"Game of Thrones"dan "Fleabag"e: 2019'u arkamızda bırakırken

Dizi dünyası, hareketli bir yılı geride bırakıyor. 2019'da onlarca önemli yapım izleyiciyle buluştu, serüvenini tamamlayanlar, bittiklerine üzüldüklerimiz oldu. Başlayanlardan bitenlere, tartışmalardan ödüllere 2019'un panoramasıyla karşınızdayız...

Son Güncelleme:

Öncelikle, gelecek dönemde sektörün ana eksenini oluşturacak, hatta şimdiden oluşturma başlayan yayın platformu savaşlarıyla başlayalım.  

Rekabetin kendini iyiden iyiye gösterdiği 2019'un sonlarına doğru iki dev aktör katıldı kavgaya. Apple TV Plus 1 Kasım'da, Disney Plus ise 12 Kasım'da açıldı ve kısa sürede özellikle Disney Plus, pastadan hiç de azımsanmayacak bir parça koparmayı başardı. Netflix'ten 1 milyon abone kaptı bile Disney Plus. Platformun abone sayısı, kasım sonu itibarıyla 24 milyona ulaşmış durumda... 

DİJİTAL PLATFORM REKABETİ TAM GAZ 

Portföyünde dev bir arşiv bulunan, Marvel filmlerinin yanı sıra, Yıldız Savaşları serisinden Pixar filmlerine, The Mandalorian dahil iddialı yapımlara sahip Disney grubunun bu çıkışını önümüzdeki günlerde daha belirgin hale getirmesi bekleniyor. 

Netflix halen çok güçlü ama Disney Plus ile birlikte Apple TV Plus ve mayısta yayına başlayacak WarnerMedia'nın sahibi olduğu HBO'nun dijital platformu HBO Max'ın da katılımıyla rekabetin iyiden iyiye kızışması, yakın dönemde Netflix'ten daha hızlı çıkışların görülmesi olası. 

Üstelik Amazon Prime, YouTube ve Hulu servislerini de bu denkleme eklemek gerekiyor, belirtelim...

Savaş devam ederken yıl boyunca sıklıkla konuşulan, pek beğenilen dizilere bakalım birlikte dilerseniz:  

YENİ DİZİLER, YENİ YÜZLER  

OCAK  

Sex Education, yılın en iyilerindendi...

Yayın sırasına göre gitmek gerekirse; Sex Education'ı Ocak 2019'un en ilgi çekici işlerinden biri olarak listeye yazabiliriz. The X-Files'ın yıldızı Gillian Anderson, bugüne kadar canlandırdıklardan çok farklı bir rolde izleyici karşısındaydı. Britanyalı aktris, asosyal oğlu Otis (Asa Butterfield) ve onun tuhaf arkadaşlarına yol gösteren seks terapistini canlandırıyor komedi-dramada. 2. sezonun yeni yılın ilk günlerinde, hadi spesifik tarih verelim 17 Ocak'ta yayınlanacağını belirtelim. 


Mahershala Ali (sağda), True Detective'deki rolüyle çok beğenildi...

Belki yeni bir dizi değildi ama her sezonda kadro değiştiği için biz yeni sayalım yine de... True Detective'den söz ediyoruz. Matthew McConaughey ve Woody Harrelson'lı ilk sezonu çok beğenilmiş, Colin Farrell, Rachel McAdams ve Vince Vaughn'lı 2. sezonuysa aynı etkiyi yapmamıştı. Nic Pizzolatto'nun yarattığı True Detective, 3,5 yıl sonra, son dönemin en iyi oyuncularından Mahershala Ali ile döndü ve çok beğenildi.  

ŞUBAT  

Şubat, malum 28 gün çekiyor ama diziler söz konusu olduğunda hiç de fena değildi bu kısa ay. Şubatın en çok konuşulanları iki Netflix yapımı; Russian Doll ile The Umbrella Academy'si ve DC Comics'in yayın platformu DC Universe'in Doom Patrol'u oldu. Aynı adlı çizgi romandan uyarlanan Doom Patrol, çılgın bilim insanı Dr. Niles Caulder (The Chief) liderliğinde DC'nin en sevilen dışlanmış süper kahramanları Robotman, Negative Man, Elasti-Girl ve Crazy Jane'in öyküsünü anlatıyordu.. 


Miracle Workers'ı da bu listeye ekleyebiliriz: Daniel Radcliffe ile Steve Buscemi gibi iki kalburüstü ismi buluşturan absürt komedi-dramanın yeni sezonu, Dark Ages adı altında önümüzdeki ay başlıyor.  

MART  

Martın biraz kısır geçtiğini kabul edelim: Dikkati çeken tek yapım, David Fincher'ın Deadpool'un yönetmeni Tim Miller'la animasyon işine girdiği Netflix dizisi Love, Death + Robots'tu... 

NİSAN 

Nisanda Broadway efsanesi yönetmen Bob Fosse'nin 40 ve 50'li yılların efsanevi oyuncusu eşi Gwen Verdon ile çalkantılı ilişkisi temelinde ilerleyen biyografi denemesi Fosse/Verdon ile tanıştık. Dizide önemli iki oyuncu; Sam Rockwell ile Michelle Williams'ın performansı görülmeye değerdi.  


Michelle Williams, Fosse/Verdon'da başrolü Sam Rockwell ile paylaştı.

Nisan'da Netflix'in ilk "yerlisi" Hakan: Muhafız'ın (The Protector), 2. sezonu da geldi. Yeni sezonlar da yolda... 

MAYIS 

Mayıs, bir hayli bereketliydi doğrusu: Netflix'in kara komedisi Dead To Me, George Clooney'nin başrollerden biriyle yapımcılığı üstlendiği Joseph Heller uyarlaması Catch-22 (Madde-22), bugüne kadar dizilerde neredeyse hiç görünmeyen Renée Zellweger'in başrolde olduğu What/If, Michael Sheen ve David Tennant'lı kadrosu ve fantastik konusuyla dikkat çeken Good Omens ile gerçek suç draması When They See Us, iz bırakan yapımlar oldu. Ama mayıs ayının ağır topu, Çernobil Felaketi'ni beyaz cama taşıyan HBO mini dizisi Chernobyl'di kuşkusuz...  


Chernobyl, bir mini diziden çok daha fazlası...

HAZİRAN 

Haziranla birlikte sektör biraz duruldu desek yanlış olmaz. Eh ne de olsa yaz gelmişti. Yine de iki önemli diziyle tanıştık yazın ilk ayında: Hem kamera önü hem de arkasındaki ekipte önemli isimleri barındıran City on a Hill ile Fox News'ün tartışmalı yöneticisi Roger Ailes'a dönüşmek için olağanüstü bir değişim geçiren Russell Crowe'un başrolde olduğu Showtime draması The Loudest Voice, haziranın öne çıkan yapımlarıydı.  


Russell Crowe'un The Loudest Voice'deki dönüşümü görülmeye değerdi...

TEMMUZ 

Temmuzda durgunluk daha belirgin hale geldi ama bu, The Boys gibi bir diziyle tanışmamızı engellemedi. Karl Urban'ın başrolde olduğu çizgi roman uyarlaması, yılın en iyilerindendi. Temmuzun dikkat çekenlerine yıllar sonra aramıza dönen Veronica Mars ile Batman'in gizemli uşağı Alfred'in macerasını anlatan Pennyworth'u da katalım...  


AĞUSTOS  

Ağustos, sektörün yavaştan hareketlendiği ay olarak takvimdeki yerini aldı. 90'ların popüler gençlik dizisi Beverly Hills 90210'nun (Evimiz Hollywood'da), 20 yıl sonra dönüşüne tanıklık ettik. Macera kısa sürdü ama olsun... Kirsten Dunst'lı On Becoming A God In Central Florida, çizgi dizi Dark Crystal: Age of Resistance ve Orlando Bloom ile Cara Delevingne'ni buluşturan fantastik drama Carnival Row, ağustosun önemli işleriydi.  


EYLÜL 

Eylülle birlikteyse bombardıman başladı: Sacha Baron Cohen'in başrolde olduğu casusluk draması The Spy, gerçek bir öyküye dayanan Unbelievable, çizgi dizi Undone, Michael Sheen ve Tom Payne'li polisiye gerilim The Prodigal Son, televizyon dünyasının önemli isimlerinden Ryan Murphy'nin arkasında olduğu Gwyneth Paltrow'lu The Politician ve Harlem'deki mafya savaşını ekrana taşıyan Oscar'lı oyuncu Forest Whitaker'ın başrolü üstlendiği Godfather of Harlem, bir çırpıda sayılabilecek eylül yapımlarıydı.  


EKİM  

Televizyon dünyasının ilk eşcinsel süper kahramanı Kate Kane, namı diğer Batwoman yani Yarasa Kadın ile ekim ayında tanıştık. Anne Hathaway'den Tina Fey'e, Julia Garner'dan Dev Patel'e, Andy Garcia'dan John Slattery'ye bir dizi önemli oyuncu aynı çatı altında buluşturan Modern Love ve tabii ki sadece ekimin değil yılın dizilerinden DC uyarlaması Watchmen'le de... 


KASIM 

Kasım, iki yeni yayın platformunun açılmasıyla çılgın bir ay oldu. Apple TV Plus dizileri See, The Morning Show ve For All Mankind'ı başa yazalım. Üç dizinin kadrolarına bakmak bile insanı heyecanlandırıyordu. See'de Jason Momoa, The Morning Show'da Jennifer Aniston, Reese Witherspoon ve Steve Carell, For All Mankind'da Joel Kinnaman döktürüyordu. Kasım listesinde sadece bu üç dizi yoktu tabii: Philip Pullman'ın fantastik roman serisinden uyarlanan yıldız kadrolu His Dark Materials, Star Wars evreninin yeni dizisi The Mandalorian (2. sezonunun da yolda olduğu müjdesini verelim) ve usta yönetmen M. Night Shyamalan'ın imzasını taşıyan Servant, kasım ayının öne çıkan diğer yapımlarıydı.  


ARALIK  

Ve geldik yılın son ayına... Aralıkta sıkı bir intikam öyküsü anlatan Reprisal'ı, Octavia Spencer ile Aaron Paul'ü buluşturan Truth Be Told'u ve tüm zamanların en popüler fantastik çizgi roman serilerinden The Witcher'ı izledik. 


Aralık listesine Netflix'in ikinci "yerlisi" Atiye'yi de ekleyelim. Beren Saat ile Mehmet Günsür'ün başrolleri paylaştığı, onlara deneyimli bir kadronun eşlik ettiği drama, izleyiciden iyi not aldı diyebiliriz...  


Beren Saat'li Atiye, izleyiciden geçer not aldı...

YILDIZLARIN TV MESAİSİ 

Veda ettiklerimize geçmeden muhtemelen dikkatinizi çekmiş bir noktaya değinelim: 2019, beyazperdenin "parlak" isimlerini sıklıkla dizilerde gördüğümüz bir yıl oldu. Yukarıda da birkaçına değindik; Uma Thurman'dan Mahershala Ali'ye, Russell Crowe'dan M. Night Shyamalan'a, Forest Whitaker'dan Renée Zellweger'e, Jason Momoa'dan Gwyneth Paltrow'a, Kirsten Dunst'tan Orlando Bloom'a, George Clooney'den Steve Buscemi'ye, Daniel Radcliffe'den Michelle Williams'a onlarca yıldız isim, evlere konuk oldu...  

Renée Zellweger, What/If'deki rolüyle göz doldurdu.

DÖNÜŞLERİYLE MUTLU EDENLER  

Bir es daha: Yenileri saydık ama dönüşleriyle hayranlarının yüzünde güller açtıran birkaç diziye de değinmeden geçmeyelim: 2019'un en büyük geri dönüşlerinden birine imza atan Mindhunter ile başlayalım. 70'li yılların sonunda FBI'ın suç ve suçlu profili departmanının kuruluş aşamasına odaklanan David Fincher imzalı dizi, 2. sezonuyla en az ilki kadar sükse yaptı. Jonathan Groff, Holt McCallany ve Anna Torv üçlüsüyle ana karakterlerden rol çalan "psikopatların", yine çok iyi olduğunu ekleyelim.  


Mindhunter'ın 2. sezonu, en az ilki kadar heyecan vericiydi...

Büyük geri dönüşler arasında Stranger Things (3. sezon), Succession (2. sezon), The Crown (3. sezon), The Kominsky Method (2. sezon), Killing Eve (2. sezon), GLOW (3. sezon), 13 Reasons Why (3. sezon), The Marvelous Mrs. Maisel (3. sezon), YOU (2. sezon), The End of the F***ing World (2. sezon), Rick and Morty (4. sezon), Goliath (3. sezon), Élite (2. sezon), La casa de papel (3. sezon), The Handmaid's Tale (3. sezon), Black Mirror (5. sezon), Big Little Lies (2. sezon), Dark (2. sezon), Chilling Adventures of Sabrina (2. sezon), American Gods (2. sezon), Barry (2. sezon) ve Luther'ı da (5. sezon) saymadan geçmeyelim... 

GİDİŞLERİYLE HAYRANLARINI ÜZÜNTÜYE BOĞANLAR 

Geciktirdik ama bundan kaçış yok! Hüzünlü bir aşamadayız derlememizde: Serüvenini tamamlayanlara geçiyoruz...  

İlk olarak tüm zamanların en popüler sitcomlarından The Big Bang Theory'yi analım: 12. ve son sezon hüzünlüydü doğrusu ama öyküyü pek güzel toparladıklarını söylemekte yarar var.  


2019'da aramızdan ayrılan yapımlar arasında Gotham, ödül rekortmeni Veep, sadece 1 sezon dayanan Uma Thurman'lı Chambers, Designated Survivor, Jessica Jones, Orange Is the New Black, iZombie, Legion, Suits, Preacher, The Deuce, The Affair, The Punisher, Madam Secretary, Silicon Valley, Mr. Robot, Counterpart,The OA, Santa Clarita Diet akla ilk gelenler.  

Kiminin vedası, beklenen bir durumdu kimiyse hayranlarda üzüntüyle karışık derin bir öfke yarattı. Yayından neden kaldırıldığı anlaşılmayan yapımların başında Counterpart, The OA ve Legion'u anabiliriz.  

YILIN DİZİLERİ: FLEABAG ve GAME OF THRONES 

Gelelim her anlamda yılın en çok konuşulan iki dizisine...


Önce komedi: Aynı zamanda başrolü de üstlenen Phoebe Waller-Bridge'in kıvrak kaleminden yansıyanlar, Fleabag'i benzersiz bir konuma getiriyor. Kara komedi, karışık duygular uyandırıyor insanda. Hem güldürüyor hem de hüzünlendiriyor. Bir gün devamı gelir mi; şimdilik öyle bir ihtimal yok ama umut dünyası...  


Ve Game of Thrones: Hem bittiği için hem de onların tanımıyla "berbat" finali için hayranlarını derin üzüntüye gark etti tüm zamanların en popüler dramalarından Taht Oyunları. Ama her şeye rağmen final sezonu, 2019'un en çok konuşulan olayıydı diyebiliriz.  

ÖDÜLLER, ÖDÜLLER 

2019'un ödülleriyle kapatalım yazıyı. Altın Küre Ödülleri ile başlayalım: 76. Altın Küre Ödülleri'nde dengeli bir dağılım vardı. The Kominsky Method, The Marvelous Mrs. Maisel, Soğuk Savaş yıllarında geçen casusluk draması The Americans ve Killing Eve, öne çıkan yapımlardı. The Americans, drama dalında en iyi dizi seçilirken, komedinin galibi The Kominsky Method oldu. Dizi, Michael Douglas'a da En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü getirdi. Komedi dalının en iyi kadın oyuncusuysa The Marvelous Mrs. Maisel'den Rachel Brosnahan'dı.  


Rachel Brosnahan, son birkaç yılın yükselen değeri...

5 Ocak'ta sahiplerini bulacak 77. Altın Küre adaylarına baktığımızda listede Rachel Brosnahan'ın adı yine görünüyor. Brosnahan'ın dizisi Mrs. Maisel de adaylıklarda dikkati çeken yapımlardan. Fleabag ve yaratıcısı Phoebe Waller-Bridge için onların en büyük rakibi diyebiliriz. Komediden devam edersek; Barry ve başrol oyuncusu Bill Hader, listenin gediklilerinden olmayı sürdürüyor.  

Dramalara baktığımızda en iyi dizi ödülü için Succession, Big Little Lies, The Crown, Killing Eve ve The Morning Show'un yarışacağını görüyoruz. Oyuncularda kim öne çıkıyor derseniz, biz ayıramadık, o yüzden tüm adayları sıralayalım:  

EN İYİ KADIN OYUNCU  

  • Jennifer Aniston/The Morning Show 
  • Jodie Comer/Killing Eve
  • Nicole Kidman/Big Little Lies
  • Reese Witherspoon/The Morning Show
  • Olivia Colman/The Crown  


Jennifer Aniston, The Morning Show'un bir sahnesinde rol arkadaşı Reese Witherspoon ile...

EN İYİ ERKEK OYUNCU  

  • Brian Cox/Succession 
  • Kit Harington/Game of Thrones
  • Rami Malek/Mr. Robot
  • Tobias Menzies/The Crown
  • Billy Porter/Pose    

Altın Küre Adayları'nda mini dizilere de kısaca değinelim: Chernobyl ve Unbelievable ön planda. Kadınlarda Fosse/Verdon'dan Michelle Williams, erkeklerdeyse Sacha Baron Cohen (The Spy), Jared Harris (Chernobyl) ve Sam Rockwell (Fosse/Verdon), bir adım önde...  


71. Primetime Emmy Ödülleri'nde sıra: Toplam 32 adaylıkla rekor kıran Game of Thrones, En İyi Drama dahil 12 dalda ödüle uzansa da hayal kırıklığı yaratırken gecenin en çok konuşulan dizisi Fleabag oldu diyebiliriz. Biraz açalım: Game of Thrones, En İyi Drama ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödüllerini aldı ve orada kaldı. Diğer tüm ödüller, teknik dallarda geldi.  


Game of Thrones'dan Peter Dinklage, dördüncü kez En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü ile ayrıldı geceden. 

Drama dalında Killing Eve'deki muhteşem oyunculuğuyla Jodie Comer, kimseye şans tanımadı. Yine drama dalında Pose'dan Billy Porter, güçlü rakipleri arasından sıyrılmayı başardı.  


Jodie Comer, Sandra Oh ile müthiş bir ikili oluşturdu...

Komediye geçersek; burada son dönemin en iyi işlerinden Fleabag ile The Marvelous Mrs. Maisel'in zaferinden söz edebiliriz. Fleabag, En İyi Komedi Dizisi Ödülü ile yetinmedi, yazarı Phoebe Waller-Bridge'e de hem En İyi Kadın Oyuncu hem de senaryo ödüllerini getirdi. Erkeklerde ödül, bir kez daha Barry'nin başrol oyuncusu Bill Hader'in oldu.  

Mini dizilerdeyse Chernobyl, ipi rahat göğüsledi.  

GURURUMUZ HALUK BİLGİNER 


Türkiye'yi sevindiren Haluk Bilginer'in başarısıyla noktayı koyalım: Bilginer, Şahsiyet dizisinde canlandırdığı unutulmaz Agâh Beyoğlu karakteriyle 47. Uluslararası Emmy Ödülleri'nde En İyi Erkek Oyuncu seçildi. Bu ödülü alan ilk Türk sanatçı olan usta oyuncu, şu açıklamayı yaparak kalpleri ikinci kez kazanıyordu: ''Kendimden çok Türkiye'ye bu ödül gittiği için çok mutluyum. Çok severek, beğenerek yaptığımız bir işin başkaları tarafından da uluslararası bir platformda takdir edilmesi ve ödülle taçlandırılması çok mutlu edici bir şey. Çok mutluyum.'' 

Kendine alzheimer teşhisi konduktan sonra seri katile dönüşen Agâh Beyoğlu karakterini canlandıran, bir başka deyişle rolü yaşayan Bilginer'i yürekten kutluyoruz... 


Sonraki Haber