Uyku bozukluğu Alzheimer riskini artırıyor!

Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, Alzheimer ile uyku arasında iki yönlü ilişki bulunduğunu gösteriyor; yani uyku bozukluğu, bu hastalığın riskini artırabildiği gibi, Alzheimer hastalığının ilk bulguların biri de olabiliyor.

Son Güncelleme:

Her ne kadar yaşamımızı kolaylaştıran altın kurallar olsa da, bunlar ancak uygulandıklarında değerli oluyor, amacına ulaşıyor. Günümüzde ortalama yaşam süresinin uzamasıyla, sağlıklı yaşlanma günümüzde tüm dünyada oldukça önemli konuma gelmiş olup, özellikle Alzheimer hastalığı gibi çağın korkutucu hastalıklarının başı çektiği hastalıklara karşı genç yaşlardan itibaren bazı kurallara uymayı ihmal etmemek gerekiyor. Beyin sağlığına dikkat çekmek amacıyla her yıl Mart ayının üçüncü haftası Dünya Beyin Farkındalığı Haftası olarak kutlanıyor. 

Dr. Mustafa Seçkin kalitesiz ve düzensiz uykunun, beyni hızla yaşlandırdığını, bu nedenle sağlıklı beyin yaşlanması için, doğru uyku alışkanlığı edinmenin sanılandan çok daha önemli olduğunu vurguluyor. Seçkin, '16-22 Mart Dünya Beyin Farkındalığı Haftası' kapsamında sağlıklı uykunun beyin sağlığındaki önemini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

BEYNİ TOKSİK MADDELERDEN TEMİZLİYOR

Henüz bu yılın başında yayınlanan bir çalışmada sağlıklı genç bireylerin, bir gece uykusuz bırakıldıktan sonra beyinlerindeki amiloid ve tau proteinlerinin miktarlarının arttığı gösterilmiştir. Alzheimer hastalığında beyin fonksiyonlarının bozulmasına, zamanla hücre ölümüne ve beyin hacminin küçülmesine yol açan patolojinin sorumlusu olarak kabul edilen anormal yapıdaki amiloid ve tau proteinleri uyku sırasında beyinden doğal olarak temizlenip uzaklaştırılır. Dolayısıyla kaliteli ve düzenli uyku Alzheimer hastalığı açısından risk taşıyan bireylerde patolojik süreci yavaşlatan, hastalığın başlama yaşını geciktiren ve tanı almış hastalarda hastalığın ilerleme hızını yavaşlatan en önemli ve doğal etkenlerden biridir. Bu nedenle genç yaşlardan itibaren doğru uyku alışkanlığı edinmek sağlıklı beyin yaşlanması için büyük önem taşımaktadır.

STRES, SİNİRLİLİK, KAYGI VE DEPRESYONA YOL AÇABİLİYOR

Uyku bozukluklarının beyin damar hastalıkları ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Özellikle Obstrüktif (tıkayıcı) Uyku Apne Sendromu olan hastalarda inme geçirme riski artmaktadır. Uyku kalitesinin bozuk olması migren ve diğer baş ağrıları için en önemli tetikleyicilerden birisidir. Öğrenme ve uyku arasında da direkt bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz. Uyku, gün içinde öğrendiğimiz yeni bilgilerin uzun süreli belleğe aktarılmasını sağlar. Ayrıca yeni hobiler edinebilmek ve fiziksel beceriler geliştirebilmek için de uyku kalitesi büyük önem taşır.

UYKUNUN SÜRESİ DEĞİL KALİTESİ ÖNEMLİ!

Uyku ve genetik ilişkisinin incelendiği çalışmalarda, ADRB1 veya DEC2 genlerindeki mutasyona sahip kişilerin, 4-6 saatlik uyku ile oldukça dinlenmiş olarak uyanabildikleri gösterilmiştir. Uyku alanındaki bu gelişmeler sonucunda son yıllarda uyku süresinden ziyade 'uyku kalitesi' kavramı üzerinde durulmaktadır. Buna karşın çok geç saatlerde uyuyup öğlen saatlerinde uyanmanın aynı oranda dinlendirici olmadığı bilinmektedir.


KALİTELİ BİR UYKUNUN 6 KURALI!

• 30 dakikadan kısa sürede uykuya dalmak

• Bir defadan fazla uyanmamak

• Gece uyanma durumunda 20 dakika içerisinde uykuya yeniden dönebilmek

• Yataktaki sürenin en az yüzde 85'ini uyuyarak geçirmek

• Derin uykunun yeterli miktarda olması

• Özellikle beyinde melatonin düzeylerinin yüksek olduğu gece 23.00 – sabah 06.00 saatleri arasında uykuda olmak .

UYKU İLAÇLARINI GELİŞİGÜZEL KULLANMAYIN!

Uyku yapan (sedatif) ancak aşırı sersemlik ve unutkanlığa neden olan ilaçlardan kaçınılmalıdır. Yeni ilaç başlamadan önce (varsa) uyku kalitesini bozan diğer ilaçları kesmek veya saat/doz ayarlaması yapmak gerekir. Uyku için kullanılan bazı ilaçlar Parkinson hastalığı benzeri yan etkiler yapabilirler. Bu nedenle nöroloji uzmanına danışmadan uyku ilacı kullanmamak gerekir.

Sonraki Haber