Gönül Yazar'dan Rüzgar Mağden itirafı! 'Bana psikolojik şiddet uyguluyor'
Ses sanatçısı Gönül Yazar, namı diğer 'Taş Bebek', 21 yıldır sahneden ve ekranlardan uzaktı. Bu süreci evinde geçirdiğini belirten Yazar, bir gazeteye verdiği röportajda samimi açıklamalarda bulundu.
Gönül Yazar'ın Posta Gazetesi'nden Oya Çınar'a verdiği röportajın öne çıkan başlıkları şöyle...
21 yıl aradan sonra Müjdat Gezen'in sahneye koyduğu 'Pera Müzikali' ile tiyatro sahnesindesiniz…
Müjdat Gezen'i çok severim. Hocaların hocasıdır. Bir kuruş da para almıyorum. Ama onu kıramazdım. Çok güzel bir müzikli oyun sahneliyoruz. Bunca yıl beklediğime değmiş. İçime çok sinen bir projenin içindeyim.
Neden çektiniz kendinizi?
Çünkü küstüm. Gönül Yazar gibi repertuvarında bin şarkı olan bir değeri küstürdüler. Ben Türk Musikisi'nde çok iyi yetişmiş bir sanatçıyım. Gitsinler hocalarıma sorsunlar. 3.Selim'den de eser okurum, Hacı Arif'ten de. Böyle bir değeri küstürdüler.
Neden?
Menajerim vefat edince uzun süre kafama göre birini bulamadım. Sonra bir çalgıcı buldum. Bakın müzisyen demiyorum, bir çalgıcı. Buna inandım, ne bileyim! Yıllarca beni kandırmış. Karşı taraftan 20 lira alıyorsa bana beş lirasını veriyormuş. Bunu da bana bir dostumuzun cenazesinde Metin Bükey söyledi.
Ne yaptınız peki?
Ne yapacağım! Mahvoldum, çok üzüldüm. Televizyon programlarından çok sıkılmıştım zaten. Ne zaman bir programa gitsem tek konu benim kaç kocam olduğu, kaç yaşına bastığım oluyordu. Yahu bu mudur koskoca Gönül Yazar'a reva gördüğünüz davranış şekli?
Para sıkıntısı çekmediniz mi hiç?
Durumum iyiydi. Levent'te bir villada yaşıyordum. Evin içinde beş kişi, dışında üç kişi çalışıyordu. Ütümü yapanım ayrı, yemeğimi hazırlayanım ayrı, sıcak su havuzum ayrı, şok havuzum ayrıydı. Sonra başka eve taşınıp orayı kiraya verdim. 10 yıl da oranın kirasıyla çok güzel yaşadım.
Sonra sattınız sanırım o evi?
Satmak zorunda kaldım çünkü oturan kişi kirasını ödememeye başladı. "Bununla mı uğraşacağım?" dedim. Şahan Gökbakar aldı evi. Çok ucuza gitti. Anlatamam ne kadar ucuza gittiğini. Ama yapacak bir şey yoktu. Şimdi de gayet iyi durumdayım. İki arabam var. Boğaz'ı gören bir evim var.
"MAGAZİN BANA TAKTI"
Magazin size daha mı acımasız davranıyor?
Evet, evet, evet! Diyorum işte sana, taktılar bunlar bana! Herkes herkesle orada burada düşüp kalkarken ben imza atıp namusumla evleniyordum. Aile olayım, çoluk çocuğa karışayım diye. Çünkü benim anne ve babam ben altı yaşındayken ayrıldılar. Onun bir acısı vardı bende zaten.
Sizce evlilikleriniz neden yürümedi?
Vallahi hepsi çok iyi insanlardı. Mükemmel insanlarla evlendim ben. Çok iyi ailelere gelin oldum. Ama kısmet öyleymiş. Ne aşk bitti ne de kandırdılar beni! Hepsine minnet duyuyorum. Beni hiç aldatmadılar.
Rüzgar Mağden'in sizden küçük olması üzerine çok konuşuluyor…
Bunu anlatmaya çalışıyorum işte. Çocuk değil ki birlikte olduğum insan. Beyefendi bu hayatta yarım asrı devirmiş. 50 küsur yaşında. Ben çoluk çocukla, bir üniversite talebesiyle beraber değilim ki! Görüyorsunuz saçını sakalını, bembeyaz olmuş.
Siz mutluysanız, neden bu kadar etkileniyorsunuz?
İster istemez etkileniyorum. Herkes senin gibi düşünmüyor. Hemen yargılamaya kalkıyorlar. Ben mutluysam, kafaca ve ruhen anlaşıyorsam sırf benden küçük diye niye mutlu olmayayım! 21 yıldır bekarım. Önüme gelenle birlikte olan bir insan değilim ki. Daha önce hayatıma giren her erkek de ancak imza atıp evleniyordu benimle.
Sizinle birlikte olmanın tek yolu evlenmek miydi o zaman?
Ben onlara "Beni almazsanız sizinle olmam" demiyordum ama biz daha iki lokma yemek yerken adamlar evlenme teklifi ediyordu.
Peki, 21 yıl boyunca neden kimseyi almadınız hayatınıza?
Beğenmedim kimseyi. Ben entelektüel birini istiyordum. Bir de Allah günah yazmasın, çirkin adam sevmem.
Rüzgar Bey'i entelektüel ve yakışıklı mı buldunuz?
Her gün gazete okumayan, dünyada ne olup bittiğine bakmayan adam istemem. Baktım, bu adam benim bildiklerimi biliyor. E güzel de adam. Biz "Hollywood'da hangi sene, kim, hangi filmi çekmiş?" Bunları konuşuyorduk. Bunlar da hoşuma gidiyordu.
Mutlu musunuz şu an?
Birtakım yazılar çıktı biliyorsunuz. Rüzgar Bey'in başka bir hanımla geçmişte yaptığı bir takım yazışmalar… Açıklaması da "Ben erkeğim ve o zaman bekardım, sen hayatımda yoktun" oldu. Ama tek konumuz bu değil. Kendisi 'takık' bir insan. Her şeye takıyor. Evdeki yardımcılarıma taktı. Pembe Hanım evden gitsin istiyor. Bu akşam gidecek.
İyi de neden?
Bir açıklaması yok. Zaten telefonum onun elinde. İstediğini siliyor, engelliyor. Güya Pembe Hanım dolduruyormuş beni. Niye doldursun ki! Ona da çok nazik davranıyor. Orada bile ayrılıyoruz bakın. Ben ot yiyorum, o et yiyor. Ama Pembe Hanım ona da çok güzel et yemekleri yapıyordu.
Bunlar normal mi sizce?
Değil ama ne yapayım. "Yazmasınlar sana, istemiyorum" diyor. Ben de "İyi birini buldum, bari kaybetmeyeyim" diye boynumu büküyorum.
Beraberken nasıl vakit geçiriyorsunuz peki?
Başlarda çok güzel sohbetlerimiz oluyordu. Sonra değişti. Evimiz ayrı zaten. Onun kedileri var. Kumlarını değiştirmeye gidiyor, ev çok uzak olduğu için de dönemiyor. Yardımcım Pembe "Getirin kedilere, ben bakarım" dedi ama istemiyor. Kimseye emanet edemezmiş. Zaten odalarımız da ayrı bizim. Uyurken de ayrı uyuyoruz.
"PSİKOLOJİK ŞİDDETİN FARKINDAYIM AMA RÜZGAR'I KAYBETMEK İSTEMİYORUM"
Sizce değeriniz biliniyor mu?
Başta biliyordu ama son bir buçuk aydır yüksek sesle konuşmaya, bağırmaya, beni azarlamaya başladı. Ben teknoloji özürlüyüm, telefonu iyi kullanamıyorum. Aramalarımı yapıyorum. Whatsapp'a da giriyorum ama çok hakim değilim. Bir şey gösteriyor, yapamazsam sinirlenip bağırıyor. Benim kafam nelere basıyor, şu telefona da basmayıversin ya! Her şeyi bilen kadın telefonu bilmese ne yazar, yazsa yazsa Gönül Yazar!
Bu maruz kaldığınız psikolojik şiddet, farkında mısınız?
Farkındayım. Ama ne bileyim, bunca yıl sonra kafama göre birini buldum, aşkı buldum, kaybetmeyeyim diyorum.