12 sene futbola ara! 'Maracana'yı sadece ben, Frank Sinatra ve Papa susturabilirdi!'
1950 Dünya Kupası, savaş sonrası 12 yıl sonra futbola 'merhaba' demekti. Sadece 13 ülkenin katılabildiği bu zayıf turnuvanın sonu Brezilya için küçük bir kıyametle noktalandı!
Katar 2022 Dünya Kupası’na sayılı günler kaldı. Türkiye yine bu organizasyona katılamıyor fakat bütün futbol severleri büyük bir heyecan sardı. Dünyanın dört bir yanından Katar’a akın olacak. 2 milyon 696 bin nüfusu olan bu ülkede, turnuva ile hatırı sayılı bir kalabalık olacağını söylemek mümkün.
1930 yılında Jules Rimet Kupası adı ile düzenlenen Dünya Kupası o tarihten bu yana sadece bir kez kesintiye uğradı. 1938 yılında düzenlenen kupa araya İkinci Dünya Savaşı’nın girmesiyle (1939-1945) ancak 1950 yılında yeniden düzenlenebildi.
Avrupa, savaş sonrası harap bir halde olduğu için kupayı anakarası savaştan etkilenmeyen Brezilya düzenlemişti. Turnuva öncesinde favori olarak gözüken İtalya’da takımın bazı isimleri uçak kazasında hayatını kaybetmişti. Türkiye ve Hindistan ise maddi zorluklardan dolayı kupaya katılamamıştı.
İNGİLTERE İLK KEZ BU TURNUVADA
İngiltere her ne kadar futbolun beşiği olarak bilinse de ilk kez Brezilya 1950’de Dünya Kupası’nda boy göstermişti. Bu organizasyonda iki grup, dört takımdan oluştu, bir grup üç takımdan oluştu ve bir diğer grupta ise iki takım vardı. Turnuvayı Uruguay kazandı.
Bu kupa savaş sonrası dünyanın gördüğü en renkli anlardan birine imza atması açısından önemliydi. Aynı zamanda dünyanın en büyüğü olan 200 bin kişilik Maracana Stadyumu da ilk kez 1950 Dünya Kupası’nda görücüye çıktı. Yine bu kupada ilk kez oyuncuların forma numaralarının sırtlarına yazılmasına karar verildi.
Arjantin, Brezilya Futbol Federasyonu ile anlaşmazlıkları yüzünden turnuvaya katılmazken, hala savaşın yaralarını sarmaya çalışan Almanya, Çekoslovakya ve Macaristan turnuvaya katılmadı. Asya’dan hiçbir temsilci turnuvada yoktu. Japonya ve Almanya’nın yasaklı bir şekilde turnuvaya katılmasına izin verilmediğini belirten kaynaklara da rastlanıyor. Bu kupada sadece 13 takım mücadele edebildi.
TEBRİK KONUŞMASI BİLE HAZIRDI
1950’de final dahil 22 maçta 88 gol kayıt edildi. Müsabakalar boyunca hiçbir oyuncu kırmızı kart almadı. Uruguay ve Brezilya arasındaki final maçını 199 bin 854 kişi izledi. Uruguay milli takımı her ne kadar bu turnuva öncesinde iki olimpiyat birinciliği ve bir Dünya Kupası sahibi olsa da, Brezilya takımının gücü sebebiyle dönemin FIFA başkanı Jules Rimet, Sambacıların kazandığına ilişkin bir tebrik konuşması bile hazırlamıştı.
Modern zamanlarda herkes Brezilya’nın 2014 Dünya Kupası yarı finalinde Almanya’ya 7-1 yenilgisinin bu ülkenin tarihinde bir travma olduğunu biliyor. Ancak futbol tarihçilerine göre ilk travma 200 bin kişinin önünde 1950 finalini Uruguay’a kaybetmekle yaşandı. Mağlubiyetin sadece futbol dünyasına değil, toplumun genelinde de uzun süre bir bunalıma sebebiyet verdiği görüldü.
Bazı Brezilyalılar o tarihlerin en büyük felaketi olan Atom Bombası faciası ile meseleyi eş tuttu. Dönemin Spor Bakanı Aldo Rebelo, “Uruguay’a karşı 1950’de kaybetmek, sadece Brezilya futbolunu etkilemedi, bir ülkenin kendine güvenini de etkiledi” ifadelerini kullanmıştı.
GÜNAH KEÇİSİ BARBOSA
Brezilya maçı 2-1 kaybederken, günah keçisi kaleci Barbosa ilan edildi. Siyahi kaleci ırkçılığa da maruz kalırken, 1994 Dünya Kupası elemeleri öncesi kaleci Taffarel ile görüşmek istediğinde takımın hocası Zagallo buna izin vermemişti.
Barbosa hayata gözlerini yummadan önce, “Brezilya kanunlarında en büyük hapis cezası 30 sene, benim hapsim 50 sene sürdü” açıklamasında bulunmuştu. Brezilya’da dolaşan bir şehir efsanesine göre, maçtan bir süre sonra Maracana’nın kale direkleri Barbosa tarafından yakıldı. O gün stadyumda 200 bine yakın Brezilyalının karşısında 280 Uruguaylı vardı.
Finalde sahada olan ve bir de gol kaydeden Uruguay milli takım oyuncusu Alcires Ghiggia, Maracana’yı sadece Frank Sinatra, Papa ve kendisinin susturabileceğini söylemişti.
Kaynaklar: Wall Street Journal, Duke University, Al Jazeera, Haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel