Anne baba olmanın hayalini kuranlar için tüp bebek tedavisinde yeni dönem: Yapay zeka
Anne baba olmak isteyenlerin başvurduğu tedavi yöntemlerinden biri olan tüp bebekte yapay zeka teknolojisi kullanılmaya başlandı. Uzmanlar, ileri teknolojinin başarı oranını artırdığına dikkat çekerek, merak edilen detayları paylaştı.
Yapılan araştırmalardan elde edilen verilere göre dünyada her yıl 2,5 milyondan fazla tüp bebek tedavisi uygulanıyor. Gelişen teknoloji ile hem başarı oranlarının arttığını, hem de toplumun tüp bebek prosedürleri hakkında daha fazla farkındalık kazandığını belirten Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Hakan Özörnek, Yapay zeka teknolojisinin tüp bebek tedavisinde de kullanıldığına ve tüp bebek tedavisinde 10 ila 20 yılda yüzde 100 başarı hedefine ulaşılabileceğine dikkat çekti.
TÜP BEBEKTE YAPAY ZEKA DÖNEMİ BAŞLADI
Dr. Özörnek, “Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte tüp bebek tedavisindeki başarı oranı da artıyor. Bunun başında elbette son dönemde pek çok alanda uygulanan yapay zeka (YZ) teknolojisi geliyor. Tüp bebek tedavisinde YZ, sperm ve embriyo seçimi, gebelik olasılıklarını tahmin etme ve tedavi süreçlerinin optimize edilmesi gibi alanlarda kullanılıyor. Tedavi sırasında ideal dozun belirlenmesi, yumurta çatlatma zamanının tespiti konularında değerlendiriliyor" diye konuştu.
Tüp bebek tedavisinin yöntemlerine dair bilgi veren Dr. Özörnek, “Menapoza girmiş, yumurtası kalmamış kadınlar veya sperm üretimi olmayan erkekler için günümüzde donasyon veya evlat edinme seçenekleri dışında pek bir seçenek bulunmuyor. Vücut hücrelerinden yumurta veya sperm elde edilmesi ile kişilerin genetik olarak kendilerine ait çocuklarının olması gelecekte mümkün olacak. Özellikle Japonya'da hayvanlarla uzun yıllardır yapılan deneyler, en azından şimdilik sperm elde edilmesinde yüz güldürücü sonuçlara ulaşılmasını sağladı. Yakın bir gelecekte insana da uygulanabilecek bu yöntemler, döl hücreleri olmayan çiftlerin de anne baba olmalarına olanak tanıyacak" ifadelerini kullandı.
“HASTALAR, YÜKSEK MALİYETLERDEN KURTULACAK"
Son 40 yıl içinde tüp bebek tedavisi ile ilgili ilaç sektöründe büyük ilerlemeler kaydedildiğine de dikkat çeken Dr. Özörnek, “Etkili ilaçlar sayesinde, tedavi süresi kısalırken enjekte edilen ilaç sayısı da düşmeye başladı. Kas içi enjeksiyonlar, yerini hastaların kendilerinin uygulayabildiği cilt altı enjeksiyonlara bıraktı. Sektörün yeni hedefi, ağızdan alınan ilaçlar sayesinde hastalarımızı enjeksiyon külfetinden tamamen kurtarmak. Bu sayede, hastaların tedaviye uyumu kolaylaşacağı gibi ilaç maliyetleri de azaltılacak" dedi.
Anne adayına yerleştirilen embriyoların kromozomlarını sayısal olarak uzunca bir süredir incelediklerini aktaran Dr. Özörnek, "Yine ailede olan kalıtsal bir hastalığı da tespit etmemiz mümkün. Nitekim, kromozomların yapısal anomalileri de günümüzde taranabilmekte. Bir sonraki basamak olarak embriyoların gelecekte karşılaşabilecekleri kronik hastalıkların tanınabilmesi üzerine çalışılıyor. Böylece, diabet, parkinson, alzheimer gibi hastalıkların yanı sıra bazı kanser türlerini de tanıyarak en sağlıklı yaşam sürecek embriyoyu tespit etmek yakın bir gelecekte mümkün olacak. Hastalıklardan arındırılmış bebekler sayesinde, gelecek neslin çok daha uzun bir hayat süreceğini öngörmek çok da yanlış olmayacaktır" diye konuştu.
“10 İLE 20 YILDA YÜZDE 100 BAŞARI HEDEFİNE ULAŞILACAK
Tüp bebek tedavisinde hedefin daima yüzde 100 başarı olduğunun altını çizen Dr. Özörnek, “Her bir hastamızın ilk tedavide evine bebeğiyle dönmesini istiyoruz. Yumurta, sperm, embriyo gelişimi ve rahim embriyo arasındaki iletişimi çözdüğümüz gün yüzde 100 gebelik şansından da bahsedebileceğiz. Bu hedefe ulaşmak için her yıl binlerce çalışma yapılıyor. Tüp bebek tedavisi uygulamaya başladığım bundan 30 yıl önce yüzde 20 gebelik oranından bahsediyorduk. Şu anda bu oran yüzde 60 ila 70'lere ulaştı. En azından bir grup hasta için yüzde 100 hedefine önümüzdeki 10 ila 20 yılda ulaşmak mümkün görünüyor" ifadelerini kullandı.
"TÜP BEBEK TEDAVİSİNİN BÜYÜK KISMI ARTIK EVDE YAPILABİLİYOR"
Dr. Hakan Özörnek, tüp bebek tedavilerinin, artık evde bile yapılabildiğini, hastaları daha kolay bir sürecin beklediğini iletti. Dr. Özörnek, "Hastalar evlerinden bağlanarak doktorlarıyla birebir görüşüyor, tahlil ve filmleri hakkında sorular soruyor ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi alıyor. Son yıllarda geliştirilen ve hastanın evde kendi başına ultrason yapabilmesini sağlayan sistemler ve evde yapılabilen hormon testleri sayesinde artık hastalar tedavi sürecinin büyük bölümünde kliniklere gelmeden tamamlayabiliyor. Bu da süreci konforlu tedavilere dönüştürüyor" dedi.