Mamografi meme kanseri mi yapıyor?

Türk Radyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şebnem Örgüç, "Ömür boyunca tarama programına katılan bir kadında mamografi kaynaklı radyasyondan kanser oluşma oranı istatistiksel olarak 10 bin-100 binde 1 kadar hesaplanmaktadır" dedi.

Son Güncelleme:

Türk Radyoloji Derneği (TRD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şebnem Örgüç, yaptığı yazılı açıklamada, dünyada her 8 kadından birinde görülen meme kanserinin her yıl 500 binden fazla kadının ölümüne neden olduğunu ifade etti.

Türkiye'deki meme kanseri verilerinin Avrupa ülkeleriyle benzerlik gösterdiğine işaret eden Örgüç, ülkenin genç nüfuslu olması nedeniyle meme kanserinin genç yaşta daha yüksek oranlarda görüldüğünü kaydetti.

Kaynakları kısıtlı az gelişmiş ülkelerde hastalık ileri evrelerde teşhis edilebildiği için tanı konulduktan 5 yıl sonra hastaların yüzde 10-40'ının hayatta kalabildiğini aktaran Örgüç, erken tanı olanaklarının olduğu ve temel tıbbi tedaviye ulaşılan ülkelerde ise hayatta kalma oranının yüzde 80'in üzerine çıktığına dikkati çekti.

Prof. Dr. Örgüç, taramanın ise meme kanserine ait hiçbir bulgu taşımayan kadınların, kanser ve müdahale edilmediği takdirde zamanla kansere dönüşecek öncü bulgular yönünden sistemli bir testten geçirilmesi olduğunu anlatarak, meme kanserini erken saptadığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış tek testin mamografi olduğunu belirtti.

"TÜRK TIBBİ GELİŞMİŞ ÜLKELERİN STANDARTLARINA SAHİP"


Mamografi karşıtlarının en büyük söylemlerinden birinin, X-ışını kullanılan bir yöntem olması nedeniyle radyasyonun istenmeyen etkileri olduğuna işaret eden Örgüç, şunları kaydetti:

"Tıp literatüründe mamografi nedeniyle meme kanseri olduğu kanıtlanan bir vaka yoktur. Ancak ömür boyunca tarama programına katılan bir kadında mamografi kaynaklı radyasyondan kanser oluşma oranı istatistiksel olarak 10 bin-100 binde 1 kadar hesaplanmaktadır. Bu doğal kaynaklardan alınan radyasyon kökenli kanserler ile benzer ve faydalı etkileri yanında önemsenmeyecek bir orandadır. İkinci söylem ise kanser benzeri belirtilerin neden olduğu gereksiz işlemler ve tetkik sürecinde yaşanan kaygıdır. Doğru yürütülen tanı süreçleri ile bu endişe en aza indirilmektedir. Türk tıbbı, üst düzeyde eğitilmiş sağlık personeli, modern donanım altyapısı ile gelişmiş ülkelerin standartlarına sahiptir. Gelişmeleri yakından takip eden hekimlerimiz kadınlarımızla el ele birinci sınıf sağlık hizmeti üreterek meme kanserine karşı verilen savaşta galip geleceklerdir." AA

Sonraki Haber