Türkiye’de astım hastalarının sayısı her geçen gün artıyor

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünyada yaklaşık 300 milyon insan astım hastası. Türkiye'de ise vaka sayıları günden güne artıyor. Uzmanlar, pasif içiciliğin astım üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor.

Son Güncelleme:

Prof. Dr. Nurhan Köksal, 7 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla, ülkemizde ve dünyadaki astım vakalarına dikkat çekti. 

Astımın tanımını yapan Prof. Dr. Köksali “Astım, solunum yollarının kronik inflamatuar hastalığıdır. Bu hastalık, hava yolları ve bronşlarda enflamasyona (iltihaplanma), ödeme ve bronşların daralmasına neden olur. Bu da nefes almayı zorlaştırarak nefes darlığı, öksürük, göğüs sıkışması ve hırıltı –hışıltılı soluma gibi semptomlara yol açabilir. Astım dünyada oldukça yaygın bir hastalıktır ve her yaştan insanı etkileyebilir” diye konuştu.

“YAKLAŞIK 300 MİLYON KİŞİ ASTIM HASTASI”

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, yaklaşık 300 milyon insanın astım hastası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Köksal, “Türkiye'de de astım sıklığı giderek artmaktadır. Ülkemizde yaklaşık olarak yetişkinlerin yüzde 5-10'u ve çocukların ise yüzde 10-15'i astım ile yaşamlarını sürdürmektedirler” şeklinde konuştu.

“PASİF İÇİCİLİK ASTIM RİSKİNİ ARTIRIYOR”

Astımın belirli risk faktörlerine değinen Prof. Dr. Köksal, “Genetik yatkınlık önemli bir faktördür. Ayrıca çevresel faktörler, hava kirliliği, sigara dumanı, pasif sigara içiciliği, alerjenler (toz akarları, polenler, küf mantarları vb.), solunum yolu enfeksiyonları ve bazı mesleklerde maruz kalınan bazı maddeler astım riskini artırabilir. Astımın tanısı genellikle semptomların ve solunum testlerinin bir kombinasyonuna dayanır. Göğüs hastalıkları uzmanları hastanın tıbbi geçmişini ve semptomlarını değerlendirirler, fizik muayene ve solunum fonksiyon testleri (spirometri gibi) yapabilirler. Ayrıca, alerji testleri de astımın belirli tetikleyicilerini tespit etmede yardımcı olabilir” dedi.

“ASTIM TEDAVİSİNDE TETİKLEYİCİ FAKTÖRLERDEN KAÇINILMALI”

Tedavi yollarından bahseden Prof. Dr. Köksal, “Astımın tedavisi genellikle iki ana kategoride yapılır. Önleyici tedavi ve semptomları kontrol altında tutmak için bronkodilatör tedavi. Önleyici (antienflamatuar) tedavi genellikle düzenli olarak alınan inhaler kortikosteroid ilaçlarını içerir ve astım semptomlarını kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Bronkodilatör tedavi ise semptomlar ani bir şekilde kötüleştiğinde kullanılan ilaçlardır ve düzenli kullanılması önerilmez. Astımın tedavisinde hasta eğitimi, tetikleyici faktörlerden kaçınma ve düzenli göğüs hastalıkları doktor kontrolleri gibi önlemler de tedavinin önemli bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber