Fabrika ayarlarına dönüş

Fenerbahçe için psikolojik olarak çok zor bir maçtı. Kolay değil, ağır bir derbi mağlubiyetinden sonra maça çıkmak. İster istemez taraftarın protesto etmesi de normal. Fenerbahçe’nin nasıl reaksiyon vereceği önemliydi, takım pek çok anlamda olumlu sinyaller verdi.

Öncelikle Jorge Jesus o sezon başındaki gibiydi. Maçı yaşayan, sürekli maçın içinde olan şekilde 90 dakika geçirdi. Oyuncularına sürekli uyarılarda bulundu. Bir dakika yerinde durmadı. İrfan Can ve Arda’ya skor bulunmasına rağmen en ufak hatalarında uyarılar yaptı. İnsan ister istemez düşünüyor, hoca Beşiktaş maçında sahada olsaydı sonuç farklı olabilir miydi diye.

Bence olurdu. En azından kırılma anlarında takımı ayağa kaldırabilirdi. İşte Fenerbahçe hocasının da kendini derbi öncesi kontrol etmesi gerekiyor. Serdar Dursun’dan özür dilemek lazım. En azından futbolsever olarak. Hiç oynamayıp, çıktığı bir maçta bu kadar gayretli, mücadeleci olduğu, takım arkadaşlarına destek olduğu için. Evet yetenekleri sınırlı olabilir, Fenerbahçe’nin birinci santraforu da olmayabilir ama bu kadar yedek oturmayı, King ve Pedro’nun arkasında kalmayı da hak etmediğini gösterdi.

Ve Emre Mor. Defalarca yazdım. Yine müthiş oynadı. Yılan gibi. Onu tutmak mümkün değil. Giriyor, çıkıyor, rakibi bozuyor ve her şeyden önemlisi Ferdi ile birlikte sağ kanadı otobana çeviriyor. Kayseri savunmasını perişan etti. Bugüne kadar bu kadar az süre alması anlaşılır gibi değil.

Jesus’un en büyük hatalarından biri de bu. Yine Alioski’nin sol bekte oynatılıp Ferdi’nin sağa geçmesi takıma olumlu yansıdı. Forma adaleti olunca Fenerbahçe çok daha iyi oynuyor. Arda Güler yine girdi ve golünü attı. Bu çocuk da aylarca forma bekledi.

Sonuçta böyle bir ortamda galip gelmek önemliydi. Fenerbahçe krizden çıktı. Kupada yolu yarıladı, lig için de moral buldu. Hiçbir şey bitmiş değil. Jesus özüne döner, forma adaleti sağlanırsa, düşüşteki Galatasaray’ı yakalama fırsatı hayalcilik olmaz. Yeter ki Fenerbahçe fabrika ayarlarına dönsün.