Çukur'da Yamaç'tan dizi saatleri eleştirisi
Uzun zamandır çokça tartışılan dizi saatlerinin uzunluğu konusunda Show TV'nin reyting rekortmeni dizisi Çukur'un 72. bölümünde (son bölüm) bir diyalog dikkat çekti. Yamaç, Şenol'la olan sahnesinde dizi saatlerinin uzunluğunu eleştirdi
Çukur'un 3. sezon 72. bölümüne (son bölüm) damga vuran sahnelerden biri de dizi saatlerinin uzunluğu oldu. Yamaç Koçovalı'nın dün akşam ekrana gelen dizinin bir sahnesinde Şenol ile olan diyaloğu dikkat çekti. Yamaç Şenol'a, "Dizi süreleri çok uzun" derken, Şenol'un "Vallahi ben izliyorum" demesi dikkat çekti. Peki bu diyaloğun Çukur'un senaryosuna girmesinin sebebi ne? Uzun süredir gündemden kalkmış olan tartışma yeniden mi başlıyor?
Aslında tartışma yeni değil. Hatta 2011 yılına kadar uzanıyor. Giderek 2 saate uzayan dizilerin uzun süreleri, bu sektörde çalışan başta senaryo yazarları olmak üzere bir çok meslek grubunun tepkisini çekiyor. Öte yandan sektör çalışanlarının karşısında ise TV kanalları bulunuyor. TV kanalları daha uzun süreli dizilerle hem reklam gelirini yükseltirken hem de tutan projelerle reyting açısından önemli avantajlar sağlıyor.
RTÜK'ÜN 2011'DE YAPTIĞI ÇALIŞMA
2011'de RTÜK tarafından yapılan bir çalışmada 14 Avrupa ülkesi üzerinde araştırmalar yapıldı ve dizilerin ortalama 45 dakika sürdüğü belirlendi. O dönem, RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, yaptığı açıklamada, Türkiye'de dizi sürelerinin uzunluğuyla ilgili hem izleyicilerden hem de dizilerde çalışanlar ve set görevlilerden şikayetler aldıklarını söyledi. Dizi sürelerinin kısaltılması için yürüyüşler ve mitingler yapıldığını, konuyla ilgili tartışmaların gündeme geldiğini belirten Dursun, şöyle devam etti: "RTÜK'ü göreve çağıranlar oldu, 'Neden müdahale etmiyor' diyenler oldu. Biz konuyla ilgili yayıncılarla görüşme yapmıştık. Yayıncılar da dizilerin bu kadar uzun süreli olmasından şikayetçi olduklarını ancak bir takım konjonktürel nedenlerle dizi sürelerinin uzadığını ifade etmişlerdi. Yayıncılar o toplantıda oyuncuların yüksek ücret almaları, rekabet ortamı, reklam yerleştirmeleriyle ilgili yaşanan sıkıntılar gibi faktörler üzerinde durmuşlardı."
RTÜK'e yönelik "dizi sürelerinin maksimum sınırını belirleyin" eleştirileri üzerine Avrupa ülkelerindeki dizi süreleri, sürelerin belirlenmesinde hangi aktörlerin etkili olduğu yönünde araştırma yaptıklarını belirten Dursun, söz konusu çalışmanın sonuçlandığını bildirdi.
Araştırmanın Avusturya, Bulgaristan, Almanya, Danimarka, İspanya, Finlandiya, Fransa, İngiltere, İtalya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, İsveç'i kapsadığını ifade eden Dursun, şunları kaydetti: "Arkadaşlarımızın yaptığı araştırmayla, Avrupa ve Amerika'da dizi sürelerinin 20 dakika ile 60 dakika arasında değiştiğini tespit ettik. Çağdaş dünyada 20 dakikadan kısa, 60 dakikadan uzun süreli dizi yok. Dizi süreleri ortalama 45 dakika. Birçok dizinin ABD yapımı olduğu dikkate alındığında, ABD'de de durumun farklı olmadığı sonucuna ulaşabiliriz. Türkiye'de ise dizi süreleri 80-90 dakika veya daha uzun. Bunun yanında özetinin yayınlanmasıyla 2.5-3 saate kadar çıkıyor. Bir de reklamları eklediğinizde neredeyse 4 saate tırmanan bir süre. Bu izleyiciler açısından kabul edilebilir bir şey değil. Buna artık müdahale etmek gerekir diye düşünüyorum."
Bu ülkelerde dizi sürelerinin nasıl belirlendiği yönündeki araştırmaya da değinen Dursun, "Bu 45-60 dakikayı kimin belirlediğine baktık, yayıncı mı, izleyici mi, izleyici temsilcileri mi, program yapımcıları mı yoksa RTÜK benzeri otoriteler mi, devlet mi? Yaptığımız çalışmada, dizi sürelerini RTÜK benzeri düzenleyici otoritelerin değil, arz talep dengesinden hareketle yayıncıların belirlediğini tespit ettik" diye konuştu.
Bu kapsamda Kültür ve Turizm, Çalışma ve Maliye bakanlıkları ile sendika ve meslek birlikleri temsilcilerinden oluşan bir komisyonun dizi süreleriyle ilgili çalışma başlatmasının planlandığını ifade eden Dursun, "Bu konu, artık kamusal düzenleme noktasına kadar gelen önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor. Burada biz nasıl bir politika izleriz, onu kesin belirlemiş değiliz ama dünyadaki örnek, bizim için yol gösterici olabilir diye düşünüyoruz" dedi.
Öte yandan, RTÜK tarafından Avrupa ülkelerindeki reklam uygulamaları da araştırıldı. Buna göre, Çek Cumhuriyeti 45 dakikalık televizyon filmlerinde bir kerelik, 45 dakikadan uzun televizyon programlarında ise birden çok reklam arası verebiliyor. Bu reklam süreleri 45 dakikalık kısımlar olarak ayrılıyor ve ona göre reklam veriliyor. Fransa'da, 60 dakikalık programlarda 8 dakikalık bir reklam arası veriliyor. Almanya'da, haftalık yayın akışında reklamlar 260 dakikayla sınırlandırılıyor. Yayın akışında saat 19.30-23.30 arasında ise reklamlar 75 dakikayı aşmıyor.İngiltere'de ise kamu yayıncısı ve özel kanallar için farklı düzenlemeler bulunuyor. Özel kanallara bakıldığında 26 dakikanın altındaki programlarda bir kez reklam yayınlanırken, 45 dakikada iki, 65 dakikada üç, 85 dakikada dört, 105 dakikada beş, 125 dakikada altı reklam arası veriliyor. Bir saatlik bir yayında en fazla 12 dakikalık reklam arası oluyor.
Fakat RTÜK'ün bu çalışması da sektördeki bu soruna çözüm olamadı.
'YERLİ DİZİLER YERSİZ UZUN' BİLDİRİSİ
2017 yılında ise sektörün en önemli sorunlarından biri olan dizi süreleri konusunda SenDer üyesi yazarlar sonunda örgütlenmeye karar verip bir bildiri yayınladılar.
98 aktif senaristin imzasını taşıyan metinde senaryo yazarlarının 60 dakikalık bölümler yazmak üzere örgütlendiklerinin altı çizilmiş.
Bu eylemin Hollywood'da gerçekleşen direnişe dönüşüp dönüşmeyeceğini önümüzdeki günlerde sektörün alacağı pozisyon belirleyecek.
Bilindiği üzre 5 Kasım 2007'de Amerikan Senaryo Yazarları Birliği (WGA) üyesi toplam 10 bin 500 yazar grev başlatmıştı. Üç ay süren grev sürecinde WGA ile sektör arasında anlaşmaya varılmış ve 13 Şubat 2008'de greve son verilmişti. Grev sürecinde ise sektörün en önemli ödül törenleri Oscar ve Golden Globe iptal edilmiş, kazananlar bir basın toplantısıyla açıklanmıştı.
İşte ülkemizde 98 senaristin imzaladığı o bildiri!
İLAN EDİYORUZ: #YerliDiziYersizUzun
Türkiye dizi sektöründe, senaryo yazarları olarak mutsuzuz.
Dünyanın hiçbir yerinde örneği olmayan, sadece hakkıyla üretme sürecini değil, izleme sürecini de imkansız kılan 120-150 dakikalık diziler yazmaktan dolayı şiddetli mutsuzluk içindeyiz…
140 dakika, çarpı 30 küsür hafta boyunca, hikâye anlatmaya çalışırken, dramanın gereği olan tüm temel ögelerden verdiğimiz tavizlerden ötürü, temposuz, akmayan, uzun bakışmalar, müzik-altılar ve flashbackerle şişirilmiş bölümler yazmaktan ötürü mutsuzuz.
Her hafta 140 dakikalık metin üretmek için, hayatımızda başka hiçbir şey yapmaya fırsat vermeyecek şekilde çalışmaya mecbur olmaktan ötürü mutsuzuz.
Mesleğimize olan aşkımız, tutkumuz mevcut durumu devam ettirme gücünü bize verirken, bu tempoya ayak uyduramadığı ya da uydurmak istemediği için mesleği bırakmış pek çok ustamız, meslektaşımız adına mutsuzuz.
Yazdığımız dizilerin her bir bölümünün, yurt dışına satılırken üçe bölünmesi ve çarpı 3 bölüm para kazandırması uğruna, sinema dilinden uzak, günlük hayat ritminde akan senaryolar yazdığımız için mutsuzuz.
Bir hafta içinde 140 dakika, tempolu ve sürükleyici bir bölüm yazmanın imkansızlığına rağmen, arada hasbel kader iyi yazdığımız bölümlerin de zamansızlıktan ötürü deforme edilmesi ya da etkisiz çekilmesi yüzünden mutsuzuz…
Dünyanın hiçbir yerinde bu sürelerde dizi yazılmaz ve üretilmezken; yıllar önce 90 dakikaya hayır dediğimiz 'Yerli Dizi, Yersiz Uzun!' eyleminden bu yana yayın süreleri 150 dakikalara çıkmış olduğu için; mesleğimiz, işimize olan saygımız, hikaye ve senaryo üretirken sahip olduğumuz profesyonel görüşler ve insani şartlarda çalışma arzumuz yok sayıldığı için mutsuzuz.
Bu tempo yüzünden çok hızlı yıprandığımız, yıprandığımız için de, yapımcıların kolayca senarist değiştirebilme halinden ötürü mutsuzuz.
Süreler yüzünden hikayelerimizi hızlı tükettiğimiz, sonrasında top çevirerek kendi hikaye ve karakterlerimize ihanet eder duruma düştüğümüz için mutsuzuz…
Uzun süreler yüzünden hikayesini sezon finalinden önce tüketen, tükettiği için de sezon ortasında final yapan diziler ve işsiz kalan bütün dizi çalışanları adına mutsuzuz.
Yapım şirketlerinin, aynı saatte diğer kanalda yayınlanan diziden daha uzun süre yayında kalma hırsı uğruna, daha uzun bölüm talep etmesinden; hikâye süresini, hikayenin kendisinin belirlemesi gerekirken, bu rekabetin mevcut süreyi belirler duruma gelmesi saçmalığından ötürü külliyen mutsuzuz!
Dizi sürelerinin kısalmasının, Türkiye dizi sektöründe çalışan her birim ve her birey için, daha insani şartlarda yazmak, üretmek, çekmek, oynamak ve daha evrensel, daha kaliteli işler yapabilmek için hayati olduğunun altını çizerek,
Biz aşağıda ismi bulunan senaryo yazarları olarak 60 dakikadan uzun süren diziler yazmamak için bir araya geldiğimizi, güç birliği oluşturduğumuzu ve görmezden gelinemeyecek, gözden çıkarılamayacak bir çoğunluğa ulaşmak için çalıştığımızı sektöre ve kamuoyuna ilan etmek isteriz.
Dizilerin ve kanalların gelir kaynağı olan reklam bütçelerinin, bu sürelere göre revize edilmesini, tüm birimlerin bu konuda iş birliği içinde olmasını ve el birliğiyle, hızla bir batağa doğru giden Türkiye dizi sektörünün intiharına mani olmak için bu karar ve eylemimizin desteklenmesini bütün oyuncu, set çalışanı, yönetmen arkadaşlarımız ile yapımcılarımıza rica ile beyan ederiz.