Ultra işlenmiş gıdalar düşündüğümüzden daha sağlıksız! Peki nasıl?

Bilim insanlarının yakın zamanda yaptıkları bir araştırma, ultra işlenmiş gıdaların tahmin edilenden daha tehlikeli olduğunu gözler önüne seriyor. Peki Birleşik Krallık'ta bireylerin aldıkları kalorinin yüzde 50'sini oluşturan ve birçok vegan ürünün de dahil olduğu bu gıdalar ne denli zararlı?

Son Güncelleme:

Aslında uzun zamandır ultra işlenmiş gıdalar olarak (global tanımıyla “ultra processed food” yani UPF) bilinen gıdaların hakim olduğu beslenme düzenlerinin obeziteye yol açma olasılığının daha yüksek olduğu biliniyordu. ABD genelinde 50 bin sağlık personelinin katılımıyla gerçekleştirilen bir araştırma, yüksek UPF tüketiminin aynı zamanda kardiyovasküler hastalık, bunama ve kolon kanseri riskini artırdığını ortaya koyuyor.

Nature Reviews Clinical Oncology adlı hakemli akademik dergide yapılan bir araştırma ise 1990'dan sonra doğan insanların 50 yaşından önce kansere yakalanma olasılığının, 1970 öncesi doğanlara göre daha fazla olduğunu ortaya koymakta. UPF'in bu gelişmeye katkıda bulunan bir faktör olabileceğinden şüpheleniliyor.

EN TEHLİKELİ ÜÇ GRUP!

Her geçen gün insanların daha fazla işlenmiş gıdaya hatta ultra işlenmiş gıdaya maruz kaldığı düşünülürse endişelerin sadece endişeden ibaret kalmayacağını tahmin etmek güç değil. Peki ultra işlenmiş gıdalar ya da UPF'ler nelerdir?

Araştırmalar en tehlikeli üç UPF olarak şunları sıralıyor:

Sosisli sandviçler: Çeşitli atık et ürünlerinden (genellikle “gelişmiş et geri kazanımı” adı verilen bir işlemle) yapılır ve katkı maddeleri ile harmanlanırlar. Çoğu UPF'de olduğu gibi, evde sosis yapmak bir hayli zor.

Anlık erişteler: Türkiye'de çok yaygın olmasalar da basitçe üzerine kaynar su ve paketli soslar dökülerek hazırlanan anlık erişteler dünyada çok tercih ediliyor. Bunlar bir blok şeklinde fabrikada pişiriliyor ve çeşitli yapay renklerlendiriciler, tatlandırıcılar, tuzlar ve Çin tuzu olarak da bilinen MSG (monosodyum glutamat) içerir. Kişi başına oranla bu gıdayı en çok tüketen Güney Kore'de, anlık erişteler kardiyometabolik sendromlarla ilişkilendiriliyor.

Tuzlu paketlenmiş atıştırmalıklar: Bu ürünlerin çoğu, kurutulmuş işlenmiş patates, emülgatörler, MSG, modifiye nişastalar ve yapay tatlandırıcılar gibi bileşenlerden yapılır. Bir ürün, marketlerde bulamadığınız malzemeler içeriyorsa, muhtemelen bir UPF'dir.

Bakılması gereken bir diğer nokta ise NOVA... NOVA, gıdaları işlenme seviyesine göre dört kategoriye ayıran yaygın bir gıda sınıflandırma sistemi. Taze meyve ve çiğ sebzeler dışında hemen hemen tüm gıdaların bir dereceye kadar işleme tabi tutulduğunu -zira yemek pişirmek de bir süreçtir ve genellikle yağ ve tuz gibi katkılar içerir- düşünürsek bu tarz sınıflandırmaların önemi de daha net anlaşılıyor.

NOVA'nın ilk grubunda meyve, sebze, et, yumurta ve süt gibi işlenmemiş veya minimum düzeyde işlenmiş gıdalar yer alıyor. İkinci grupta şekerler, yağlar ve tereyağı gibi işlenmiş mutfak malzemeleri yer alıyor. Konserve sebze ve balık, ekmek, reçel gibi ürünler üçüncü grupta yer alırken, dördüncü grupta ise çoğunlukla protein ve lif bakımından düşük, tuz, şeker ve yağ oranı yüksek ve ekstrüzyon, kalıplama ve öğütme gibi endüstriyel müdahalelere tabi tutulmuş ultra yüksek işlenmiş gıdalar bulunmakta.

Spector's King's College'da kardiyo-metabolik sağlık alanında çalışan beslenme uzmanı Dr. Sarah Berry gelinen noktada UPF'leri hayatımızdan çıkarmanın çok zorlu olacağını ifade ediyor. İnsanların işlenmiş gıdalardan vazgeçmesinin çok zor olduğunu aktaran Dr. Berry yine de şu vurguyu yapmanın önemli olduğunu ifade ediyor:

“Aşırı işlenmiş gıdaları daha fazla tüketen kişilerin kanser, kardiyovasküler hastalık, yüksek tansiyon, obezite veya tip 2 diyabet gibi daha yüksek sağlık sorunlarına sahip olduğunu gösteren çok net gözlemsel veriler var.”

'OLMAYAN BİR ŞEYİ ÜRETMEYE ÇALIŞIRSANIZ...'

İngiliz Diyetisyenler Derneği'nin Londra şubesi başkanı ve diyetisyen Sophie Medlin ise işlenmiş gıdalara ilişkin şunu söylüyor:

“Olmayan bir şeyi taklit ederek üretmeye ne kadar çok çalışırsanız, o kadar fazla işlemden geçmesi gerekecek.”

Doğal yapısı çıkarılmış yiyeceklerin, vücudun enfeksiyona karşı savunma tepkisi olan iltihaba neden olması UPF'lerin neden zararlı olduklarına ilişkin teorilerin en güçlülerinden biri. Pek çok araştırma UPF ile iltihaplanma arasında ilişki kurarken Dr. Berry, “Bunlar bizi tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalık ve hatta kanser gibi kronik hastalıklara yatkın hale getiriyor” ifadelerini kullanıyor.

Dr. Berry daha efektif bir etiketleme sistemiyle tüketicilerin satın almadan önce gıdaların ne kadar işlenmiş olduklarını görebileceklerini aktarıyor ancak asıl değişikliğin bu şartlarda bireysel olarak yapılmasının çok daha mümkün olduğunun da altını çiziyor.

*The Guardian, The Nature, The Washington Post, Medical News Today, Yahoo

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber