Daniel Craig'e veda 'Yeni Bond kim olacak?' sorusuna tekrar merhaba!

James Bond serisinin 25. filmi No Time to Die (Ölmek için zaman yok) vizyonda. Daniel Craig son kez Bond olarak karşımızda. 'Yerine kim gelecek?' sorusu tekrar gündemde. Yeni Bond olmaya en yakın aday hangisi?

Son Güncelleme:

Bu kez gerçekten son kez Daniel Craig’i James Bond olarak izliyoruz. Ölmek İçin Zaman Yok, Covid dolayısıyla ertelediği vizyon tarihini 30 Eylül 2021 olarak belirledi. İlk izlenimlere göre filmin eleştirmenlerden hatırı sayılır bir not aldığını söylemek yanlış olmaz. Ian Fleming’in efsane eseri yine sinemaya kült bir eser vermişe benziyor.

Öncelikle şunu söyleyelim; film 163 dakika! Serinin 25. filminin müziği Billie Eilish’e emanet edilmiş. Aslına bakarsanız filmin konusu bu yazının ana hikayesi değil ama değinmemek olmaz. Bond artık emekli olmuş ve Jamaika’daki hayatının tadını çıkarmaktadır. CIA’den eski dostu Felix Leiter kendisinden yardım istemesiyle bu emeklilik bir anda son bulur. Bond kaçırılan bir bilim insanına yardımı kabul eder. Yeni teknolojilerle silahlanmış yeni bir kötü adamın peşine düşer.

YÜZDE 20'SİNDE CRAIG OYNADI

Peki yeni Bond kim olacak? Aslında bizim biraz da merak ettiğimiz bu. Bond filmlerinin hemen hemen yüzde yirmisinde Daniel Craig’in oynadığı var sayılırsa sorunun önemi daha bir ortaya çıkıyor.

Yıllardır yeni Bond’un kim olacağı konusunda pek çok dedikodu var. Ortada dolaşan isimleri sayalım: İdris Elba, Tom Hardy, Rege-Jean Page, Richard Madden, Tom Hiddleston, John Boyega, Henry Cavill, Cillian Murphy. Aslına bakarsanız liste uzayıp gidiyor ama biz burada bırakalım. Hatta bir dönem Lashana Lynch’in de yeni Bond olabileceği ve 007’nin yerini bir kadının dolduracağı söylentileri ortaya çıkmıştı.

Bu adaylar arasında aslında en fazla sivrilen isim Luther’daki inanılmaz polisiye performansı ile gönüllere taht kuran İdris Elba olmuştu. Elba, Hollywood’un jönleri arasında ilk beşte sayılmasa da hatırı sayılır yeri olan bir ünlü. 2018 yılında attığı bir tweet sıradaki Bond’un o olabileceğini düşündürtmüştü: Adım Elba, İdris Elba.

 İdris Elba’nın aynı zamanda Daniel Craig gibi bir İngiliz olduğunu da anımsatmak gerek. Craig aynı zamanda Bond filmlerine yapımcı olarak da para koyuyordu.

Elba, BBC yapımı The Luther'da oynadığı Dedektif Luther rolü ile polisiye türüne yakın olduğunu göstermişti. Fotoğraf: BBC

Peki Tom Hardy? Aslına bakarsanız Hardy’nin oyunculuk kariyerinin Elba’dan bir tık yukarıda olduğu söylenebilir. Mad Max ve The Revenant gibi Oscar’lık yapımlarda boy gösterdi. Nolan’ın Batman üçlemesinde kendine yer buldu. Derin karakter oyunculuğu sergilemesi gereken işlerin üzerinden (The Legend gibi) kalkmasın bildi.

Tom Hardy yeni Bond adaylarından. Fotoğraf: Shutterstock

Tom Holland, Hollywood’un yeni yetmelerinden olsa da hali hazırda Spiderman gibi büyük bir yapım ona emanet edildi. Holland Variety’ye verdiği bir mülakatta, “Bir İngiliz olarak James Bond’u oynamak isterim. Ayrıca takım elbisenin içinde çok iyi gözüküyorum” demişti.

"Bu çocuktan James Bond olur mu?" demeyin, Hollywood'da neler olmadı ki... Fotoğraf: Shutterstock

BOYDGUARD'DAN BOND OLUR MU?

Bond’a yakıştırılan bir başka ünlü ise Netflix’in The Bodyguard’ındaki epik performansı ile Richard Madden oldu. Halihazırda soğukkanlı bir İngiliz polisini canlandırabileceğini kanıtlayan Madden’a, Bond’u oynamak isteyip istemediğini sorulduğunda “Eğer iyi bir film olacaksa, enteresan bir bölümü varsa, dinamik bir Bond’u oynamak neden olmasın” diyecekti.

Richard Madden, Netflix yapımı The Bodyguard dizisinde beğeni toplamıştı. Fotoğraf: Netflix

BİR BOND NASIL SEÇİLİR?

Peki Hollywood, bir Bond karakterini seçerken neye bakıyor. Pierce Brosnan’dan Sean Connery’e kadar bir düşünelim. Karakterlerin hepsi beyaz, erkek ve yakışıklı isimler. Oyuncuları genellikle Britanya veya eski sömürgesi olan ülkelerden seçiliyor. Filmlerin konusu ve aktörler değişse de Bond’un çapkınlığı değişmiyor.

Sean Connery'nin oynadığı (1963 yapımı) From Russia With Love'un önemli bir kısmı İstanbul'da geçiyordu. Fotoğraf: Shutterstock

Bond’un yaratıcısı Ian Fleming, eseri beyaz perdeye yansıtılacağı zaman Sean Connery’i çok yakışıklı, çekici ve yazdığı Bond kadar rafine olmayan biri olarak görmüştü. Onun aklında daha ‘sade’ görünümlü biri vardı. Connery, filme öyle bir gişe getirdi ki daha sonra Fleming bile Bond romanlarını filmdeki imgeler üzerine yazmaya başladı. Connery altı James Bond filmi çekti. Bu filmlerin toplam hasılatı bir milyar doları aştı.

Kaynaklar: Vouge, The Telegraph, The Take, Haberglobal.com.tr

Sonraki Haber