Diego Simeone: Futbolun katili mi, yoksa anti-kahraman mı?
2011'den bu yana Atletico Madrid'i çalıştıran Arjantinli teknik direktör Diego Simeone, takımının Manchester City karşısında sergilediği performansla yeniden gündemde. Katı savunma oyunuyla zaman zaman "futbolun katili" yakıştırması yapılan isim için anti-kahraman diyen de var. Peki Simeone hangisi?
Atletico Madrid ile Manchester City'nin 180 dakikalık düellosundan tek bir gol çıktı. Buna rağmen Atletico-City eşleşmesi, toplam dokuz gole tanıklık edilen Real-Chelsea eşleşmesi kadar ses getirdi. Hatta futbol dışı olaylar nedeniyle eşleşmenin daha büyük bir yankı uyandırdığını öne sürmek de mümkün.
Öncelikle ilk maça bakmakta fayda var. Sosyal medyayı da sallayan tartışmalar bu maçta alevlendi. Öne çıkan nokta ise istatistiklerdi...
Atletico Madrid ilk maçı hiç şut çekmeden tamamladı. Hiç korner kullanmadı... Rakip ceza sahasında sadece beş kez topla buluşabildiler. Ancak buna rağmen maçın başından sonuna kadar yoğun bir baskıyla oynayan Pep Guardiola'nın öğrencileri de yalnızca iki isabetli şut çekip, 70'te De Bruyne'nin golüyle ancak 1-0 kazanabildi.
Hatta 51'de Llorente ceza sahası içinde tercihini doğru yapsa Atletico istediğini fazlasıyla almış olacaktı... Tartışma da aslında burada çıkıyor. “İstediğini almak” için kullandığınız yol ne kadar önemli?
ANTİTEZLER OYUNU...
Futbol tezlere karşı üretilen antitezler oyunu.
Antonio Conte'nin 3-4-3'ü, Jürgen Klopp'un 'gegenpress'i, Pep'in tiki-taka'sı pek çok takımı ve teknik direktörü çarpıcı biçimde etkiledi. Bu üç tezin yanına -hatta karşısına- mutlaka Diego Simeone'nin de adını yazmak gerekiyor. Arjantinli, birlikte savunma yapmanın ve yoğun bir şekilde alan daraltmanın sezon boyu sürdürülebilecek ve sonuç almaya da yarayan bir çözüm olabileceğini gösterdi.
Keyif almanın, güzelliklerin, “şık” işlerin övüldüğü bu modern futbol dünyasında Simeone bir anti-kahraman.
Rakibin silahını kilitlemek, planını boşa çıkarmak, rakibi “oynayamaz” hale getirmek ve az pozisyondan maksimum verim elde etmek... Bu tarzın da hayranları var ancak Simeone sıklıkla “futbolun katili” ifadesiyle de anılıyor. Katil ifadesi elbette ağır bir ifade. Onun işi öldürmek değil, bozmak! Popüler tezleri işlevsiz hale getirmek, rakibin gücünden beslenmek.
KARŞISINDA KENDİ SİLAHINI GÖRÜNCE...
Son eşleşmede de bunu gördük. İlk maçta adeta 5-5-0 ile sahaya çıkan Atletico aslında istediği sonucu neredeyse alıyordu. İkinci maça da istekli başladılar ancak eşleşmenin ilk şutunu ikinci maçın 35. dakikasında çekebildiler. Wanda Metropolitano'da yoğun taraftar desteğiyle daha istekli görünen Simeone'nin öğrencileri ikinci yarıda en azından eşleşmeyi uzatmaya taşıyacak golü aramaya başladı, fırsatlar da buldular lakin karşılarında kendi silahları vardı...
Zaman geçiren, tempoyu düşüren, olabildiğince az pozisyon veren, yatan oyuncunun yerden kalkmadığı bir City herkesi şaşırttı. Simeone (maçtan sonra inkar etse de) rakibini alkışlayarak protesto edecek hale geldi, Stefan Savic kendini kaybetti; Foden'ı yaka paça dışarı sürükledi, Jack Grealish'in saçını çekti, Sterling'e kafa atmaya yeltendi ve kendisini uyaran hocası Simeone'yle tartıştı.
Soyunma odalarına giden tünelde de iki takım oyuncuları arasında kavga yaşanırken sosyal medya şaşılmayacak şekilde bu konuda da ikiye bölündü!
Bir kısım “kendi silahıyla vurulan Atletico'nun bunu kaldıramaması sonucu ayarlarının bozulmasıyla” dalga geçerken, bir kısım ise Pep Guardiola'yı bu duruma düşüren Simeone'yi alkışladı ve “Pep'in zorda kalınca nasıl da Atletico'nun taktiğine başvurduğundan” dem vurdu.
Pep ise "Atletico ikinci yarıda mükemmel oynadı" yorumunda bulunuyordu. Simeone de övgülerden geri kalmıyor ve "Elendiğimiz için gerçekten üzgünüz ama harika bir takıma elendik" diyordu.
İKİSİ DE GEREKENİ YAPMAYA HAZIR!
Elbette Atletico'nun oyununu sevmek City ya da Liverpool'un oyununu sevmekten daha zor. Ancak birbirlerinden saygı ile söz eden bu hocaların pozisyonlarına da bakmakta fayda var.
Atletico ile Real-Barça hegemonyasını kıran, kulübe iki La Liga, iki UEFA Avrupa Ligi, iki UEFA Süper Kupası zaferi yaşatan; takımını Şampiyonlar Ligi'nde iki kez finale taşıyan Simeone, Avrupa'nın bir numaralı kupasını kazanmak adına elbette her şeyi deneyecek...
Aynı durum, City'yi Şampiyonlar Ligi'nde finale taşıyan, Avrupa'nın zirvesine Barça dışında da ulaşabileceğini göstermek isteyen, City ile Avrupa'daki kritik maçlar haricinde nadiren maç kaybeden Pep de travmatik yenilgilerinden dersler çıkarıp elbette şartlar oluştuğunda kazanmak için “gerekeni” yapacak.
*The Athletic (Atletico Madrid may not have had a shot against Man City – but that doesn’t mean the match was boring), The Telegraph (Atletico intimidation and mass brawl mars Man City's Champions League quarter-final triumph)
Kaynak: Web Özel