Gel de yanma

İlk maçta kaçan gollere, son anlarda yediğimiz 2. gole gel de yanma. Muhteşem bir taraftar, takımına inanmış, itici güçle rakibi resmen bunalttık. Sevilla neye uğradığını şaşırdı. İki top yapmaktan aciz durumlara düştü. Bu Sevilla’nın ne oynamaya niyeti vardı ne de oynamaya haceti. Koca Sevilla, 90 dakika yata yata maçı bitirdi. Olacak iş değil. İngiliz Hakem Michael Oliver, oyunu bu kadar soğutan, dakika çalan Sevilla’ya nasıl tahammül etti. Kaleci Dimitrovic her autu iki dakikada kullandı. Bir de kendisini yere atıp 7 dakika yerde kaldı.

Oyunun sonuna 9 dakika eklenmesi ayrı bir skandal. Fenerbahçe taraftarı bu provakasyonlar karşısında tuzağa düştü. Sevilla oyunu soğutmaya yer arıyordu, atılan birkaç yabancı madde bahane oldu maalesef.

Hücuma çıkmayan, sadece vakit geçiren böylesine aciz bir Sevilla’ya elenmek gerçekten üzücü.
Ama işte sen golü attıktan bir dakika sonra Valencia ile o pozisyonu kaçırmayacaksın. O pozisyon gol olsa bambaşka şeyler konuşacağız. İki maçta Fenerbahçe’nin gol beklentisi 2.80, Sevilla’nın 0.75. Elenen biz. Ne konuşalım.

Maçta bizi mutlu eden Fenerbahçe’nin istekli oyunu, kenarda unutulan İsmail Yüksek ve Arda Güler’in ortaya koyduğu performanslar. Bu çocuklar daha çok oynamayı hak ediyor. Haftalardır formsuz Crespo’yu izlemeye tahammül etmişken, İsmail’in aylar sonra 11’e dönüp ortaya koyduğu performans ilaç gibi geldi. Arda da sahanın en iyilerinden biriydi.

Oosterwolde’nin zamana ihtiyacı olduğu ortada. Jesus değişiklikler konusunda yine geç kaldı. Çıkmayan rakibe karşı 3’lü savunmanın bu kadar uzun süre uygulanmasına gerek yoktu. Her şeye rağmen Valencia oyundan çıkmamalıydı. Gol arayan bir takımda Valencia çıkmaz. Valencia dışında katkı yapan golcün de yok.

King koşuyor mücadele ediyor ama sonuç ortada. Rakibin dengesini bozacak Emre Mor yine öte yandan oyunda. Ne diyelim bu kadar yanlışın olduğu yerde birkaç doğruyu da onlar götürüyor. Jesus’un kariyeri bu kötü, futbol oynamaktan aciz Sevilla’yı elemeye yetmeliydi.