonra bonservis bedellerinin gerçek hayatla uzaktan yakından ilgisi kalmadı. Takımlar arasındaki farklar keskinleştikçe ligler arasındaki farklar da gittikçe artıyor.
Dünyanın en değerli beş takımından dördünün Premier Lig’de olması İngiltere’nin rakipleri ile nasıl bir farkı olduğunun göstergesi. La Liga’nın ağır mali kurallarından dolayı Real Madrid ve Barcelona transferde kılını kıpırdatamıyor desek yeri. Özellikle Newcastle United'ın Suudi Arabistan devlet fonu tarafından 300 milyon sterline satın alınması İngiltere'ye rakip bir lig bırakmadı.
ARSENAL ABD'YE Mİ GİTSE?
Premier Lig artık başka bir şeyi, daha yüksek sesle tartışmaya başladı: Maçları İngiltere dışında oynamak. İngiltere birinci futbol liginin marka değeri o kadar yüksek ki uzmanlara göre ABD, Hindistan ve Çin’de bu maçları oynamaktan ciddi bir ekonomik gelir de elde edilebilir.
Örneğin ABD’li Kroenke Sports’un sahibi olduğu Arsenal’in ABD, Colorado’da maç yaptığını düşünmek hayal değil ki takım 2019 yılında bir yaz turunda burada futbol oynadı.
Geçmişinde Arsene Wenger, Thierry Henry, Patrick Vieira ve Robert Pires gibi Fransızların olduğu Arsenal için Paris de güzel bir seçenek olabilir gibi gözüküyor. Belki de Stade de France’daki 2006 Şampiyonlar Ligi finalinin acısını bir nebze unutturacak maçları yine bu ‘ışıklar şehrinde’ oynayabilirler.
Arjantin’in yükselen yıldızı Emiliano Buendia sebebiyle Aston Villa bazı maçlarını Buenos Aires’te oynayabilir. 1978 Dünya Kupası için yapılan Jose Maria Minella Stadı 35 bin kişilik kapasitesi ile ideal gözüküyor.
ASTON VILLA YENİ DÜNYA'YA
Aston Villa’nın sahipleri Nassef Sawiris ve Wes Edens, ABD’deki ilişkilerini kullanarak Villa’yı Yeni Dünya’ya kayırmak isteyebilirler. Sawiris daha yeni NBA takımı New York Knicks’in sahibi olan bir şirketin yüzde 5’ine ortak oldu. Wes Edens halihazırda Milwaukee Bucks’ın sahibi.
Rus oligark Roman Abramoviç’in sahibi olduğu Chelsea’nin tarihsel olarak Nijerya ile bağları bulunuyor. Takım ile ülkenin ilk teması 1997 yılında Babayaro’nun Chelsea’ye transferi ile başladı.
Onu ise bir dönem ülkemizde de forma giyen John Obi Mikel izledi. 2012 yılında Mikel’li kadronun Şampiyonlar Ligi kupasını kazanması Nijerya’da bir bayram havası estirdi. Nijerya’da yaklaşık 2 milyon Chelsea taraftarı olduğu tahmin ediliyor. Şu an takımın kadrosunda bir Nijeryalı yok ama başkent Lagos sokaklarında mavilerin hala bir ismi var.
ÜÇ ESKİ ABD MİLLİ TAKIMI OYUNCUSU
Everton’ın kadrosunda ABD milli takımının efsaneleri Landon Donovan, Brian McBride ve Tim Howard gibi isimlerin yer alması takımın ABD’de popüler olmasının sebebi. Everton’ın Kuzey Amerika’da Miami merkezli bir ofisi de var. Takım da Amerika’da sezon öncesi bazı turnuvalara katıldı.
Leeds United da Arjantin seçeneğini düşünebilir çünkü Bielsa’nın takımda önemli yılları geçti. Manchester City, Nashville, Tennessee ABD’de 2017 yılında yazın bir hazırlık maçı yapmış, futbola uzak olduğu ifade edilen ABD’li seyirciler yaşadıklarını büyük bir heyecanla izlemişlerdi.
FİNLİLER BAYILIR
Norwich’in şimdiden efsane golcüsü olan Teemu Pukki sebebiyle, takımın bazı maçlarını Finlandiya’da oynayabileceği varsayılıyor. Norwich ve Liverpool arasındaki bir müsabakayı izlemek çok keyifli olurdu çünkü Jari Litmanen, Sami Hyppia gibi isimlerin Liverpool ve Finlandiya milli takımı tarihinde büyük bir yeri var.
Tottenham’ın patronu David Levy ve en büyük yıldızı Harry Kane’in Amerikan futbolu sevdası bilenlerin malumu. Bazı NFL takımları gelir Tottenham’ın sahasında maç yaparken Kane’in de bir Amerikan futbolu sahasında ağları dalgalandırmayacağının garantisi var mı?
West Ham’ın o kadar çok Çekyalı oyuncusu var ki (Thomas Soucek, Vladimir Coufal, Alex Kral) takım Prag’da bir maç yapsa kimse yerini yadırgamayacak.
Böyle giderse Premier Lig evrensel bir marka olarak tıpkı ünlü bir pop yıldızı gibi ülke ülke dolaşarak turneye çıkacak.
Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin büyük bir bölümü The Athletic'te yayımlanan 'Taking the Premier League abroad: Where would your club play?' isimli makaleden alınmıştır.
Kaynak: Web Özel