13. yüzyılın Google'ı nasıldı? Dizin ve arama işte böyle icat edildi!
"İnternet yokken ne yapıyorduk?" diyoruz, aklımıza takılanı saniyeler içinde öğrenebiliyoruz. Bu büyük nimetle tanışalı aslında çok olmadı ancak öncesini hayal bile etmek şimdiden zor... Geçmişte ne yaptığımızı sorsak da Google'ın atası aslında 800 yıl önce iki yerde birden icat edilmişti.
Ya bu oyuncu nerede oynuyordu? Nakaratı nasıldı bu şarkının gelmiyor aklıma? Hangi maçta atmıştı o golü? Bu sorular günlük hayatımızın tam ortasında yer alıyor. Merak ettiğimiz bilgiyi günlük hayatımızda ezberimize atmamızın gerekmediği, hap bilgiye ve gerekirse çok daha fazlasına anında ulaşabildiğimiz bir çağda yaşıyoruz.
Bu çok büyük bir nimet. “İnternet yokken ne yapıyorduk?” sorusu sık sık duyduğumuz bir soru. Peki Orta Çağ'dakiler ne yapsın?! Veya ne yapıyorlardı?
ARAMANIN KÖKENİ...
Oxford İngilizce Sözlüğü'nde (The Oxford English Dictionary) “to look something up” yani bir şeyi aramak, araştırmak, bir dizin içinde aramak ifadesi 1692'ye dayanıyor. İfadenin karşılığında ise “masaya oturup bir bilgi aramak” tanımı yer alıyor.
Bizim için elbette bu eylemin keşfedilmiş olduğunu düşünmek çok güç zira bu günlük hayatlarımızın önemli bir parçası, adeta bir rutini.
Orta Çağ'da ise durum farklıydı. Okur yazarlığın çok çok az olduğu, okunacak eserin de aynı oranda az olduğu, okuma denen işin sabır gerektiren ağır bir iş olduğu bir dönemde özellikle Kıta Avrupası'nda kutsal metinleri ömürleri boyunca okuyan keşişlere 13. yüzyılda iki yeni kurum eklendi:
Ünivesiteler ve halk tarikatları. Bu kurumlarda dersler ve vaazlar verilirken hız ihtiyacı da baş göstermekteydi. İhtiyaç duyulan bilgiye mümkün olan en hızlı ve en verimli şekilde ulaşmak gerekliliği kaçınılmazdı.
Böylece kitapları kullanmanın yeni bir yolu bulundu ve Arama Çağı, bu vaaz ve öğretim dünyasında doğdu!
800 YILLIK İCAT
Derslerde ve vaazlarda gereken yere hemen ulaşabilmek için, soruları yanıtlayabilmek için “dizin” kısmı oldukça kritik bir görev görüyordu. Neredeyse 800 yıllık bu icat oldukça mütevazı bir icat.
Bunu bir teknoloji ürünüyle karşılaştırmak zor ancak Google mühendisi Matt Cutts şöyle bir örnek veriyor: “Anlaşılması gereken ilk şey, bir Google araması yaptığınızda, aslında web'de arama yapmadığınızdır. Google'ın web dizinini arıyorsunuz.”
Dizinler bugün günlük hayatımızı düzene sokuyor. Tahminen 1230'da yapılan bu keşfin başrolünde filozof Hugh of Saint-Cher yer almaktaydı. Ekibiyle yeni bir çalışma hazırladılar. İncil için bir dizin çıkardılar. Öyle ki hem Eski Ahit'te hem de Yeni Ahit'te yer alan neredeyse 12 bin önemli kelimenin nerelerde geçtiğini 129 bin civarında referans göstererek listelemeyi başarmışlardı.
Şimdi bilgisayar klavyesinde Ctrl+f tuşuyla aramak istediğiniz kelimeyi hatta ne kelimesi harfi bile saniyeler içinde bulabiliyorsunuz.
28 KOPYA, BESTSELLER DEMEK!
Bu 800 yıllık çalışmanın o dönemden kalma 28 farklı kopyasının bulunması çalışmanın net bir çoksatar olduğunu da gösteriyor! Hatırlatmakta fayda var. O zamanlar matbaa yoktu ve haliyle bir kitaptan sizde de olsun istiyorsanız kitap sizin için elle baştan sona yeniden kopya ediliyor, ciltleniyordu.
Lakin Hugh of Saint-Cher yalnız değildi. Oxford'a, Robert Grosseteste adlı adamı ziyarete gidelim. 1175 civarında doğduğu tahmin edilen Grosseteste, tarımla uğraşan bir ailenin, okumayı ve araştırmayı çok seven bir çocuğuymuş.
Kendisinin izini 1220'lerin sonlarına doğru yakalıyoruz. 50'li yaşlarına gelen Robert, Oxford'da vaaz veriyor. Ömür boyu sınırsız okumaya ilişkin konu dizinini derlediği Table of Distinctions adlı eserini de burada hazırlamıştı. Hugh of Saint-Cher'in çalışmasının aksine Table of Distinctions'ın bir adet kopyası bulunuyor.
Ve yine, Fransa'daki örneğin aksine; alfabetik olarak değil, kavramsal olarak düzenlenmişti. 440 başlığın tümü dokuz üst kategoride gruplandırılmıştı. Zihin, yaratılmış şeyler, kutsal yazılar gibi geniş temalara yer vermişti.
Şimdi dijital devrim bize her şeyin dizinini sundu hatta cebimize koydu. Bazılarımız bu dizinleri kimin derlediğine dair endişeli.
Donald Trump “Google ve diğerleri sesimizi bastırıyor” diyor: “Gördüklerimizi, göremediklerimizi kontrol ediyorlar.”
Ancak çoğumuzun aramayla olan ilişkisi çok keyif verici: Bir dahaki sefer “Ya bu oyuncu nerede oynuyordu? Nakaratı nasıldı bu şarkının gelmiyor aklıma? Hangi maçta atmıştı o golü?” soruları aklımıza geldiğinde bu işin kurucuları Robert ve Hugh anılmaya değer!
metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr
Kaynak: Bu haberdeki bilgilerin büyük bir kısmı The Telegraph'ta yayınlanan "13th-century parchment Google: the invention of the index" başlıklı makaleden derlenmiştir.
Kaynak: Web Özel