Ahmed Arif kimdir? Hayatı, eserleri ve gömlek hikayesi

Çağdaş Türk şiirinin önemli isimlerinden Ahmed Arif'in bugün 29'uncu ölüm yıldönümü. Peki Ahmed Arif kimdir? Hayatı, eserleri ve şiirleri...

Son Güncelleme:

Hasretinden prangalar eskittim, seni anlatabilmek seni, iyi çocuklara, kahramanlara, seni, anlatabilmek seni, namussuza, haldan bilmez, kahpe yalana... Çoğumuzun bildiği bu dizelerin şairidir Ahmed Arif. 2 Haziran 1991'de hayata gözlerini yumduğunda ardında onlarca şiir bıraktı. Ölümünün ardından şiirlerinin bir araya toplandığı iki antoloji, eşsiz şiirlerinin duygularını onu tanımayanlara aktardı.

23 Nisan 1927'de Diyarbakır'da dünyaya geldi Ahmed Arif. Hançepek semtinde Yağcı Sokak'taki 7 numaralı evde... Aslında adı Ahmed Arif değildi, gerçek adı Ahmet Hamdi Önal'dı. Fakat herkes onu Ahmed Arif olarak bildi, o da kendine bu ismi yakıştırdı. Diyarbakır Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümünde okudu. Fakat o şiirlerindeki hayal gücünü ve kendine has lirizmi Türkiye 1940-1955 arasında dergilerde yayınlanan eserleriyle tanıdı.

Siyasi çizgisi dönem dönem Türkiye siyasetinde sahne almış kutuplar arasında tartışma konusu olsa da şair yönüyle unutulmayacak değerlerden biri olacak olan Ahmed Arif'in şiirlerinin toplandığı tek kitabı Hasretinden Prangalar Eskittim 1968'de yayımlandı. Türkiye'de en çok basılan kitaplar arasında yer aldı. Ahmet Kaya, Cem Karaca gibi sanatçılarca birçok şiiri bestelendi. Ankara'da yalnız yaşadığı evinde 2 Haziran 1991 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. 

Ahmed Arif ile Türk edebiyatının bir diğer önemli isimlerinden Cemal Süreyya'nın dilden dile dolaşan bir gömlek hikayesi de Ahmed Arif'in mahçubiyetinin sembollerinden biri olmuştur.

AHMED ARİF VE CEMAL SÜREYYA'NIN EFSANE HİKAYESİ: ŞAİRİN GÖMLEĞİ

Anlatılana göre Cemal Süreya ve Ahmed’in arkadaşlıkları çok eskilere dayanıyordu.

Haftanın hemen hemen her gecesi Ulus Gazetesi’nde buluşur, oradan meyhanenin yolunu tutar, sabaha karşı da Kızılay’a kadar yürüyüp orada ayrılırlardı.

Bir gece aniden ortadan kayboldu Ahmed. Ne gazeteye gelir oldu, ne de her zaman gittikleri meyhaneye.

Cemal Süreya sonunda onu salaş bir mekanda rakı şişesinin başında buldu.

Kadehinden büyük bir yudum aldıktan sonra “Sana karşı büyük bir hata işledim” dedi Ahmed; “O yüzden kaçıyordum. Kız kardeşine aşık oldum…”

Dostundan aldığı cevap işe şu sözcüklerden ibaretti: “Bunu neresi hata. Senden daha iyisini mi bulacak?”

Sonrasını şöyle anlatıyor Cemal Süreya: “Kardeşime söyledim. Kız şaşırdı, ikisi de birbirini tanımıyor. ‘Evlen kız, Türkiye’nin en iyi şairi’ dedim. Zafer çarşısındaki kahvede sözleştik. Tanışacaklar. Aldım gittim kardeşimi. Bekle bekle Ahmed yok. Kız bozuldu, onuruna dokundu. Ertesi gün öğrendim ki, temiz gömleği olmadığı için gelememiş Ahmed.”

 

Doğdun,

Üç gün aç tuttuk

Üç gün meme vermedik sana

Adiloş Bebem,

Hasta düşmeyesin diye,

Töremiz böyle diye,

Saldır şimdi memeye,

Saldır da büyü...

Bunlar,

Engerekler ve çıyanlardır,

Bunlar,

Aşımıza, ekmeğimize

Göz koyanlardır,

Tanı bunları,

Tanı da büyü...

Bu, namustur

Künyemize kazınmış,

Bu da sabır,

Ağulardan süzülmüş.

Sarıl bunlara

Sarıl da büyü.

Adiloş Bebenin Ninnisi şiiri kuşkusuz en çok bilinen şiirlerinden biriydi.

Akşam Erken İner Mahpushaneye

Anadolu

Ay Karanlık

Sen Hep Şerefinle Yaşarsın Baba [kaynak belirtilmeli]

Bu Zindan Bu Kırgın Bu Can Pazarı

Diyarbekir Kalesinden notlar ve Adiloş Bebenin Ninnisi

Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden

Hasretinden Prangalar Eskittim

İçerde

Kara

Karanfil Sokağı

Leylim Leylim

Merhaba

Otuz Üç Kurşun

Sevdan Beni

Suskun

Unutamadığım

Uy Havar!

Vay Kurban

Yalnız Değiliz

Kara gibi onlarca şiiri dilden dile dolaştı durdu.

Cem Karaca, Akşam Erken İner Mahpusaneye şiiriyle, Ahmet Kaya Ay Karanlık şiiriyle, duygularını melodiye dönüştürüp kalplere girdi.

Hatta günümüzde bile Manuş Baba'nın seslendirdiği İçerde şarkısının şiiri Ahmed Arif'e aitti.

Sonraki Haber