Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in "silahlı koruma" iddiasına Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Can Gebetaş'tan jet cevap: "Büyük bir algı manipülasyonu"
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in basın toplantısında derbi sonrası Ali Koç'un 70-80 silahlı kişiyle stada geldiği iddiasına Fenerbahçe'den yanıt gecikmedi. Haber Global yayınına bağlanan Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Can Gebetaş, "Başkanımız oraya tek başına geldi" dedi.
RAMS Park'ta Fenerbahçe'nin 1-0'lık galibiyetiyle sonuçlanan derbi sonrası Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un stada gelmesi sonrası çıkan olaylarla ilgili Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in silahlı korumalar stada girildiğine yönelik "Boş sahada yanına silahlı korumalar, 70-80 tane yancısı var" sözlerine Fenerbahçe'den jet yanıt geldi.
Haber Global canlı yayınına telefonla bağlanan Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Can Gebetaş, "Başkanımız oraya tek başına geldi. Böyle sanki 70-80 silahlı kişiyle gelmiş gibi bir hava oluşturmak son derece ayıp bir durumdur. Aynı zamanda büyük bir algı manipülasyonudur" ifadelerini kullandı. Gebetaş şunları söyledi:
"Fenerbahçe Futbol Takımımız, son birkaç yıldır sistematik bir şekilde ötekileştirme davranışlarına maruz bırakılıyor. Fenerbahçe ötekileştirilen futbol sistemiyle büyük bir mücadele içerisinde. Sezon başından beri verilen, verilmeyen kararlar, şampiyonluk yarışında geri bırakılma çabaları ya da rakibinin bir şekilde ittirilerek yarışın içinde tutulma çabaları… Bu durumlar o kadar net ki… Bunları görmemek sadece tuttuğu takımın penceresinden olayları yorumlayanların işi olabilir. Buna birkaç örnek de verebiliriz. Örneğin hakem seminerinden sızan görüntüleri hatırlayın. Hakemlerin duygularına göre verdikleri penaltı kararlarına bakın. Dün akşam da Fenerbahçe camiası tam bir yıldır Sayın Başkanımız ne diyorsa, nasıl haksızlığa uğradımızı ifade ediyorsak, ona yakışır bir sezon özeti olan derbi izledik. Hakem Arda Kardeşler… Tüm hakem otoritelerinin önemli bir kısmının ‘faul bile’ değil dediği bir pozisyonda oyuncumuzu Arda Kardeşler attı. 80 dakika Futbol A Takımımız sahada 10 kişiyle onurlu bir mücadele verdi. Futbolcularımız takdire şayan bir mücadele verdi. Bunun Sayın Başkan tarafından takdir edilmek istenmesinden gayet doğal daha ne olabilir ki?
Bu galibiyetin bizim için önemi çok büyük. Galatasaray ve Fenerbahçe tarihte çok fazla karşı karşıya geldi. Tarihte ezici bir üstünlükle galibiyetlerde rakibimizin önündeyiz. Bu galibiyetin önemini ayrı bir şekilde belirtmek çok önemli. Bu galibiyet aslında bu sisteme karşı verilen bir mücadele sonunda kazanılan bir galibiyet. Sayın Başkanımız ve camiamız bu galibiyetin bilincindeydi ve oyuncularımızı tebrik etmek istedi. ‘Sayın Ali Koç neden geldi?’ diye bugün yaptığı basın toplantısında sordu. Oyuncularımızı tebrik etmeye geldik.
Başkanımız oraya tek başına geldi. Sanki 70-80 silahlı kişiyle gelmiş gibi bir hava oluşturmak son derece ayıp bir durumdur. Aynı zamanda büyük bir algı manipülasyonudur. Başkanımız soyunma odasına geldi. Taraftarlarımız da bu sırada ‘Yönetim takımı buraya getir’ tezahüratları da yapıyordu. Fakat biz takımımızı sahaya çıkarttığımızda taraftarlarımız oradan gitmişti. Biz de bir galibiyet fotoğrafı çektirerek geri dönme arzusundaydık. Galibiyet fotoğrafı çektirmek için sahaya çıktığımızda Galatasaray Spor Kulübünün yönetici ve yetkilileri kulübümüzün bayrağını elimizden almaya çalıştılar. Bir kulüp için bayrağın ne anlama geldiğini çok iyi bilirsiniz. Bu bayrağı gasp etme girişimi olmasaydı bu tasvip edilmeyen görüntüler asla ve asla ortaya çıkmayacaktı.
Başkanımız öyle 70-80 kişilik grupla gelmiş de orayı basmış gibi bir durum söz konusu değil. Galatasaray Kulübü dün 40-50 kişi var dedi. Bugün 70-80 kişi var diyor. Biz iddialara cevap vermedikçe yarın herhalde bunu 90-100 kişiye kadar çıkaracaklar. Bu aynı Kovid döneminde seyircisiz oynanan bir maçta 200 kişi devletin talebiyle aldığımız kişilere yönelik 5000 kişi aldılar, demişlerdi. O zaman maddi gerçekleri ortaya koymuştuk. Bu da ona benzer bir karalama kampanyası. Buna da müsade etmeyiz. Dolayısıyla 70-80 kişi geldi diye bir mafya filminin senaryosunu mu anlatıyor yoksa benim de orada olduğum bire bir şahit olduğum konulara ilişkin mi yorum yapıyor, ben karar veremedim."