Dejavu...

Galatasaray'da bir kez daha, bir Fatih Terim dönemi sona erdi... Bu adeta çok iyi bildiğiniz bir filmi tekrar tekrar izlemek gibi. Söz konusu duruma alışık olanlar şunun da farkında: Fatih Terim’in ayrılıkları hiçbir zaman salt saha içi sonuçları nedeniyle olmadı...

Son Güncelleme:

Galatasaray’da 4. Fatih Terim dönemi sona erdi. Galatasaray’ı takip etmeye başladığımdan beri 4, gazeteciliğe başladığımdan beri 2. kez aynı senaryoyu izliyorum. Çok iyi bildiğiniz bir filmi tekrar tekrar izlemek gibi.

Fatih Terim’in saha içinde iyi dönemleri de oldu, kötü dönemleri de. Tabii ki burada kötü dönemlerin iyi dönemlere oranla çok çok kısa olduğunu da söylemek gerekiyor. Ancak Fatih Terim’in ayrılıkları hiçbir zaman salt saha içi sonuçları nedeniyle olmadı.

Saha dışında Florya ile yönetim arasında yaşananlar saha içinde alınan sonuçlarla soslanarak “ayrılık” olarak servis ediliyor. Bu noktada suçlu suçsuz aramanın peşinde değilim. Zira hayatta herhangi bir anlaşmazlıkta ipler bu kadar gerildiğinde her iki tarafın da hataları olduğunu düşünürüm. Fatih Terim’in ayrılığını da bu anlamda iki açıdan ele almak gerektiğini düşünüyorum.

Birincisi işin sportif kısmı.

Sportif kısmını düşündüğümde alınan kararı doğru buluyorum. Çünkü Galatasaray, 3 yıllık bir planlama yapmış olsa da sezon başındaki yazılarımda belirttiğim bir zorunluluğu var; Avrupa Kupaları'nda mücadele etmek.

Çünkü bu takım, gelecekte Galatasaray’a maddi kazanç sağlamak için kurulmuş bir kadro. Bu maddi kazancın yönünün Galatasaray olması için bu oyuncuların Avrupa arenasında mücadele etmesi gerekiyor. Çünkü Süper Lig, Batı’ya açılan bir pazar değil.

Bu yüzden bu futbolcuların satışı hedefleniyorsa Avrupa’da boy göstermek şart. Ancak bunun yolu ligden ya da Türkiye Kupası’ndan geçiyor. Galatasaray, Türkiye Kupası’ndan elendi. Lig'de de Avrupa potasından oldukça uzakta olunca, bir değişiklik de kaçınılmaz hale geliyor.

Ancak yazının başında belirttiğimiz gibi, olayın bir de 2. boyutu var...

TERİM'İN ARKASINDAN DOLANARAK...

Pek tabii yönetim Fatih Terim’le yoluna devam etmeme hakkına sahiptir. Ancak yollar ayrılan isim Fatih Terim. Galatasaray tarihinin en büyük figürlerinden biri ve yaşayan en büyük efsanesi. Fatih Terim’in arkasından dolanarak ve mobbing yaparak bu ayrılığa zemin hazırlamak kulüp kültürüne zarar verir. Dünya üzerinde hiçbir takımda bir teknik direktöre danışmadan ona bir yardımcı antrenör bulmak gibi komik bir aksiyon olmaz.

Üstüne bir de bu “yardımcı antrenör” Domenec Torrent’i yardımcılıktan vazgeçip teknik direktör yapma düşüncesi, en hafif tabirle taraftarın aklıyla dalga geçmektir.

Domenec Torrent’le yapıldığı ve anlaşıldığı direkt yönetim kurulu üyesi Işıtan Gün tarafından söylenmişken, gelinen noktada bu görüşmelerin gerçekten yardımcı antrenörlük için olduğuna inanmamızı beklemesi yönetim açısından bir acizlik göstergesidir. O zaman şunu sormamız gerekiyor. Bu plan 3 yıllık projenin selameti açısından uzun vadeli düşünülerek yapılmış bir plan mı, yoksa Fatih Terim’in ayrılık sürecini organize etmek için yapılmış bir plan mı? Süreç ikincisine işaret ediyor.

TORRENT'E BİR PARANTEZ

Ayrıca Domenec Torrent tercihine de bir parantez açmamız gerekiyor. Torrent yakından tanıdığımız bir teknik direktör değil. Çünkü Avrupa kariyeri tamamen yardımcı antrenörlük üstüne. İspanyol teknik adamın teknik direktörlük kariyeri ABD’de New York FC’de başlıyor.

Sonrası ise Brezilya devi Flamengo. Flamengo’dan ayrılışı çok parlak değil. Torrent’in tarzı klasik bir İspanyol futbolu ve Guardiola tarzı. Geriden oyun kurmayı seven, hücum futbolu benimsemiş bir tarz. Ancak çok zor bir dönemde çok büyük bir baskıyla görevi teslim alacak.

Çünkü daha gelmeden, Işıtan Gün’ün açıklamaları nedeniyle Torrent üstündeki algı, onun bir yardımcı antrenör olduğu yönünde. O yüzden bu tercih riskli bir tercih. Eğer Domenec Torrent, Burak Elmas ve yönetiminin umduğu performansı gösteremezse bu süreç Galatasaray’da erken seçimle biter.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber