Lösemi hastalarının yüzde 85'i iyileşiyor!

Çocukluk çağı kanserleri arasında ilk sırada yer alan akut lösemide yüz güldürücü sonuçlar alındığını söyleyen Prof. Dr. Del Castello, "Ülkemizde de bu konuda farkındalık artırılmalı ve acıma, umutsuzluk duygusunun oluşmasına izin verilmemeli" dedi.

Son Güncelleme:

Çocukluk çağı kanserlerinde lösemi ilk sırada yer alıyor. Uzmanlar yetişkinlerde kronik lösemiye daha sık rastlandığını belirterek çocuklarda görülen lösemi türünün genellikle akut lösemi olduğuna ve kronik lösemiye bu dönemde daha nadir rastlanıldığına dikkat çekiyor. Lösemiyle mücadelede en önemli kriterin doğru bilgilerle farkındalığın artması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Buket Erer Del Castello, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

"LÖSEMİ KALITSAL BİR HASTALIK DEĞİL"

Prof. Dr. Buket Erer Del Castello, löseminin tek bir nedeni bulunmadığını, ancak bazı faktörlerin hastalığın gelişmesinde yardımcı olabildiğini belirtti. Özellikle kimyasal toksik maddelerden, iyonize radyasyondan uzak durmak gerektiğini söyleyen Del Castello, "Lösemi kalıtsal bir hastalık değildir. Bu nedenle ebeveynlerde hastalığın olması çocuklarda da görüleceği anlamına gelmez. Ancak bazı kalıtsal hastalıklarda lösemi görülme sıklığı artabiliyor'' dedi.

LÖSEMİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Akut löseminin genellikle hızlı gelişen bir tablo ile ortaya çıktığını dile getiren Prof. Dr. Buket Erer Del Castello, şunları söyledi: "Kemik iliğini istila eden lösemi (tümör) hücreleri kemik iliğini ve içindeki hücreleri çalışamaz hale getiriyor. Kemik iliğindeki bizi enfeksiyonlardan koruyan beyaz kan hücreleri yanı sıra kırmızı kan hücreleri de üretilemiyor. Sonuç olarak gelişmeye başlayan kansızlık nedeni ile çocuk iştahsız olur, rengi soluklaşır, çabuk yorulur ve halsiz olur. Ardından vücut koruyucu asker hücreleri dediğimiz lökositler üretilemediği için ateş ve enfeksiyon görülür. Bununla birlikte kanamayı durdurucu kan pulcukları (trombositler) azaldığı ve yapılamadığı için vücutta minik kırmızı döküntüler çıkar ve bazen 'ekimoz' adı verilen geniş koyu renkli morluklar ortaya çıkar. Daha çok boyunda olmak lenf bezlerinde ağrısız şişmeler görülebilir."

Ancak her ateşin yükselmesi veya boynun iki yanında lenf bezlerinin büyümesi ya da vücutta döküntüler çıkmasının lösemi hastalığını desteklemediğine dikkat çeken Prof. Dr. Del Castello, "Birçok viral enfeksiyonda boyundaki lenf bezleri şişebilir, ateş ve halsizlik gelişebilir. Dolayısıyla aileler hemen 'lösemi' düşünerek korkuya ve paniğe kapılmamalı. Diğer önemli bulgular ise çocukta kemik ağrıları ve ayağıyla yere basamama olup bu durum büyüme çağındaki kemik ağrılarıyla karıştırılabileceği için dikkatli olmak gerekir" diye konuştu.

Prof. Dr. Buket Erer Del Castello, "Lösemi her yaşta görülmekle birlikte çocukluk çağında 2 ila 5 yaş arasında daha sık görülüyor. Tanı için şüphe duyulan hastalarla ise tam kan tablosuna bakılıyor" dedi ve şunları ekledi:

"Ancak lösemi kemik iliğinden kaynaklanan bir kanser olduğundan kesin tanının kemik iliğinin patoloji, genetik ve akan hücre ölçer laboratuvarlarında incelenmesi ile konulabilir. Bu sayede çocuğun akut löseminin alt türleri olan akut myeloblastik veya akut lenfoblastik olup olmadığı tespit edilir. Ayrıca ileri teknik yöntemlerle moleküler düzeyde tümör hücresinin kimliği okuyarak hastanın risk grubunu belirliyoruz. Risk sınıflandırması hastaya başlanacak tedavinin seçiminde belirleyici olması açısından çok önemlidir."

ÇOCUKLAR TEDAVİYE İYİ YANIT VERİYOR! 

 Çocukluk çağındaki löseminin tedavisinin kemoterapi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Buket Erer Del, tedavi yaklaşımıyla ilgili şu bilgileri verdi: "Hastalığın başlangıcında 'Remisyon İndüksiyon Tedavisi' yani hücum tedavisi uygulanır. Bu dönem 4-8 haftalık bir tedavidir ve mutlaka hastanede yatırılarak yapılmalıdır. Sonraki süreç pekiştirme tedavisidir ve biraz hastanede biraz evde geçer. Sonrasında da idame tedavisi evden hastaneye gelip giderek yapılır. Çocuk tedaviye yanıt verir, iyileşmeye başlar ancak biz hastalığı moleküler düzeyde takip ederiz. Çünkü minimal düzeyde bir hastalık kalması bizim için bir alarm sinyalidir." 


"GÜNÜMÜZDE TEDAVİLER YÜZ GÜLDÜRÜCÜ"

Tanıyla birlikte hastalığın tedavi sürecinde hem çocuk hem de ebeveynleri için uzun soluklu ve zor bir süreç başladığını ancak bu süreci atlatabilmek için güçlü olmak gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Buket Erer Del Castello, "Evet bu durum aile için bir travma olabilir. Ancak günümüzde lösemi tedavilerinden elde edilen sonuçların oldukça yüz güldürücü olduğu unutulmamalı" dedi.

STANDART RİSK GRUBUNDAKİ HASTALARIN YÜZDE 85'İ İYİLEŞİYOR 

Lösemili hastalara hemen kök hücre uygulanmadığını bu konuda yanlış bir kanı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Buket Erer Del Castello, şu bilgileri verdi: "Akut Lenfoblastik Lösemide standart risk grubundaki çocuk hastaların yüzde 85'i sadece kemoterapi ile iyileşir. Kök hücre nakli ancak yüksek risk grubuna giren hastalara uygulanabilir. Dolayısıyla her çocukluk çağı lösemisinin çaresi kök hücre nakli değildir. Kök hücre naklinde bahsedilen hücreler kemik iliğinde üretilen Hematopoietik (Kan Oluşturan) kök Hücrelerdir. Kök hücre naklinde anne ve babadan geçen aynı genetik mirası paylaşan kardeş en ideal kök hücre donörüdür. Bunu 'doku tipi uyumlu kardeş' orak da tanımlıyoruz. Günümüzde uyumlu kardeşi olmayan hastalarımıza aile içinden ya da akrabadışı gönüllü-uyumlu vericilerden kök hücre nakli yapıyoruz."

"HER SAĞLIKLI BİREYİ KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI OLMAYA DAVET EDİYORUM''

"Her sağlıklı bireyi kök hücre bağışçısı olmaya davet ediyorum'' diyen Prof. Dr. Buket Erer Del Castello, "Ne kadar çok sayıda donör olursa, aile içinde vericisi olmayan hastalarımızın nakil olma ve iyileşme şansı o kadar artacaktır. Son mesajım lösemi tanısı almış çocuklarımızın ailelerine ''Lütfen lösemi karşısında paniğe kapılmayın, ve unutmayın günümüzde kemoterapi ile tedavi başarısı yüksek bir hastalıktır, bu uzun ve zor süreçte hep yanlarındayız, bize güvensinler" şeklinde konuştu. DHA

Sonraki Haber