Edis'in Starlight'ı neden tartışma yarattı? PR çalışması mı samimi bir belgesel mi?

Müzik piyasası “Yeni Tarkan” olarak tanıtılan ve bunun da etkisiyle yok olup giden isimlere alışık. Edis de zamanında “Yeni Tarkan” ilan edilmişti. Bu aslında hem pop müzik dünyasındaki arayışı hem de tarzın artık açıkça “değişim bilmez” tavrını gösteriyor.

Bu sebeple kalıpları kırması, alternatiflerden rahatlıkla beslenmesi ve buna göre şekil değiştirmesi en belirgin özelliği olan pop müzik, Türkiye'de tekdüze giderken alternatif tarzlar ülke genelinde popüler olmayı başarıyordu.

EDİS 'KURTARICI' MI?

Dolayısıyla Edis sektörün en büyük ihtiyacı ve o da bu boşluğu çok iyi bir şekilde dolduruyor. Peki, Edis için “Pop müziğin kurtarıcısı” diyebilir miyiz? Henüz ikinci stüdyo albümünü görmediğimiz bir şarkıcı için bunu söylemek erken ancak 30 yaşındaki süperstar, çok doğru işaretler veriyor.

Netflix'te yayınlanan Starlight belgeseli de aslında bu işaretler arasında. Bir kesimin sert bir şekilde eleştirdiği hatta “Belgesel değil, PR çalışması” dediği 1 saat 14 dakikalık yapım, Edis'in şöhret macerasında çıkan kısmın özeti niteliğinde.

30 Eylül'de yayına giren belgeselin yapım aşamasında 140 Journos imzası bulunuyor. Bu detay da dikkat çekmekte. İki yürütücü yapımcı koltuğundan birinde ise Edis Görgülü'nün menajerliğini de yapan babası Ayhan Görgülü oturuyor.

Kariyerinde ilk ve tek albümü Ân sonrası yaşadığı zorlu süreçten çıkışında ailenin önemine vurgu yapan Edis, 25 Aralık 2020'de Vodafone Park'ta gerçekleştirdiği ve 5.7 milyon izlenme ile rekor kırdığı online konserinin ve Aralık 2019'da tarz değişikliğini duyurduğu "Ân'a Veda" konserlerinin arka planını yansıtıyor ve yakın gelecekte açılacağı yeni suları da gösteriyor.

Şubat ayının başında Edis'in, dünyanın en büyük müzik yapım şirketlerinden biri olan Warner Music'le anlaşma imzaladığı ortaya çıkmıştı. Buna göre Edis, İngilizce bir albüm yapacak. Belgeselde bu anlaşmanın da arkaplanını görüyoruz.

“Arıyorum” adlı teklisinin hazırlanış sürecinden küçük bir kesitin de yer aldığı belgeselde Edis'in yeni albümünde reggae, reggaeton, R&B gibi tarzlardan etkilenen “urban pop” tarzına geçeceği aktarılıyor.

Belgeselde dikkat çeken noktalardan en önemlisi de “düşüş” dönemi. Edis'in ilk menajerlik şirketiyle davalık olma süreci de yaratıcılık noktasında çektiği sıkıntı da kaybolan “güven” duygusu üzerinden bu olayla birleşiyor. Edis'in iş ilişkisi dışında bir arkadaşını göremediğimiz için aslında bu bağlantıyı ister istemez kuruyoruz.

Ayrıca belgeselde “Edis davayı kazandı” ifadesi geçse de menajerlik şirketinin 3.5 milyon tazminat talebi reddedilirken Nisan 2021'de Edis'in 1 milyon 387 bin TL ödemesine hükmedildiğini hatırlatmak gerek.

'SEÇİLMİŞ KİŞİ' VURGUSU

Belgesel hakkındaki eleştirileri bir yere kadar haklı çıkaran detaylardan biri de yanındakilerin onun hakkında belgesel boyunca “seçilmiş kişi” havası yaratması. Karşıt bir görüş ya da dengeleyici bir unsur bulunmayınca, Edis neredeyse “hatasız” gösterilince bu ifadeler “garip” olarak yorumlandı.

Lakin Edis'e hakkını teslim etmek de gerek. Toplumun geniş bir kesiminden insanları heyecanlandıran bir pop yıldızı uzun zamandır piyasada yoktu. 90'lar Türkçe Pop dışında yerli pop müzik dinlemeyen ya da bunu söylemekten imtina eden insanlar dahi Edis dinlediğini heyecanla vurguluyor.

Tüm bunların ışığında Edis'i bir “kurtarıcı” olarak göreceksek onun komple bir paket olduğunu da vurgulamakta fayda var. Kendi şarkılarını yazıyor, sahne şovuna fazlasıyla özen gösteriyor, bir konsept dahilinde hareket ediyor ve tüm bu oluşturduğu paketi stiliyle destekliyor.

AKLINDA SAHNE VAR

Şarkılarını yaparken dahi aklında sahne var. Hedefini, şarkı üretim sürecinde gittiği yönü belgeselde şöyle açıklıyor: “Sahneyi doldurabilecek bir şarkı yapmak.”

Yine belgeselde de değinildiği üzere “camiada kendine ite kaka yer açmayı başaran” PR çalışmasından ziyade şarkılarını duyup “Kimin bu şarkı” diye sordurarak geniş kitlelerce tanınan Edis, bu zamana kadar “Benim Ol”, “Olmamış Mı”, “Dudak”, “Çok Çok”, “Martılar”, “Roman”, “Yalan”, “Ân” ve “Bana Ne” gibi akılda kalan teklilere imza attı.

2018'de çıkan ilk albümü Ân ise ağırlıklı olarak eleştirmenler tarafından “farklı”, “modern”, “kalıpları yıkan” gibi olumlu yorumlar aldı.

Bu çalışmanın bir başlangıç olması, çalışmada değinilen geçen ancak detaylandırılmayan sektör gerçeklerine değinen belgesellerin yolunu açacağını umut etmekten başka, elden bir şey gelmiyor.

Kaynak: Web Özel